*Mumenin müzik listesinden selamlar! Onun büyük bir Micheal Jackson hayranı olduğunu bilmiyordunuz değil mi? Bu bölüme özel size bunu seçti keyfini çıkarın;)*
----------------------------------------------------------------
"Chanyeol şu lanet olası arabanın anahtarını bul artık!" Jongin koltuk minderlerinin arasına elini sokarken bağırdı. Mailin üzerinden yaklaşık on dakika geçmişti ve arabanın anahtarı olduğu yerde değildi. Arabayı en son Chanyeol kullandığı için ve gece sarhoş döndüğü için anahtarı nereye koyduğunu hatırlamıyordu. Jongin ise onun bu sorumsuzluğuna bir kere daha küfür etti."Yah bağırmayı kes! Azıcık sakin ol!" Chanyeol atarlı atarlı konuştu. Adımları bu sefer mutfağa girmişken Jongin ise konsolun arkasına bakıyordu.
"Buldum buldum!" Chanyeol'un mutlu sesi mutfaktan duyulmuştu. Jongin hemen mutfağa girdi ve Chanyeol'un elinde tuttuğu anahtarı kaptı.
"Nerde buldun onu?" Jongin montunu giyerken sordu.
"Fırının içinde..." Jongin Chanyeol'a tebrik edici bakışlar attı ve yarım yamalak giydiği montuyla koşarak evden ayrıldı ve garajdan arabayı çıkardı.
"Dikkatli git! Akşama seni beklemem!" Jongini arkasından bir eş edasıyla bağırarak arkadaşını uğurladı ve pis pis sırıtarak kapıyı kapattı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Jongin acil kısmını koşarak girince telaşlı bir şekilde olduğu yerde bir kaç kez turladı. Sonunda acil kısmını birinden yardım alarak bulduğunda-yanlış girişten girmişti- üçüncü perdeyle örtülü yerde durdu ve tıklatmak için bir yer aradı. Ama lanet olsun ki sadece perdeydi. Jongin perdeyi yavaşça araladı ve yatağa uzanmış küçük bir beden görünce şaşırdı. Cenin pozisyonunu almış ve arkası ona dönük bir şekilde uzanıyordu.
Jongin ilgiyi çekmek için boğazını temizledi. Daha sonra adıyla seslenmek için ağzını araladı ama adını bilmediğini fark etti.
"I-ıhm şey iyi akşamlar ben Jongin." Arkası dönük gençten hiç ses gelmeyince Jongin uyuduğunu düşündü. Tam ona yaklaşacaktı ki uzanan genç sanki birisi ona kendisinin geldiği söylemiş gibi yattığı yerden doğruldu ve Jongin onun kulağından kulaklık çıkardığını görünce neden duymadığını anlamıştı.Kyungsoo kafasını arkasına çevirdi ve gördüğü manzarayla şoka girmiş gibi oldu. Tabii Jongin için durum daha farklıydı. Resmen beyninden vurulmuşa dönmüş olduğu için ölmek üzere desek daha mantıklıydı. Vücundunki bütün sinirlerinin çekildiğini hissetmişti. Karşısında gördüğü kişi DO KYUNGSOO idi. Bir tablosunu almak için on dört yaşından beri para biriktirdiği Do Kyungsoo. Tablolarının taptığı Do Kyungsooydu. Her gece yatmadan önce onunla tanışma hayalleri kurduğu Do Kyungsooydu. Hani şu Koreli olan...
"Vay be! Bu çocuk tam bir afet!" Mume kendi fikrini söylemekten geri kalmamıştı ve her şeyini ortaya dökmüştü. Kyungsoo ise en az onun kadar şaşkındı. Böyle birini hiç beklemiyordu. Böyle kişileri sadece televizyonda gömüştü. Resmen özel üretim gibi sayılı üretilen bebeklerdendi. Eğer onu model olarak çizmeye kalkışsa insanların hiç bir insan böyle kusursuz değildir diyerek resmine kötü eleştiri yapacakları türdendi.
" Sanırım eşcinsel olmaya karar verdim Soo..." Mume bunu söyledikten sonra bir ıslık çaldı ve çocuğu baştan aşağı süzdü.
"Tanrı seni korusun evlat!" Mume iyi dileklerini sundu ve hala karşısında şaşkın duran çocuğa-şaşırmasının çok normal olduğunu düşünüyordu- bir şeyler söylemesi için Kyungsoo'nun gözünün önünde parmaklarını şıklattı. Sonuçta ona dokunamıyordu değil mi..."A-ah merhaba Jongin tanıştığımıza memnun oldum ben Do Kyungsoo." Neden kekelemişti ki? Jongin bir süre Kyungsoo'nun kendisiyle konuştuğunu idrak etmeye çalıştı. Biraz daha kendine geldiğinde ise değişik değişik onu ve fark etmeden göremediği Mumeyi süzdü.
"Y-yanlış g-geldim s-sanırım..." Jongin her kelimesinin başında kekeledi.
"Ahhhh Tanrım! Kyungsoo bir şeyler yapar mısın çocuk elden gidiyo!" Kyungsoo Mumenin dediğiyle kendine geldi ve ona çaktırmadan pis bakışlar attı.
"Saçmala lütfen eğer Jongin sensen ben de Kyungsoo isem hiç bir şey yanlış gibi gözükmüyor değil mi?" Jongin yavaş yavaş kendine geldiğinde-ama hala şoktaydı- utangaçça kafa salladı Kyungsoo'yu onayladı.
"Sizin için ne y-yapabilirim bay Do?"
"Yah!" Kyungsoo'nun aniden bağırmasıyla Jongin ve Mume aynı anda yerinden sıçradı.
"Benle resmi konuşmaman konusunda ne konuşmuştuk?" .
"Ah evet haklısınız... Yani haklısın..." Kyungsoo devam etmesini işaret edercesine kaşlarını kaldırdı.
"...Kyungsoo." Jongin lafını tamamlayınca Kyungsoo'nun yüzüne memnun bir gülümseme yayıldı.
"Şimdi beni kaldır yakışıklı." Jongin Kyungsoo'nun ağzından duyduğu şeyle birden elma gibi kıpkırmızı oldu. Ama Kyungsoo'nun bunu sadece eğlenme amacıyla söylediğini biliyordu. Yataktaki oturur pozisyonundaki Kyungsoo'nun yanına gitti ve bir kolunu omzuna atması için eğildi. Ama hayran olduğu hatta taptığı kişiye bu kadar yakın olmak birazdan alev alacak gibi hissetmesine neden oluyordu. Kyungsoo sol kolunu Jongin'in omzuna attı ve Jongin'in belini kavramasıyla kendisini çekip ayağa kalktı.
"Tamam hadi gidebiliriz,...Ah dur dur bekle maskemi unutuyorum."Kyungsoo hala Jongin'den destek alırken yataktaki maskesini aldı ve tek eliyle yüzüne yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Milyon Dolarlık Ressam
FanficKyungsoo dünyaca ünlü bir ressam. Jongin ise kim olduğunu bilmeden aradığı yardımcı için ona mail atan sıradan bir genç. _________________________________________________________________ *Bütün hakları Mumenin her bölüm sizin için seçtiği şarkılarda...