Bölüm Şarkısı: Andy Black - We Don't Have To Dance
Her zaman ki mükemmeliğim ve serseri serbest stilimle uyandım. Bu mükemmelliğimi bozan şey; daha doğrusu şeyler, iki deli ev arkadaşlarım.
Sabah sabah kavga etmek artık ritüel hale gelmişti onlar için. Bazen bu kadar kavga ve saçmalıktan dolayı onları lezbiyen sanıyorum ama duysalar bir yerlerimi kırarlar. Şşt susun öyle bir şey yok.
Aslında bakarsak kendi evimizde ilk haftamızdı ama olsundu. Zor bela atlattık.
Başımıza neler mi geldi? Mükemmel bir soru. Aynı benim gibi. İçi sizi dışı bizi yakar desem, yalan söylemiş sayılmam. Ha bu arada ben İlknur. Siz bana bayan egoist diyin. Diğer kankalarımın ismi Dilara ve Azra.
Gözlerimi açar açmaz yan odadan gelen sesle irkildim. Üzerimde donutlu pijamalarım vardı. İnsanlar sabah uyandığın lanet olsun çok çirkinim modundalar, onlara oranla fena sayılmazdım.
Kişneme, çığlık, hönkürme seslerinin geldiği odaya yani Azra'nın odasına, Chaki-Chan edasıyla cool bir giriş yaptığımı düşünürken, odanın ortasında olan terliğe ayağımın takılmasının ardından yeri boyladım.
Kavgalarını bitirip, bana döndüklerinde Azra: "Nasıl düştün zaa." dedi. Dilara ise üstüme atlayıp: "Altta kalanın canı çıksın." dedi. Bu çok çocukçaydı. Bir de bana çocuk gibi davranma diyorlar.
Dilara'nın hemen arkasından, anlaşmışlarcasına Azra da üstüme atladı. Galiba öldüm. Ben İlknur. Ölüyüm. Bu mesajı 15 yere kopyalamazsan gece gelir, 32 yerinden bıçaklarım.
"Ah. Ebemi şaaptınız fakyular." dedim. Dilara: "He İlknur he yavrum." diyip gözlerini devirdi. Azra ikimizin de ensesinden tutup, ayağa kaldırdı ve: "Bana bu kadar efor sarf ettiriyorsunuz. Kalkın yemek hazırlayın götler." dedi.
Ben hemen atlayıp: "Sabahtan beri nöronlarımı hatta dalakğımı bile çığlıklarınızla gece kulübünde hissi yarattınız çok teşeke. O yüzden kahvaltıyı ikiniz hazırlıyorsunuz."dedim.
Azra sinsice gülmeye başlayınca bir ibnelik yapacağını belgelenmiş oldu. "Azra beni korkutuyorsun. Siz salonda göt büyütün kahvaltıyı hazırlıyorum ben." dedim.
Dilara bana bakıp:"Eheueheueheu. Her seferinde bu numarayı yiyorsun. Aferin aşkım ye. Yemek kutsaldır." dedi ve salona doğru gitti.
Azra bir şey söylemedi. O da usulca Dilara'nın yanına gitti. Bu gün bir garipti. Kesin benden bir şeyler gizliyorlar. Benim adım İlknur'sa öğreneceğim kardeş.
Salata yaparken parmağımı kestim. Size sakar olduğumu söylemiş miydim? Kahvaltı hazırlığı bitince ufak adımlarla, salonun kapısına geldim.
Dilara, Azra'nın bileklerine bakıyordu. Gözlerimi hafif kısıp baktığımda kesikler olduğunun farkına vardım.
Demek sabahki kavganın sebebi buydu. Benden bir şeyler gizlemelerinden nefret ediyorum. Evlatlık mıyım lan ben?
Üzerime düzeltip: "Hey bitches. Kendim gibi mükemmel ötesi bir kahvaltı hazırladım. Götünüzü kaldırma zahmetinden bulunursanız, kahvaltıya beklerim ladyler." dedim esprili bir şekilde.
Onaylayan mırıltılar eşliğinde mutfağa gittik ve kahvaltımızı etmeye başladık. Kahvaltı oldukça sessiz geçiyordu.
Sessiz. Saçma derecede sessiz.
Bu sessizliği bilin bakalım kim bozdu? Doğru tahmin ben. Dilara'ya dönüp: "Benden bir şey gizlediğiniz apaçık ortada. BFF anayasasını çiğniyorsunuz. Bakın iyi bir şey ise beraber sevinelim. Kötü bir şey ise beraber yusuf yusuf olalım. Ama benden bir şey gizlemeyin." dedim tek solukta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TUTAM SAÇMALIK
HumorProfesöre fısıldadı genç bayan: "Bir tutam saçmalık olsa fena olmaz." diye. Profesör soluklanıp, içinde saçmalık olan mor labaratuvar tüpünde bulunan; grimsi yapışkan sıvıyı karışıma döktü. Upps biraz fazla kaçtı sanki. Peki ya ne mi oldu? Çılgınlık...