-2-

1.8K 126 55
                                    

Bölümler düzenleniyor. Düzenledikçe yayınlayacağım. Umarım yeni halini beğenirsiniz. İyi okumalar ;)

Altın üçlü ve Ginny kahvaltı için beraber ortak salona indiler. Neşe içinde yemeklerini yemeye başladıklarında Harry eskiden olduğu gibi düşüncelerine daldı. Hogwarts ilk defa bu kadar sakindi. Bunun böyle olmasına şaşırıyor aynı zaman da işkilleniyordu. Akışına bırakıp öğrencilik yıllarının keyfini çıkarmayı isterdi ama başaramıyordu.

Sonra düşündü , tabiki böyle olmalıydı ne de olsa o Seçilmiş Kişiydi. Büyücü dünyasını Voldemort'tan kurtarmak için o kadar uğramıştı ki kesinlikle normal bir çocukluk dönemi geçirememişti.

Zaten ailesi yanında olmayan biri ne kadar normal bir çocukluk geçirebilirdi ki ?      

Karşısında yan yana oturan Ron ve Hermione'ye baktı. Aslında bakarsanız ailesi yanındaydı. Tam karşısında onunla beraber kahvaltı ediyordu.

İlk derslerinin olduğu sınıfa doğru koşar adımlarla yürümeye başladılar çünkü geç kalmışlardı. Tabiki bunu aralarında en çok önemseyen Hermione'ydi. Ufacık bir bilgiyi bile kaçırmak istemiyordu. Başarılı olmak istiyordu. Sonra sınıfa girip yerlerine oturdular ve sıkıcı bir ders geçirdiler .

Hermione büyük bir zevkle not alıyordu , Ron uyuyakalmıştı zaten bu dersi hiç dinlemiyor ve notları sonrasında Hermione'den istiyordu. Harry ise yine biraz dalgındı. Aklı kesinlikle derste değildi. Profosörün uyarısıyla kıpırdandı ve zor olsa da not almaya çalıştı. Ders gerçekten sıkıcıydı.

***

Gün bittiğinde Hermione biraz olsun hava almak için bahçeye çıktı. Herkesten uzak bir köşe bulmak ve kafasını dinlemek istiyordu. Düşüncelerini kontrol altına alması gerektiğini hissediyordu.

Elinde kitapları ile bahçeyi dolaşmaya ve boş bir bank aramaya başladı. Hemen yanındaki ağacın arkasına dolandığında ise gerçekten çok çok farklı bir manzarayla karşılaştı.

Ron, Harry ve Malfoy bir bankta oturmuş sohbet ediyorlardı.

MALFOY

Draco Malfoy

Ron ve Harry ile

Hermione gözlerini kapatıp kafasını salladı. Görüntü hala değişmiyordu. Ne olduğunu anlayamamıştı hala.

Ron sinirli değildi , Harry gayet rahat sanki karşıdaki Malfoy değilmiş gibi konuşmasına devam ediyordu. Sonra Üçü birden Hermione'yi fark ettiler.

"Herm gelsene" Diyen Harry'e aldırış bile etmedi. Hareket edemiyordu gerçekten şoka girmişti.

"Hermione iyi misin ?" Diyen ise Ronald'dı. Kafasını önemsiz anlamında sallayarak yanlarına gitti.

"Burada ne yapıyorsunuz? "

Bu kesinlikle sinirli bir tonlamaydı.

"Gördüğün gibi bahçede oturuyoruz."

"Ron gerçekten komik değil. O niye yanınızda ?"

"Bak Hermione Draco ile biraz konuştuk."

Harry bunu tereddüt ile söylemişti. Çünkü karşısındaki kız gittikçe kızarıyordu.

"Draco mu? Draco ha ."

Draco Malfoy adını ilk defa Granger'dan duymuştu. Bu çok değişik hissettirdi.

Draco.

Fakat hala aynı sinirli bakış vardı gözlerinde.

"Bak Hermione onu dinlemen gerekiyor. Mantığını kullanman gerek. Herkes ikinci bir şansı hak eder. "

Malfoy araya girmesi gerektiğini düşündü ve ayağa kalkıp genç kıza doğru bir adım attı.  Hermione ise hemen bir adım geriledi.

"Granger konuşabilir miyiz ?"

Hermione kızgın ve anlamayan gözlerle baktı. Orada biraz daha dursa ağlayacaktı. Gözleri doldu ve kırmızılaştı.

"Hayır Malfoy." Dedi ve koşarak binaya girdi. Bu arada göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı.

Nasıl yapabilirlerdi? Yıllarca düşmanları olan , Hermione'ye türlü eziyetler çektiren kişiyle bir konuşma sonrasında direk arkadaş mı olmuşlardı yani ? Hermione kızgındı.

Çok çok kızgındı .Harry'nin Draco deyişi gözlerinin önünden bir türlü gitmiyordu.

Portrenin önüne gelip şifreyi söyledi ve hemen yatakhaneye çıktı. Hızla üstünü değiştirip kendini yatağa attı. Bir an önce uyumak istiyordu. Bu günün bir an önce bitmesini istiyordu.

Sabah uyandığında saatin çok geç olduğunu fark etti. 10 dakika içinde ders başlıyordu. Yataktan resmen fırladı. Yine büyüyle hazırlandı ve koşarak merdivenlerden indi. Etraf bomboştu. Koridorları tekrar koşarak sınıfın önüne geldi. Ama çok geçti Snape çoktan girmişti. Kapıyı tıkladı ve içeri girdi.

Sınıf onun halini görünce şaşırdı çünkü saçları dağılmış , nefes nefese kalmıştı. Geç kaldığından dolayı özür dileyip yerine  geçti.
 
Yerine  geçmedi.

Çünkü her zaman Ron'un yanında oturururdu. Bu sefer ön sıraya Neville'ın yanına oturdu. Hemen kitaplarını çıkarıp derse odaklanmaya çalıştı. Bu arada Snape Gryffindor'dan puan kırmayı tabiki unutmamıştı.

Ron ise fena bozulmuştu. Hermione'nin yaptığını abartı buluyordu. Bir kere Draco'yu dinlese o da yumuşayacaktı fakat..

Sonra eskiler aklına geldi. Malfoy Hermione'ye gerçekten çok kötü şeyler yapmıştı. Bir anda onu affetmesini beklediği için kendine kızdı. Kesinlikle onu bir daha zorlamaycaktı.

Ders bittiğinde Hermione çantasını son hızda toplayarak dışarı çıktı. Harry ve Ron da aynı şeyi yapıp peşinden gittiler. Ama çok geçti çünkü Hermione Granger koşarak uzaklaşmıştı.

***

Öğle yemeğinde Harry Hermione'nin tek başına yemek yediğini gördü ve koşa koşa yanına gitti. Genç kız bu sefer kaçmadı.

"Özür dilerim"

Cevap yok.

"Hermione gerçekten üzgünüm."

Harry'e dikti gözlerini. Sanki ne düşündüğünü bakışlarıyla anlatmaya çalışıyormuş gibi.

"Ben de özür dilerim. Size biraz fazla tepki verdim."

Harry gülümsedi ve birbirlerine sarıldılar. Yemeklerini yiyerek Gryffindor ortak salonuna doğru yürümeye başladılar. Aniden Harry durdu ve Hermione'ye döndü

"Kitaplarımı İksir sınıfında unuttum. Sen git ben hemen geleceğim." Diyerek aksi yönde koşmaya başladı. Hermione gülümsedi ve yoluna devam etti.

Tam köşeyi dönüyordu ki birden bir el Hermione'yi çekti. Çok korkmuştu ne olduğunu anlayamamıştı ve gözleri kapanmıştı.

"Özür dilerim"

Zorlanarak gözlerini açtı. Karşısındaki dağılmış saçları ve mahcup bakışlarıyla Draco Malfoy'dan başkası değildi.

Unlovely  /DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin