Maria'yı seviyor musun?

828 63 5
                                    

Maria...
Ertesi günün sabahı , daha doğrusu gece yarısının sessizliğini bozan patlama sesleri beni uyandırınca hemen balkona çıktım.balkonda uyuyan kız kardeşimi görünce şaşırmış olsamda hemen dönüşmem gerekti. Bu dünya dahil kimseye mucizevi olduğumu söyleyemezdim. Buna kız kardeşimde dahil. Zaten fox gittiğinden beri yeni mucizeyi neredeyse kullanmamıştım.hiç yaratık ortaya çıkmamıştı.bu gün ilk defa kullanacaktım. Kutuyu açtım, içinden küçük bir tavşan çıktığı sırada bende ona :
- dönüştür beni!
- tamğğğğğ-
Sözü kesilmişti. Küçük kare küpelerin içine çekilmişti hemen. Üzerime maskeli tavşan kostümüm gelince hemen dışarı çıktım.dışarıda beni bekleyen bir süpriz varmışçasına sessizlik kaplamıştı heryeri... Tamda tahmin ettiğim arkamda biri vardı.arkama dönüp gözlerimi kapadım . Üzerine atıldım ve onu yere serdim:
- ahhhh!
- ne chat!?
- aa merhaba....senin yeni adın ne şimdi?
- benden öncekinin neydi?
- white bunny ama sen onu nerden biliyorsun?
- eee boş ver!
Ve aramıza biri katıldı.bize:
- naber chat!
- iyi j-dark wolf
- off sana her seferinde dark wolf demek çok zor
Ve chat atıldı:
- dark mı? Wolf mu ? Seç hadi!
- hmm wolf olsun
- tamamdır
Ve wolf bana:
- sende kimsin?
- ben eski tilki mucizesine sahip olan kızım
- peki şimdi sana ne diyelim!
- benim adım artık white bunny
- seninkine amma uzun sana bunny diyeceğim!
- hey ama-
- ama ne ?
- sen kendin seçtin!
- iyi sende seç!
- bana white diyin o Zaman
- zaten ben beyaz desem siyah dersin...
Son söylediği şeyi pek duyamamıştım ama iyi bir şey olmadığını biliyordum. Onu pek sevmiyorum...

*flashback*
Savaş bitmişti ve artık eve gitme vaktiydi. Ben tam gidecekken arkamdan seslenen biri ile :
- ne oldu tilkicik masken düşünce kurnazlığından mı eksildi?
- hayır!
- ne diye kaçıyorsun o zaman !
Ve chat araya girdi:
- dark wolf bence her şeye karışmama-
Dark wolf , chat'e " sen kime bağırıyon" bakışı atarken bende ona " asıl sen kime bağırıyon , o Adrien bi kere" bakışı atıyordum ama o seviyesiz bakışlarla konuşmayı bilmiyordur şimdi. Ama bana attığı bakış ile şok oldum." Adrien mı?" Bakışını yakaladığım sırada bende" hayır tabiki! Saçmalama" bakışı attım. O Adrien'a yani chat'e dönüp bakış attı( ne çok bakışıyonuz) ama Adrien bana dönüp:
- napıyo bu değişik?
Kulağına fısıldayıp:
- Adrien mısın onu soruyo!
Ve birden bağırdı:
- wtf!
Dark wolf bize dönüp:
- ne oluyor burada!
- asıl sana ne oluyor insanların özel hayatına karışmak nedir ya gidersem giderim sanane be gerizekalı( aferin kızıma) bana karşılık vermek için ağzını açtığı sırada ben:
- bence hiç kendini yorma senin gibi seviyedirler ile uğraşamayacağım...
Hemen kare şeklindeki yoyom ile oradan ayrıldım. Arkamdan bakıyor mu? Diye merak etsemde arkama bakmadım....
*flashback end*

Sevmiyorum bu çocuğu işte...
Ben biz bunları konuşurken neden yaratık hala saldırmadı diye düşünüyordum. Ayağa kalkıp yürümeye çalışınca görünmez bir bariyere çarparak yere düştüm.ve biri:
- ahahahah
- ne gülüyorsun be!
- düz yolda Nasıl geri geri düşüyorsun ahahahah...
- kolaysa sen yürü!
- tamam
Yürümeye devam etti ve benim geçemediğim yerden geçti. Ve bana:
- bak yürümek o kadar da zor değilmiş(!)
Ve chat araya girdi:
- ladybug nerede?
Ben:
- o hasta sanırım!
Chat:
- olamaz leydim olmadan akumayı Nasıl etkisiz hale getireceğiz peki?
- bilmiyorum
Wolf:
- bunu sonra düşünsek şu an-
- bi sus ya bi sus!
- ama-
Chat:
- ben bir ladybug'a bakmaya gidiyorum!
- ama gerçek kimliğini bilmiyorsun ki!
- sen biliyor musun?
- şey...
- biliyorsun, değil mi? , dedi wolf ve bende:
- belki...
- benimkini biliyor musun peki?
- hayır...
- peki ya chat?
- şey...
- anlaşıldı onuda biliyorsun...
Chat:
- peki ona sen bakmaya git o zaman!
- peki
Yine o görünmez duvara çarpmamak umuduyla yürümeye başladım.evet yürümüştüm ama az önce ne olmuştu.ama chat'e söylemem gereken bir şey vardı ve geri dönerek koşmaya başladım. Yine o duvara çarpınca bağırdım:
- ne oluyor burada ya!
Ve tanıdık bir ses:
- hala anlamadınız mı sizi salaklar!
- buda kim?
- bilmiyorum!
- ben labirentler kralı !
- eee biz neyi anlamıyoruz?, dedi wolf ve akumalanmış kişi:
- bir labirenttesiniz!
Ve aklıma chat'e söylemem gereken şey geldi. Ve bağırdım:
- chat ben bir çıkış yolu bulmaya çalışacağım( şimdi asıl söyleyeceği) ben yokken zarar görürsen saklan ve bekle!
- tamam
Ve wolf:
- ben ne oluyorum burda?
- etkisiz eleman
Hemen bir çıkış bulmalıydım. Benim yiyeninde bir özelliği var mıydı acaba? Bağırdım:
- lucky charm!
Hiç bi bok olmamıştı. Bende yoyosu çevirmeye başladım ve chat bana:
- yoyonu daha hızlı çevir ve delici tılsım diye bağır çabuk!
Dediklerini yaptım ve birden yoyom acayip hızlı dönemeye başladı. Ardından duvarları delerek dışarı çıktım. Akumalanmış kişiye bir göz gezdirdikten sonra hala kim olduğunu anlayamamıştım. Üzerinde bir şeyler aramaya başladım. Ve gözüm ceketin cebinden kenarı gözüken tahta labirent oyununa takıldı. Bu bizim küçükken Demir bir bilyeyi tahta bir labirentten geçirmeye çalıştığımız oyundu. Ben üzerine doğru ilerlerken chat'in bağırmasıyla gerilendim:
- felaket!
Eliyle labirentin duvarına dokununca birden duvarlar şeffaftan siyah'a döndü ardındanda yok oldular. Ben farkına varana kadar çoktan gökyüzüne yükselmiştim. Bir şeyin içinde uçuyordum. Burası giderek havasızlaşıyordu. Son kez bağırdım:
- ceketindeki oyunda!
Oksijen git gide azalıyordu. Gözlerim kararmaya başladığı sırada metal bir çubuğun içinde olduğum şeye çarpması ile aşağı düşmeye başladım. Beni yakalamıştı. Muhtemelen chat'ti.( başka kimin çubuğu olabilir?)
Gözlerimi açmamamda ona:
- teşekkürler
- etkisiz elemanlarda bir şeyler yapabiliyormuş değil mi?, dediğinde gözlerimi açtım ve karşımda wolf'u görünce şaşırdım. Ona:
- beni bırak salak!
- salak mı? Etkisiz eleman mı? Karar ver
- etkisiz eleman!
- hıh!( alaylı şekilde güler)
Beni yere indirdikten sonra:
- etkisiz eleman olmasa ölecektin ama...
Dediği doğru olmasa karşı çıkardım ama doğruydu. O sırada elindeki tahta oyunu bize doğru fırlatan chat'e döndüm ve tahta oyun elime düşünce chat:
- kır artık yoksa burada öleceğim!
- tamam!
İçinden çıkan akumaya baktım . Acaba yoyom yapabilir miydi ? Ve kare yoyonun üzerindeki yuvarlağa bastım ve evet akumayı yakaladım! Mucizemin bir dakikası kaldığı sırada:
- ben gitmek zorundayım!
- tamam, dedi chat . Wolf ise çoktan gitmişti bile. Eve döndüğümde balkonda hala uyuyan kardeşime baktım tam yanında dönüştüm ama uyuyordu. Hemen uçan tavşanı alıp tuvalete koştum. Ve o:
- Nasıl dönüşeceğini nereden biliyorsun?
- daha öncede bir mucizem vardı.
- o güzel bu arada ben pilka!
- bende maria!
- hey bir dakika sende garip bir şeyler var!
- ne gibi?
Dediği şeyden hiç bir şey anlamamıştım. Ve devam etti:
- sanki başka bir dünyadan gibi...
- ne aaaa şey yok be saçmalama..!
- her neyse....
Bu sözü en son justin'den duymuştum...

Miraculous ladybug- Miraculous dünyası 1/ 2. Sezon çıkmadan önce yazılmıştıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin