Babam aynı bir papağan gibi kulaklarımın için de kalk kalk geç oldu.Okula gitmen lazım. Nidalarıyla adeta insanı çıldırtıyordu. Buna tek çare yataktan bir an önce kalkıp kahvaltıya yönelmek sanırım. Ben de öyle yaptım zaten. Babam kırk altı yaşında kendini vampir ve Kurt avına adamış bir insan.
Annem yine bu sabah sabah masayı donatmış. Nasıl yapıyor böyle anlamış değilim bir eli olmamasına rağmen. Elini ormanda babam ile beraber vampir avına çıkarken kaybetmiş. Kardeşim Berke benle uğraşmayı çok sever. Babam ve annemden nefret eden 16 yaşında genç bir çocuk. Aslına bakılmak istenirse bende pek sevmiyorum babam ve annemi nedeni nedir bilmiyorum. Sanki bu evde bir yabancı gibiyim geliyor bana. Annem
"Kahvaltıya kızım çay soğuyacak"
Diye bağırırken kendime geldim bir an
"Tamam anne geliyorum"
Bir iki parça peynir dilimi yedikten sonra okula gitmek için izin istedim.
"Baba ben çıkıyorum"
"Okey kızım kendine iyi bak"
Okey'mi ne ara farklı dilleri konuşmaya başladı bu adam.
Çantamı koluma takıp kapıdan çıktım yola varırken birden önüme Ayça çıkıverdi. Ayça benim en yakın arkadaşım diyebilirim. İnsanın zor gününde dahi onu yalnız bırakmayan biri. "Canım benim nasılsın"
"İyiyim Ayça'cım sen"
"Ben de iyiyim Serra"
Yollar git git bitmek bilmedi. Aramızda neredeyse hiç konuşma olmadı. Açıkçası bu durum benim canımı sıkmıştı. Okul göründü sonunda. Her zaman ki gibi benim içim daraldı yine. Aslında okul hiç bana göre değil ama bu okul biraz daha farklı beni bu okula çeken bir şeyler var. İlk ders biyoloji ve konumuz hayvanlar alemi. Derste ki yerime yani en arka sırama geçtim hiç ders dinleyecek halim yoktu öyle de oldu. Yanıma sınıfa yeni gelen yakışıklı çok ta fit bir çocuk geldi.
"Merhaba ben Kaan"
Konuşacak halim yok konuşursam Emel hoca ceza verecekti. Biraz sessiz kaldıktan sonra çocuk yani Kaan özürdiledi "Özürdilerim yeniyim konuşamıyorsun sanırım"
"Çüş ne konuşamaması konuşabiliyorum tabiki de"
"Serra ne yapıyorsun sen haftaya bize kurtlarla ilgili bir sunum yapıp getirecen"
Beklediğim şey oldu da ceza geldi "Neden konuşmadığımı anladın galiba"
Tam o sırada zil çaldı
Kaan'ın bir söz bile söylemesine izin vermeden çıktım dışarı. Kantinde oturup kahve istedim. Haftaya ne yapacam diye düşünürken
"İstersen yardım ederim sana"
Bu da kim ve düşüncelerimi nasıl okuyor.Arkadaşlar yorum ve votelemeyi unutmayınız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serra'nın Sırrı
Mystery / ThrillerSerra ile ilgii az kişinin bildiği bir sır var bu sırrı serra öğrenince ne olacak bakalım?