3.BÖLÜM"MANYETİK EL"

33 11 0
                                    

Çaresizce elimi önüme getirdim. Öleceğimi bile bile yaşamaya çalışıyordum. Pes etmek benim kurallarımda yoktu, ne olursa olsun pes etmeyeceğim.  Elimde arabanın soğuk yüzeyini hissedince öleceğim sandım ama sadece arabanın soğuk yüzeyini hissetmekle geçindim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken diz çöktüm.

Gözlerim hala kapalıydı. Gözlerim gerçeklere kapalıydı, gerçek dışına kapalıydı. Gözlerimi açarsam Aras'ı görememekten korkuyorum.  Elimde huzur hissettiğim bir el dokununca bütün korkularıma rağmen gözlerimi araladım. Aras'ı görünce sevinsem mi bilemedim. Aras'a uzun uzun baktım ama elini çekmeyince kaşlarımı çattım.

"Elin yanmıyor mu?" dedim titrek sesimle.

"Hayır, yanmıyor." dedi Aras.

Gözlerim bana çarpacak olan arabaya kaydı. Karşı binaya çarparak durmuştu. O koskoca arabayı ben mi itmiştim? O ufak kız ve dev adam olanları şaşkınlıkla şahit oluyorlardı. Genç Kız sonunda dayanamayarak bayıldı, Dev Adam sevgilisinin yanına koştu.

"Aras?.." dedim boğuk sesimle.

"Söyle, Canım." dedi Aras kadife kadar yumuşak sesiyle.

"Ben... Ben korkuyorum." dedim boğuk sesimle. 

"Korkmakta haklısın, ama sana söz veriyorum bu günler geçecek." dedi Aras.

Korkudan tir tir titrerken Aras'ın ellerini sıktım. Elimde sıvılık hissedince Aras'ın ellerini bıraktım. Titreyen elime baktım, ellerim kanıyordu. Düzensizleşmiş nefesimi yavaşça iyice düzensizleşti. Ellerim nasıl, ne ara kanadı? 

Çok tuhaf ki, elime metalden şeyler yapışmaya başladı. Aras ve ben şaşkınlıkla izlerken olanları daha büyük metaller elime yapıştı. Bunun sonunu düşündüm ve aklıma hayal edemeyeceğim şeyler geldi. Bedenim yorulduğunu hissederken metal şeyler teker teker yere düştü. Gözlerim kararırken Aras'a baktım ardından bedenim sert zemine çarptı. Sonrası yok, sonrası koca bir boşluk.

**********

Sanki bedenim bu kaılbının içindeymiş gibi hissediyorum.  Sanki bedenimle ruhum ayrılmış gibi hissediyorum. Bedenimde soğukluk hissediyorum, sanki ben titriyorum da ben hissetmiyormuş gibi hissediyorum. Hareket edemiyorum, ellerimi kaldıracak halim yok, ki sanki elimi hissediyorum da hareket edemiyorum. 

Bedenimde bu sefer sıcaklık hissediyorum, bunun bana iyi geldiğini düşünüyorum. Bir koku burnuma geliyor, hani deniz kıyısındayken denizin o ihtişamlı kokusu, ona benziyor. Koku bana huzur veriyor, gözlerimi açıp kokunun kaynağını bulmalıyım. Tanıdık geliyor ardından bu koku, kimin kokusu? Bana huzur veren kişinin kokusuydu, ama kimin? Gözlerimi açamıyorum, açmaya çalışıyorum ama olmuyor.

Gözlerime dakikalarca meydan okuyorum ama o lanet olası gözlerimi açamıyorum. Bu ne ya japon yapıştırıcısıyla yapıştırdınız diye düşündüm. O koku gittkçe daha da çok hissediliyordu. Beynim yavaş yavaş uyanırken o kokuyu içime çekmeye çalıştım. Bütün gücümle, son kez gözlerimi açmayı denedim. Hafifçe aralanan gözlerim ilk önce bulanık görüyordu. Birkaç gözlerimi yavaşça açıp kapattıktan sonra görüntü kısa sürede netleşti. Gözlerim beyaz tavanı görürken doldu.

Olanları hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlamak istiyor muyum bilemiyorum. Hatırlamak istemesem de bütün görüntüler teker teker gözlerimin önünde tekrardan canlanıyordu. O arabayı itişim, elime gelen metal şeyler. Farklı farklı güçler,m mi var? Gözlerimden yaş gelmesine engel olamazken deniz kokulu parfümün kokusu burnuma geldi, içime kokuyu çektim. Başımı zorlukla sağ tarafa çevirdim, gördüğüm manzara muhteşemdi benim için.

LETHAL GÜÇ  (Ara verildi- Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin