8.BÖLÜM

22 3 7
                                    

Yavaş yavaş kafayı yiyordum. Dedem doktorlar tutuyordu ancak hiç bir işe yaramadığı için herkesin düzelmem yolundaki umudu tükenmişti,ben gerçekten şizofrenmiydim? Bunun cevabını ben bile bilmiyorken 1-2 yıllık psikologlarla çare arayan dedemin çabası çok büyüktü ancak iyileşemiyordum. Sürekli beni rahatlatmaya çalışıyor ve dünyadaki tüm soğuk iltifatları ardı ardına sıralıyordu buna anlam veremiyordum bu beni rahatlatmaktan ziyade daha çok stres yaptırıyordu. Sürekli ailemi düşünüyordum. Öğleden sonra hava çok güzel olduğu için 1 ay önceki gibi gölün kenarındaki banka yerleşmiştim. Sürekli kabuslar görüyordum. İkiz kızlar,buğra ve kaza anını ve deli olduğumu kabullenmeye başlamıştım. Ben bunları düşünürken dedem bana seslendi;
"Selin"
"Efendim dede?"
"Ben kasabadaki çarşıya gidicem,istersen sende gel akşam geç gelebilirim hem yalnız kalma olur mu?"
Her ne kadar yürümek istemesemde bu evde tek kalmak dedemden önce beni korkutuyordu
"Olur"
Çarşı çok kalabalıktı çarşıdan ziyade pazar yeri gibiydi satıcılar vardı meyve,giysi,ayakkabı vb. kuaför ve berber yalnızca bir taneydi. İleride falcı vardı dikkatimi çekmişti,merak edip yanına gittim...
Ahşap bir kapı üstünde mavi saç bandanalı bir kadın resmi vardı ve küre gibi bir şeye bakıyordu ve altındaysa slogandan çarpma saçma bir söz yazılıydı
"yaşayıp yaşıyacağınız her şeyi söylüyorum"
İyi b.k yiyorsun her neyse böyle şeylerle dalga geçmek beni biraz ürpertiyordu. 1 seans 30 dakikaydı dedemden izin alıp bende gittim falcı bacımıza hem böylelikle 30 dakika boyunca dedeme ayak bağı olmuyucaktım. Falcının ucuzluk ahşap ve ağır kapısını güçlükle iktirerek içeriye girdim. İçerisi;
Karanlık ama mavimsi bir ortam vardı,duvarlarda karanlıkta parlayan yıldızlar asılıydı pek bir yer belli olmuyordu masalarda taraotları olduğunu kestirdim gözüme ve kadına döndüm posterdekinin aynısıydı. Bana en itici gülümsemesiyle bakarak
"Gelsene,ne duruyorsun?"
Bende bir o kadar sahte gülücüğümü suratıma yerleştirip yanına yaklaştım ve kadın birden gözlerini büyüttü
"Bu enerji çok yüksek yanında birileri mi var"
"Hayır"
"Elini ver"
Elimi hızlı ve korkmuş bir şekilde çekerek ışığını elime tuttu ve baktı "Küreden baktığınızı sanıyordum"
"Suss"
Neler oluyordu
"Selin sende çok yüksek bir enerji var ve bir şeyler tarafından takip ediliyorsun bu bir tür iblise benziyor hemen kurtulman lazım,yoksa..."
"Yoksa ne?"
"Olamaz söyleyemem eğer söylersem banada musallat olurlar git ve bunlardan kurtul seansın bitti paranı geri al ve bidaha asla gelme"
Çok korkmuştum,ayak uçlarıma kadar titremiştim,onlardan kurtulmak istiyordum ama nasıl
"Nasıl kurtulucam?"
"Bunu yalnızca sen sağlayabilirsin"
Odadan çıktım koşarak eve gidiyordum bir yandanda ağlıyordum kendimi çok çaresiz hissediyordum,çok hızlı koşuyordum ve ayaklarım birbirine dolandı yere düştüm. Önümde eli yüzü soluk,zayıf bir kız vardı üstü başı yanık gibiydi bana çok garip bakıyordu
"Neden öyle bakıyorsun"
"Falcının bahsettiği ben ve ikizim selin bizden kurtulmana gerek yok zararsız senin yardımına ihtiyacımız var sevgilimi kurtar ve babamı öldür eğer bunları yaparsan hayatına geri dönüceksin aileni sana geri vericez"
Kız eliyle ona yaklaşmamı işaret etti yanına gittim ve beni arkamdaki yüksek tepeden attı. Üstümde birden bir irkilme oldu,evdeydim. Kapının kapanış sesi şiddetle duyuldu babaannemin odasında yatıyordum. Gözüm cama çarptı dedem geliyordu. Yatağın üzerinde defter vardı uzanıp defteri elime aldı bir kaç yazı yazıyordu
"Dediklerimi unutma ve yap yaparsan ailene tekrar kavuşursun ve bu defter yok olur"
Dedem odama geldi gelmesiyle birlikte defteri hızlıca kapattım
"Bugün iyi ki benimle çarşıya gelmemişsin çok kalabalıktı"
"Ama ben geldim ki"
"Selin yeter,ben iyileşmen için uğraşırken sen o saçma sapan oyunlarına devam ediyorsun"
Çarşıya gitmiştim ama,kafam çok karışmıştı.

Yazılan GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin