¤5¤

42 7 3
                                    

Hiç bir şeyi anlamıyordu.
Adama sorduğu soruların hiç birine cevap bulamamıştı.
Öldüğünden başka bir şey söylemiyordu.
Soobin gittikten sonra onun adında burda ölen birisi vardı.
Kim olduğunu bilmek istiyordu.
Eve doğru yürürken güneş tam tepesindeydi. Artık dayanılmaz hale gelmişti.
Bir yer bulup oturması ve dinlenmesi gerekiyordu.
Belkide ormanın içine girmeliydi.
Belkide bir kaç şey bulurdu diye düşündü.
Yoldan sağa saparak ağaçların olduğu yeri takip etti.
Biraz daha ilerledikçe su sesleri artıyordu.
Nehir olma olasılığı fazlaydı.
Takip etmeye devam etti ve sonunda ulaşmıştı.
Burası çok düzgün ve bakımlı bir yerdi.
Sanki birileri burda kalıyor ve buraya çeki düzen veriyor gibi.
Derin bir nefes aldı.
Havası gerçekten çok güzeldi.
Biraz daha dinlendikten sonra eve döndü. Dinlenmesi gerekiyordu.
Yorucu bir gün olmuştu.
Kendisini yatağa atma hayali kurarken birden kapı çaldı.
Buraya gelişinden beri ilk kez kapısı çalıyordu.
Yavaşça kapı gözünden kim olduğuna bakmak için yükseldi.
Kimse gözükmüyordu.
Kapı çalındığını duymuştu oysaki.
Tam arkasına dönüp gidecekken bi kere daha çaldı.
Hızlıca arkasına dönüp kapıyı açtı.
"Kimse var mı? " diye seslendi.
Aniden bir bağırma ile yerinden sıçradı.
"Yaa Woohyun!!! Korkuttun beni!"

"Ahahh gerçekten mi? Özür dilerim. Ne yapıyorsun? "

"Konuyu bu şekilde değiştiremezsin."
İkiside birbirini kısık gözlerle bakıp gülüyordu.

"Bugün nereye gitmek istersin Soobin?"

"Aslında.... Evde kalmak istiyorum biraz yorgunum."

"Yorgun mu? Neden? Geçen ki istasyona gitmek isteyeceğini düşündüm. Geçen gidememiştik."

"Ahh evet. O gün neler olduğunu hala-

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
Lütfen."
Woohyun kafasını yere indirmiş ayağıylada yere vuruyordu.

"Woohyun."
Soobin neşeli bir şekilde cevap vermişti.
Woohyun kafasını kaldırarak Soobine baktı ve diyeceği şeyi bekledi.

"Beni burdaki en yakın kırtasiyeye götürür müsün? "
Woohyun hiç bir şey anlamamış gözlerle Soobine bakarken Soobin ise ne yapacağından emin gözüküyordu.

O anda Woohyun birbirine bakan göz bebeklerinin yer değiştirmemesini diledi~

Hiç birşeyin değişmemesi dileğiyle~

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Kırtasiyede ne yapmak istediğini sorabilir miyim?"

"Hayır."

"Böyle yaparsan aegyomu görmek zorunda kalacaksın ama."

"İsterdim. "

"Neyi? "

"Görmeyi. Aegyonu görmeyi isterdim."

"Sen ciddi misin?"

"Hmmm. Hayır. "

"Ahh gerçekten. "

"Bakın bayım. "
Soobin Woohyunun önüne geçmiş geri geri yürüyerek konuşuyordu.
"Eğer bu şekilde konuşmaya devam ederseniz sizi susturacak birini bulmam gerekecek.
Lütfen daha hızlı olur musunuz?"

Woohyun sadece küçük bir şekilde sırıtmıştı.

"Bir şey demeyecekmisin?"
Soobin Woohyunun söyleyeceği şeyi beklerken bir anda bacağı taşa çarptı ve yalpalanmaya başladı.
Her şey o kadar hızlı olmuştu ki.
Woohyun hızlıca Soobinin belinden tutup aniden kendine çekti.
Bir nevi sarılmışlardı.
Soobinin kalp atışı nefesinin dengesizliğinden anlaşılıyordu.
Woohyun Soobini kendinden çekip önüne aldı.
"Sen iyi misin?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NODDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin