( mm'de Savaş)
Ne zaman yengemi görmek istesem sürekli dövdüler. Tek tesellim bir gün onu göreceğimdi. O beni bırakmazdı. Bırakmamışta. Sürekli takip etmiş beni. Daha doğrusu Faruk amcanın adamları. Bizim evin iki kat büyüklüğünde bir eve gelmiştik. Her tarafı korumalarla çevrili, kocaman bahçesi olan bir evdi. Salona geçip oturduk. Yengem de yanıma gelip
- Anlat bakalım neler oldu? nasıl izin verdiler Muğla'ya gelmene?
- Aslında izin vermediler kaçtım.
- N-nasıl?
- Duydun işte yenge. Benim hayatımı en iyi bilen sensin.
-Biliyorum ama peşine düşmezler mi?
- %50 düşerler. Yani evlatlıktan reddede bilirler.
- Neden?
- Faruk amca televizyondan bir kanal açar mısınız?
-Tabi açarım. lan bu mafya değil mi? ne bu iyilik! Her mafya senin kitaplarda okuduğun gibi değildir Masal. Diyen iç sesime çok biliyon sen dedim. İstediğim kanalı açınca direkt benim videom çıktı. Herkes pür dikkat dinlerken yengemden bir damla yaş süzüldü. Kendime çekip sarıldım. onu üzmek istemezdim ama buna mecburdum. hangi insan evladı şiddetle yaşayabilir ki?
- Yenge elini kalbine koy ve hisset. Onlar daima seninle.
............
Akşam yemeğini yedikten sonra tekrar uzun bir sohbete daldık. Tabi sadece yengem, Faruk amca, Şule ve ben. Dışarıdan gelen kornayla ayağa fırlayıp kalktım. çığlık atarak
- yenge bebeğim geldi! koşarak evden dışarı çıktım. Ahh cidden o!
- Ah bebeğim özledim seni! korumadan anahtarı alıp elimde olmadan hepsine sarılmaya başladım.
- teşekkür ederim. teşekkür ederim. en son sarıldığım kişi bana sarılmadı baktığımda Savaş olduğunu gördüm. Hemen kollarımı çektim. Omuz silkip " hıh" dedim. koşarak bebeğimin üstüne oturdum.
- Özledim seni. Arabanın üstünden inip korumalardan birine verip içeriye girdim. Bir süre sonra uykumun geldiğini anlayıp hizmetçi bana kalacağım yeri gösterdi. ben her şeyi almayı düşündüm ama bir pijama almayı akıl edemedim. tişörtümü ve pantolonumu bi yere fırlatıp kaldım böyle. yine de çantamı kurcalamada fayda var. çantamın fermuarını açıp boşalttım. kıyafetlerimin hepsi bir yere saçılırken kendimi yatağa atıp ağzımı yastıkla kapattım ve çığlık attım. Lanet olsun! ben böyle uyuyamam ki. huyum bu. Atletle uyurum ama diğer iç çamaşırlarımla asla uyuyamam. Huyum kurusun. of of! Ayağa kalkıp banyoya ilerledim. elimi yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama kapak işareti yaptım. Salak Masal. banyodan çıkıp yatağa doğru ilerleyecekken kapı açıldı. açılmasıyla çığlık attım. Gelen Savaştı.
- ne işin var lan odamda! çık git! Mala bak ya!
- kes bi ya! al sana don giy! annem gönderdi. böyle uyuyamıyormuşsun. pijamada almadığını tahmin etmiş. Huyun kurusun böyle huy mu olur. çirkin.
- sensin o çirkin! Hödük!
- Ne dedin sen!?
- hödük dedim ne var!? çık odadan çapkın hödük.
- Seni var ya... arkadan gelen yapmacık öksürük sesi ile sustu.
- abi kız haklı çıksana. üstünü giysin. dediği gibi tam bir Hödüksün. çık şimdi odadan kışkış.
- ne haliniz varsa görün. gidiyorum ben.
- nereye abi?
- her zaman ki yere.
- iğrençsin. bi gün karı kızla uğraşmasan olmaz.
- ben diyorum çapkın hödük. Savaş odadan çıktıktan sonra üstüme şort ve tişörtü giydim. Şule yanıma oturup. bana sarıldı. neden yaptığına dair hiç bir fikrim yok.
- yanına yatabilir miyim?
- Neden? derin bir nefes alıp
- Annem abimle beni istemediği için intihar etti. benden 2 yaş büyük bir ablam vardı. o annem ilgi göstermemesine rağmen sürekli onu sevindirecek şeyler yapardı. annem öldükten sonra ablam hep mezarına gidip gelirdi. bi gün ablam mezarlıktan dönerken takıntılı aşkı onu bıçakladı. sırf ablam onu sevmedi, bi şans vermedi diye. ablam öldü. zaten ondan sonra astımın çıktı ortaya. Ama ben seni ablam gibi görüyorum. ablamın saçları kumraldı ama sarıya boyatmıştı. gözleri seninkisi gibiydi. tek fark sen asi, hırçın, acımasızsın. ortak noktanız ise ikinizde yardım seversiniz. sadece bi gecelik yanında uyuyabilir miyim?
- peki tamam ama ninniymiş, hikayeymiş, sarılmaymış, yok bilmem iyi geceler öpücüğüymüş bekleme benden. kıkırdayarak cevap verdi
- tamam. iyi geceler kahramanım
- iyi geceler diyerek kendimizi uykunun kollarına attık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya ve Güçlü Kız
Non-Fiction-yeter artık bıktım! Sürekli beni aşağılamanızdan bıktım! kendi istediklerinizi yaptırmanızdan bıktım. Acımasız, asi, güçlü, cesaretli ve hırçın olmak. Hayat beni böyle yaptı. Ne zaman istediğim olsun istesem hep bir şiddet hep bir tehdit. Gerçek...
