Alarmın çalması ile güzel,tatlı uykum son bulmuştu. Yavaşça gözlerimi açtım ve etrafıma baktım. Kendi evime sanki ilk kez gelmişim gibi baktım. Sağ tarafımda balkonun olduğu tarafta kitaplık vardı onun yanında da iki küçük çekmece vardı. Sol taraftaki çekmecenin üzerinde Kanda'nın saati ile cep telefonu vardı. Soluma baktım büyük beyaz bir kıyafet dolabı vardı hemen yanında ise silahlarımızın bulunduğu küçük kahverengi dolap vardı. En sonunda dönüp Kanda'ya baktım. Dünyanın en yakışıklı erkeği uyuyordu hala. Onu uyandırmak için öptüm ve "hadi uyan artık hayatım" dedim. Kanda'nın uykusu benimki ne göre çok hafifti. Bu yüzden daha ilk denemem de uyandı. "Günaydın tatlım" dedim " günaydın aşkım" diye karşılık verdi ve yataktan kalktı. Kanda'nın vücudunu incelemeye başladım. Bunca yıl savaşmış birinin illa yarası olurdu ama Kanda'da hiç yara yoktu. İyileşme özelliği vardı bu yüzden hiç bir yara kalıcı olmuyordu. Kanda'nın vücudunu incelerken telefonum çaldı arayan Teru'ydu:
- Günaydın Teru Nasılsın?
- İyiyim Alma'cığım ya sen nasılsın?
- Teşekkür ederim Teru'cuğum bende iyiyim. Ne yapıyorsun?
- Bu faslı geçsek de direk konuya gelsem. Komui sen ve Kanda'yı çağırdı. Dördümüz beraber göreve çıkacağız
- Gerçekten mi? Tamam biz yarım saat içinde geliyoruz orada görüşürüz.
Bunu dedikten sonra telefonu kapattım. Kanda'ya baktım ama odada yoktu. Hemen gidip ruh kovucu üniformamı giydim. Ben giyinirken Kanda yanıma geldi.
- Hadi giyin Kanda gidiyoruz.
Kanda benim yanıma geldi elimi sımsıkı tuttu ve beni dudağımdan öptü. "Kanda bunun şimdi sırası değil hadi giyin" dedim ve odadan çıktım. Beş dakika sonra da Kanda geldi ve hemen yola çıktık . Yirmi dakika gibi bir süre sonra karargaha vardık hiç zaman kaybetmeden Komui'nin odasına gittik. Oda da Komui dışında birde Teru İle Lavi vardı. Kanda Lavi'ye yine somurtan bir bakış attı ve "baka usagi" dedi. Ben ve Teru olmasaydı muhtemelen ikisi kavga ederdi yine. Biz o ikisinin kavga etmesini önledik. Böylece Komui bize rahatça görevi anlattı:
- Alptepelerine gitmenizi istiyorum. Alınan bilgilere göre orada yaklaşık yüzyıldır kayıp olan bir masumiyet varmış. Göreviniz o masumiyeti Noah'lar dan önce almak. Görevi çarçabuk halletmeniz gerek bu yüzden oraya helikopterle gideceksiniz. Komui konuşmasını bitirdikten sonra çatıya çıktık,helikoptere bindik ve hiç zaman kaybetmeden alp tepelerine gittik. Dört saatlik bir yolculuğun ardından alp tepelerine vardık. Etrafıma baktım her yer karla kaplıydı çok güzel bir manzara vardı. Bu sırada gözüm birden Lavi'ye takıldı bulunduğumuz tepeden aşağı inmiş ve kara bir şeyler yazıyordu. Dikkatlice inceledim onu yazdığı şeyin ne olduğuna baktım. Seni seviyorum Teru yazıyordu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
