14) Annabeth

1.3K 58 45
                                    

  İşte o gün gelmişti. 12'nin Çocukları olarak yola çıkma zamanı... Herbirimiz zırhlarımızı giyiyor, silahlarımızı hazırlıyorduk. Hepimiz çok heyecanlıydık, ama Jack ve Victoria bizlere göre daha da heyecanlıydılar, ne de olsa ilk görevleriydi.

   Birden gözüme bir ışık geldi. Karşı kulübenin arkasından geliyordu. Oraya doğru yürüdüm, elimde hançerim ile. Birden biri ağzımı kapadı, bağıramadım ve tepinmeye başladım.
- Sakin ol Annabeth, sakin ol.
Bu ses beni rahatlatmıştı. Arkamdaki kişi elini ağızımdan çekti ve o kişinin annem, yani Athena olduğunu gördüm.
- Anne burda ne yapıyorsun?
- Fazla vaktim yok Annabeth. dedi ve elime üç tane bilye tutuşturdu.
- Açık mavi olanı havada, lacivert olanı denizde ve kahverengi olanı karada kullan ama yardıma ihtiyacınız olduğunda. Bunlar sizlere üç büyüklerde hediye. Boşa harcamayın.
- Anne teşekkürler de neden bunları neden gizlice veriyorsun?
- Onlar heryerde Annabeth, Uranüs'ün casusları, hatta bu kamptaki bazı melezler olabilir. Attığınız her adıma dikkat edin. Artık gitmem lazım
- Bir dakika anne, sen bize bir hediye sunmayacak mısın?
- Annabeth, ben zaten size verilebilecek en güçlü hediyeyi verdim. Sen ve senin zekan. En zor durumda sizi sen kurtaracaksın. dedi ve ışıklar içinde ortadan kayboldu.

Birden arkamda Luke belirdi ve sıçradım.
-Annabeth herkes seni bekliyor, burda tek başına ne yapıyorsun? dedi Luke
- Hiiiççç, burda birşey gördüm zannettim ama birşey yokmuş. Hadi diğerlerini bekletmeyelim.

    ***

  Büyük eve girdik ve herkes hazır ve bizi bekliyorlardı.
   Percy'nin dalgakıranı artık iki farklı forma girebiliyordu. Birincisi normal bir kılıç, ikincisi ise Poseidon'unkine benzeyen 3 dişki bir mızrak. Percy dalgakıranı artık 3 dişli mızrak olarak kullanmayı tercih ediyordu ve bence bu onu çok cool yapıyor. Neyse konudan şaşmayalım. Jason'un elinde altın bir mızrak vardı. Jason'da mızrağını altın paraya dönüştürüp yukarıya attığında ya mızrak ya da kılıç oluyor. Hazel'ın belinde kurukafalı korkunç iki tane hançer vardı, o sisi kullanabildiği için çok fazla silaha ihtiyaç duymuyordu. Frank ise alinde devasa bir kılıç ve aynı kılıcı gibi büyük bir kalkanı vardı, kalkanın üstende Ares ile ilgili işlemeler vardı. Arkasında ise büyük bir yay ve oklar vardı. Piper'ın ise zarif bir kılıcı ve hançeri vardı. Kılıcının ve hançerinin işlemeleri ve görünüşü o kadar güzelki onu taşıyan kişiyle savaşmak istemezsiniz . Anladığım kadarıylada o kılıçla hançerin büyüsü bu idi. Luke ise silahlarını daha yeni kuşanmıştı. Elinde sivri bir kılıç, arkasında oku ve yayı ve belindeki ceplerde ise fırlatmak için yaklaşık 50 tane küçük bıçaklar vardı. Jack'te ise şarap rengi çelikten kılıç ve kalkan vardı. Kılıcın kabzasında ve kalkanda ise güzel işlemeler vardı. Dionysos'tan şarap rengi dışında birşey beklenemezdi zaten. Will'in belinde tamamen altından çok güzel bir kılıç vardı, elinde devasa altından ve güneş işlemeli yayı ve sırtında ise yaklaşık 100 tane altından güneş işlemeli oklar vardı. Thalia'nın belinde gümüş bir kılıç, elinde devasa gümüş ve ay işlemeli bir yay, sırtında ise yaklaşık Will'inki kadar gümüş ve ay işlemeli devasa oklar vardı. Artemis ve Apollon seçtikleri melezi aynı şekilde kulatmışlar sedece renkler ve işlemeler farklı. Victoria'da ise daha önce görmediğim kadar bembeyaz bir madenden yapılma bir kılıç ve bir hançer vardı. Bu maden Hera'nın kendine özgü madeni. Duymuştum ama ilk defa görüyordum. Leo'nun elinde kocaman bir çekiç vardı. Söylediğine göre Hephaistos ona özel olarak yapmış. Onun dışında birşeyi yoktu Leo'nun. Çünkü silahlarla arası iyi değildir. Benim elimde ise güzel bir kılıç, sırtımda okum ve yayım, belimde ise olmazsa olmaz iki hançerim. Bunların hepsini özel olarak annem verdi, ne kadar güzel ve tehlikeli olduklarını siz düşünün.

***

Biraz sonra odaya Kheiron, Nico, Clarisse ve Reyna girdi, toplantıya başladık.
- Evet melezler. (diye başlayarak ciddi bir giriş
yaptı Kheiron.) Hepiniz en iyi şekilde hazırlanmışsınız. Artık gidiş yolumu konuşabiliriz. İlk olarak burdan Jüpiter Kampına gidin Oakland'e, orada dinlenin, yorulmuş olacaksınız . Ondan sonra Pasifik Okyanusunu geçip Hong Kong'a gidin orda nereye gideceğinizi Frank biliyor.( Frank evet dercesine kafa salladı) Pasifik okyanusu sizi çok zorlayacak, dikkat edin. Orada tanrılar çok güçlü değil. Size yardım edemeyecekler. Hong Kong'dan sonra doğru Everest'e gidin. Vakit kaybetmeyin. Uranüs Afrodit'i alabilmek için elinden geleni yapacaktır. Bizde Olimpos'u savunacağız. Melezler herşeyin kaderi sizlere bağlı. Ya yaşamaya devam edeceğiz ya da yok olacağız. Yolculuğu neyle yapacağınıza gelirsek, Argo 3'le gideceksiniz. Bu gemi geçen seferkine göre daha küçük ve çok daha hızlı. İçinde bir sürü yedek silah var ve sizlere 4 ay boyunca yetecek yiyecek de var. Umalım ki 4 ay sürmesin. Herşeyi artık biliyosunuz. Hadi, ne bekliyorsunuz? Argo3 sizi bekliyor...

Herkesle vedalaştık, Hephaistos çocukları geminin son kontrollerini yaptılar. Artık vakit gelmişti. Sırayla geye binmeye başladık. Kheiron aşağıdan bize bağırıyordu:
- Sizler en iyilerisiniz. Size güveniyoruz, güvenimizi boşa çıkarmayın. Bu görev diğerlerinden daha da zor olacak, daha çok sorumluluklarınız var. Hadi, kendinizi gösterme zamanı geldi. Bize zafer getirmeden dönmeyin!

Kheiron'un sözleri bizi hırslandırdı. Argo 3 yükseliyordu, melez kampı gözümüzde küçülüyordu. Herkes bizi alkışlarla ve tezahüratlarla uğurluyordu. Herşey bizim elimizde idi. Bekle bizi Everest biz geliyoruz!

Yorumlar:)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Percy Jackson Ve Olimpos'un ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin