-4-

9 0 0
                                    

Bugün yine güzel bir kurs geçirmiştim. Kursta yaklaşık 15 kişiyiz. Herkes yerine oturduğunda kimse kimsenin çizdiği resmi görmez ve ben hep öbürlerinin çizdiklerini merak ederim. Liseye başladığımdan beri bu kursa geliyorum. Benim için çok güzel. İyi kötü bütün duygularımı yaşadıklarımı hep çiziyorum ve böylece anlatmaya ihtiyaç duymuyorum.

Eve geldiğimde abim evde yoktu. O suratla nereye gittiyse salak. Neyse bunu pek düşünmek istemiyorum. Sonuç olarak başındaki beladan kurtuldu sayılır çünkü dedem abimin o arkadaşlarına istedikleri parayı verecek ve bunun karşılığında dedem onu America'ya gönderecek. Üstümü çıkarmadan yatağıma uzandım ve abimi düşünmeye başladım. Ne kadar kötü bi durum oysa ki yaşadıkları. Ben abimden nasıl ayrı kalıcam. Babam bu duruma ne diyecek. Aslında dedem istediği için babam pek bir şey diyemeyecek ya da der mi acaba. Bence demeli ama belki demez çünkü abimin iyiliği için diye düşünür. Bu şekilde yaklaşık bir saat düşünüp durmuştum ve sanırım artık abimin gideceğini kabullenmiştim. Olsun gitsindi daha önümüzde üç ay yaz tatilimiz vardı.
Bu yaz bodruma gidecektik tatile ama gidene kadar neler olacaktı kim bilir. Akşam yemekten sonra odama çıktım biraz facebook ta twitterda takılıp uyumayı planlıyordum. Facebookta gezerken onu gördüm, hemen profiline girip incelemeye başladım.
Allah'ım ne kadar da yakışıklı olmuş, küçükkende öyleydi. Ya aman neyse ne banane canım. Neden bakıyosam. Banane. İç sesim "ne demek sanane o senin çocukluğun, her şeyin.." dese bile çıktım o profilden. Sonuçta güzel bir veda yaşamamıştık, yaşatmamıştı.


Her günüm seninle olsun istiyorum, hayatımda hep sen ol istiyorum, iyi ki varsın beş yılım iyi ki varsın... 

"Ayy abi çok güzel yaa"

"Kızım ne çocuksun sen ya"

"Off abi seninle de bir şey paylaşılmıyor, gıcık."

"Başka kiminle paylaşacaksın canım kardeşim?"

"Tamam tama sus abi."

Bana göre çok güzeldi. Daha on iki yaşındayken onun hep yanımda olmasını istiyordum, yokluğunu düşünemiyordum. Birlikte olduğumuz bütün fotoğrafları albüm yapmış yanına da bir sürü küçük mektupçuklar yapmıştı. Çok mutluydum şu an.

Ve malesef uyandım. Ogünleri hatırlamak bile çok güzeldi.

"Uyan güzellik, İşlerimiz var bugün."

"Abi kapımı çalsaydın keşke, şurda bir ay sonra 18 yaşıma giricem lütfen yani"

"Sus sus hadi hemen hazırlan kahvaltıyı dışarda yaparız."

"Senin sevgilin yok mu, onunla git abi lütfen ben uyumak istiyorum."

"Hayır tatlım anlatırım bugün hadi çabuk çabuk."

Elimden tutup beni kaldırdı ve odadan çıktı.İyi miydi bu çocuk ya 20 yaşına geldi neredeyse ama hala her şeyi çarçabuk unutabiliyor. Yüzüne karşı "la olum daha yeni dayak yedin git odanda depresyona gir" demek isterdim ama demedim. Yüzünde küçük morluklar haricinde pek bir şey kalmamıştı. Üç günde yara izlerinin bu kadar çabuk geçmesi şaka gibiydi ama dedemin ona bir pomad verdiğini görmüştüm büyük ihtimal o krem sayesinde çabuk iyileşmişti.

Kahvaltı için Emine teyzeye bir şeyler hazırlatmış ve beni uzakta güzel bir yere getirmişti. gerçekten çok güzel bir yerdi. Aydos mesire yeriymiş adı. Getirdiklerimizi yedikten sonra abime sordum:

"America'ya gitmek istediğine emin misin abi?"

"Evet, emin olmamak gibi bir şansım yok ki."

O da doğruydu. Dedem abimi hiç acımadan atardı camdan aşağı.Günün devamını okulum bitince gideceğimiz tatil için alışveriş yapmakla geçirdik ne de olsa iki hafta kalmıştı. Akşam yemeğini de dışarda ekmek arası köfte yiyerek geçiştirmiştik. Eve girdiğimde saat ona geliyordu. Eve adım attıktan sonra bir yorgunluk çöktü üstüme ama aklıma evde unuttuğum telefonum geldiğinde her şeyi unuttum ve koşarak odama çıktım. Hemen elime aldım ve bravo bana. Şu an kafamı duvardan duvara çarpmak istiyordum. Şarjım bitmişti. Akıllı ben. Telefonumu şarja takıp duşa girdim. 

Ve nihayet telefonumu elime almıştım. wp ye girip mesaj atan birkaç arkadaşıma cevap verdim. Sonra sırasıyla facebook, twitter, instagrama girip incelemeye başladım. Pek ilgimi çeken bir şey yoktu. Tam uyumaya karar vermişken telefonum titredi. Abim yanıma gel yazmış. Hayır anlamıyorum kendin gelsene yan odadasın zaten. Neyse ben küçüğüm gideyim bari.

Benim canım ağabeyim neden ayağına insan çağırıyor acaba diye lafa girecekken konseyin bu akşam abimin odasında toplandığını fark ettim. 

Bir saat sonra.

Artık uyumak üzereydim gece gece bu ne konuşmasıydı hala bitmedi zaten yarısından sonra dinlemedim sadece durumlarımızın biraz sıkıştığını ve Muğla'ya taşınacağımızı bir de tatil planının iptal olduğunu duydum. Abim direk benim için sorun yok zaten gideceğim dedi dedem de ona gidemiyorsun dedi. Anlayamıyordum artık dalga mı geçiliyordu bizimle. Tatil işine pek üzülmedim sevindim hatta Muğla'da bana tatil gibi gelir sonra oraya alışırım diye kendimi avuttum. Artık konuşan babamı duyamamaya başladım ve kendimi uykuya teslim ettim.


KOYU KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin