Heyoooo!
Yeni hikayemle sizinleyim. Umarım beğenirsiniz. Kurgum iddalı ve beğeneceğinize eminim.
İlk bölü bir klipten etkilenerek yazdım.
İyi okumalar...
Çünkü biz hiç yan yana gelmedik.
Çünkü biz hiç aynı gökyüzünü seyredemedik.
Çünkü sen bana hiç elma şekeri de almadın.
Çünkü ben elinin sıcaklığını elimde hiç hissetmedim.
Çünkü biz "imkansızdık" sevgilim..
Yağmurlu bir cumartesi akşamıydı. Kız işten çıktıktan sonra yağmura tutulmamak için hızlıca koşuyordu. Daha fazla ıslanmamk için elindeki çantayı kafasına siper etti.
Bir an önce evine gidip tüm akşam yatıp, yarına yapacağı önemli toplantıyı düşünmeliydi. Koştu ve ilk gelen otobüsü kaçırmamak için içinden dua etti.
Hayat böyleydi işte birileri plan yapar o ise planı bozmak için daima karşınızda gülümseyerek bakar.
Bu iyi yada kötü o sizi bekler.
Oğlan bir kez daha babasıyla kavga ettikten sonra yollardaydı. Babasını seviyordu ama o bazen çok baskıcı olabiliyordu. Oğlan özgürlüğüne düşkündü. Buda babasıyla kavga etmek için iyi bir nedendi.
Yağmur daha fazla artınca oğlan koşarak durağa gitmeye başladı.
Babasının bir kez daha aradığını görünce gözlerini devirerek aramayı cevapladı.Babası yine neredesin sorularıyla oğlanı bunaltmaya başlamıştı bile.
Oğlan etrafına bakıp adresini verecek iken arkasındaki kıza sertçe çarpıp telefonunun suya gömülmesini izledi.
Yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi..
Kız yaptığı şeye karşın hem özür diliyor hemde yere düşen telefonu eline alıp silmeye çalışıyordu.
Uğraşı boşunaydı. Telefon çoktan bozulmuştu. Kızın gözleri dolarken oğlan onu hayranlıkla izliyordu.
Sarı ipeksi saçları kahverengi gözleri ve incecik kırmızı dudakları...Oğlan ona bir melekçesine bakarken kız bir şeyler anlatıyor fakat oğlan bunu duyamayacak kadar dibe dalmıştı.
O kızın gözlerinde boğulmuştu.
-Ben cidden görmedim üzgünüm ama telafi edebilirim yenisini alabilirim?
Kız sorarcasına konuştuğunda oğlan kendine geldi ve hızla başını salladı.
Affet bu ilk yağmurda ıslanışım şaşkınlığım ondan.
-H-hayır önemli değil sadece ufak bir kazaydı.
Oğlan kızın elinden telefonu alırken parmakları birbirini buldu. Oğlan resmen elektiriği en yüksek voltta almıştı.
Kız ise anlamsızca ona bakıyordu. Ona göre bu sadece bir parmak değmesiydi.
-Hayır ben ücretni ödemek istiyorum.
Kız ısrar edercesine konuştu. Fakat oğlan yine onun gözlerine dalmıştı. Kız elini kaldırıp gözünün önünde salladığında oğlan anca kendine gelebildi.
-Peki o zaman ben otobüse yetişmeliyim tekrar üzgünüm.
Kız sanki bir melek gibi uçarak gözden kaybolduğunda oğlan onu kaybetmek istemedi.
Onu bir inciymiş gibi en özel köşesinde saklamak istedi.
Kız gelen otobüse bindiğinde oğlan şaşkınlıkla ona yetişmeye çalıştı fakat otobüs oğlana göre çok ilerideydi.
Ama bu onu pes ettirmedi. O kızı kaybetmek istemiyordu.
Yokluğunda ne gidebildim ne de kalabildim...
Koştu. Sanki son kurtuluş kapısına yetişmek istercesine koştu. Hayat sizin uğraş verdiğinizi görünce size cevap vermekte elbette gecikmez.
Oğlan gitmekte olan otobüsün arka demirine tutunarak camdan içeriye baktı. İşte oradaydı. Meleği ayakta elindeki kitabı karıştırıyordu.
Oğlan gözlerinden fırlayan kalp emojileriyle ona bakıyordu. Bir süre daha onu izledikten sonra elini kaldırıp kapı çalarmış gibi cama vurdu.
Kız kendisine değildir diye arkasına bakmadı bile. Fakat otobüsteki herkes fısırdaşmaya başladığında oda cama baktı.
Gözlerine inanamadı. Daha beş dakika önce telefonunu düşürdüğü çocuk onu takip ediyordu.
Kız onun sapık olduğunu düşündü. Yüz vermeden tekrar önüne döndü. Oğlan bir kaç defa vurdu ama boşunaydı kız ona bakmamıştı bile.
Oğlan bağcığını kapatmak için yere eğildiğinde kız oğlanı orada göremedi. Otobüs hiç durmamıştı. Nasıl inebilmişti o aşağı?
Kız korkuyla hemen cama yaklaştı ve oğlana baktı ve tam o anda da oğlan ayağa kalktı ve 32 diş sırıtıp kıza el salladı.
Kız onun bu haline gülüp ilk durakta indi. Hemen arka tarafa çocuğun yanına giderken oğlanda ona doğru geliyordu.
Kalpleri ilk kez birbirine geliyordu.
Kız utangaçça oğlana baktı, oğlanda ona.
Fakat biri konuşmalıydı. Bunu tabikide bir erkek olarak oğlan üstelendi.
-Selam.
Kız tam cevap verecek iken diğer otobüs gelmişti. Bu sefer o otobüse yetişmeliydi.
Çantasından hemen bir kağıt çıkarıp numarasını yazdı ve ellerini arkaya götürdü. Kağıdı sağ avcuna koyup katladı.
Iki elinide avuçları sımsıkı kapatırken oğlandan numaranın hangi elinde olduğunu bilmesini istedi.
Ama oğlanın bilmediği fakat kızın bildiği çok önemli bir şey vardı.
Oğlan hevesle kıza baktı ve sol avcunu seçti.
Kız üzülmüştü. Sol avcunu açtığında elinin boş olduğunu gördü oğlan ve hayal kırıklığına uğradı.
Kız umursamadı bile.
Amacı sadece oyundu yada eğlence yada kendine itiraf edemediği başka bir şey...
Kız daha fazla oğlanın yanında duramadı ve ilk gelen otobüse bindi. Oğlana bir kez olsun bakmamıştı bile fakat oğlan ondan gözlerini alamamıştı.
Bir süre sonra tek gördüğü uzaklaşan bir otobüs ve uzaklaşan bir melekti.
Aşk kapınızı çalar ve siz onun peşinden koştukça "Kapalı." yazısını görmeye mahkumsunuzdur.
Hele ki bu imkansız bir aşksa...
Çünkü kadın geceydi...
Oğlan gündüz...
Eveeet en isteyerek yazdığım hikayelerden biri ve ne olursa olsun devam ettireceğim 2 günde bir yb paylaşacağım çünkü kurgum süper.
Umarım bu hikayemde beni yalnız bırakmazsınız.
Sizi seviyorum...
+15 oyla hikayeme başlıyorum ve tabiki en önemloso YORUM..
Desteklerinizi esirgemeyin....