GİRİŞ

35 2 0
                                    

Hayaller varsa ben vardım . Hayaller yoksa bende yoktum . Neden mi böyle söylüyorum . Çünkü onlar benim var olma sebebim .

Merhaba bu arada ben kim miyim ? Ben kraliçe Elizabeth şaka şaka olsam olsam sakarlar kraliçesi olurdum . Ben evet söylüyorum . Ben.. Melek .

Nasılsınız ben çok iyiyim çünkü hayalimi gerçekleştirdim . Belki kimine göre meslek değil ama benim tek mutluluğum olan ressam oldum . Yani belki öyle önemli biri değilim ama olsun ben kendime yeterim .

Size bir sır vereyim mi benim sevgilim var . Evde kalmadım yani . Adı da Emre . Çooook yakışıklı . Onu çok seviyorum ama aşık değilim . Çünkü artık herkes her sevgiyi aşk sanıyor . Bence en özeli aşk tabi bu kişiden kişiye değişir.

Beni merak ediyor musunuz ? Size kendimi anlatmak isterdim ama bende kendimi tanımıyorum . Belki anlatacak çok şey var ama benim aklıma hiç gelmiyor. Bakmayın öyle hayat dolu olduğuma içimde ne gemiler batıyor . Size dedim ya ressam oldum diye belki de hiç öyle ünlü biri yada adı duyulan biri olamayacağım . Belki de hiç resim çizemeyeceğim . Neden mi ?

Ben... Ölüyorum...

Hep sinir olurdum . dizilerde filmlerde kız komada kalır . Doktorlar hep umutsuz konuşur sonra mucize olur ve kız uyanır . Belki benimde olur ha ne dersiniz . Ama onlar hep filmlerde dizilerde olmaz mı ? Sinir olduğum şeyi istiyorum şimdi de . Ne kadar dengesizim . beni ölmek yada hayalimi gerçekleştirmeyecek olmam değil , arkada bırakacaklarım üzüyor .

Belki de uyanırım ha ne dersiniz ? Ama uyandığımda her şeyi unutacağımı bilseydim , uyanmak istemezdim .

Kafamın içinde konuşan insan sesleri... Aman ne güzel (!) Uyuyan insana bir rahat verilmez mi canım? Kafam davul gibi, göz kapaklarım ağır, beynim bomboş. Gerçekten ne oldu bana? Gözlerimi tekrar açmaya zorladım ve zafer! Açıldı, ama bulunduğum yerde bir gariplik vardı. Bulunduğum oda bir hastane odası ve ben de hasta yatağındaydım. Daha neler olduğunu kavrayamamışken odanın kapısı açıldı ve içeri 25-26 yaşlarında, üzerinde, tahminimce doktor önlüğü olan, yeşil gözlü bir adam girdi. Sahiden bu adam bir doktordu!

''Günaydın Melek Hanım.''

''Günaydın günaydın da-''

Daha sözümü tamamlayamadan sözümü kesti.

''Kendimizi nasıl hissediyoruz bakalım? ''

''Belirsiz. Ne oldu bana?''

Soruyu sorduğum anda yüzü garip bir ifadeye büründü

''Sadece küçük bir kaza. Imm bacağınızı incittiniz.''

Gözlerim diektman bacağıma kaydı. Bacağım sapasağlam duruyordu işte! Neler dönüyordu burada?

''Emin misiniz? Bacağım gayet sağlam.''

''Size verdiğimiz ağrı kesiciler acıyı kesmiştir. İstediğiniz bir şey varmıydı?''

''Sadece ayna ve bir bardak su.''

Odadan çıktı ve ben odada yanlızlığımla başbaşa kaldım. Hani ne oldu hatırlamaya çalışıyorum, o da yok. Emre nerde acaba? İnsan en azından sevgilisini bir arar sorar bari.

Yaklaşık 5 dakika sonra doktor içeri elinde ayna ve su ile girdi. Ellerim titreye titreye suyu içtim ve aynada kendime korka korka baktım. Durun bir dakika, bu ben değilim! Acaba uykudayken yanlışlıkla estetik ameliyatı falan mı yaptılar? Biraz sakinleştikten sonra kendimi incelemeye başladım. Ben yine aynı bendim ama gülüşüm, yüzhatlarım değişmişti ve bakışlarım bir farklıydı. Daha olgun bakıyorlardı. Imm nasıl desem, sanki çok acı çekmiş bir kızın bakışları vardı bakışlarımda. Bu uykuda ne olduysa beni tümüyle değiştirmişti. Hem de tümüyle...

Sana Kalbimi Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin