Gündüz ışığında etrafıma bakınarak yürüyordum. Çoğu insanın gözü bendeydi. Nedeni de üzerimde şorttan ve atletten oluşan pijamalarımdı. Babam her sabah yaptığı gibi, suratıma buzlu su dökerek uyandırdığında buna alışmış olduğumu düşündüm. Ama ne yazık ki öylre değildi. Hangi baba acımasızca kızının suratına su dökerek uyandırırdı? Küçükken annemin varlığını hep sol yanımda hissederdim.yaşım ilerledikçe gerçekler acımasız bir tokat gibi suratıma çarparken, tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.
Yıllar önce annemle babam evlenirken anneme defalarca yalvarmış bu evliliğin olmaması için çok dil dökmüştüm. O gün aklımdan hiç çıkmıyordu.
Henüz 10 yaşında toy bir kız çocuğuydum. Annem şirketten güle oynaya dönerken şaşkınlıkla ona bakıyordum. Yanındaki adamı inceledim. Sert yüz hatları olan gayet karizmatık bir adamdı.
-Su Perim bak sana kimi getirdim, bu Nihat. Tanış kızım onunla.
Annem bana her zaman su perim diye seslenirdi.Annemden aldığım kumral saçlarım ve yeşil gözlerimle tıpkı annemin küçüklüğüne benzerdim. Suratımın çocuksu olması da cabasıydı... bu yüzden beni su perilerine benzetirdi. Ürkek bir ses tonuyla;
- Merhaba benim adım Cansu dedim.
Karşımdaki adamın yüzünde küçük ama tatlı bir tebessüm belirdi. Dizlerini kırıp boyumla aynı hizaya geldiğinde bir süre yüzümü inceledi.
- Merhaba küçük hanım ben de Nihat.Daha sonra hiç ummadığım bir anda beni kucağına aldı ve yanaklarımı öptü.
-Sen ne tatlı bir şeysin öyle.O zamanlar bunların sırf annemin şirketten kazandığı paraları almak için olduğunu bilmiyordum. O kadar iyi oynamıştı ki beni kendi kızı gibi gördüğünü sanmıştım.
Çocuksu bir utançla gülümsemiş sağ yanağında oluşan gamzeden öpmüştüm. O zaman ilk defa babamın sıcaklığını, babamın sevgisini babamın kokusunu duyumsar gibi olmuştum. Adam şuh bir kahkaha atarak beni yandaki kanepeye oturtmuş ve anneme arkadan sarılarak boynundan öpmüştü.
-Görüyor musun hayatım kızım nasıl da alıştı bana.
O zaman beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Babam benim her şeyimdi. Henüz nasıl öldüğünü bile bilmiyordum. Daha sonradan kalbinden vurulmuş olduğunu öğrendiğimde 13 yaşımda olmama rağmen babasızlığıne acısını iliklerime kadar hissetmiştim. İçimde kırıklık, acı ve yalnızlık hakimdi.Eksikliğini çok hissetmiştim. Çocuk aklıyla; babamın öldüğünü hatırlamış, karşımda babam olduğunu iddia eden adama öfke ve nefret karışımı bir sesle;
- Sen benim babam değilsin! benim babam öldü.
Diyerek isyanımı belirtmiştim. O anda ev adeta curcunaya dönmüştü. Nihat Bey'in suratı kaskatı kesilirken annem telaşla yanıma gelmiş ve ne zaman akıttığımı bilmediğim yaşları elinin tersiyle sinmişti. Nihat denen adamın kulağına bir şeyler fısıldamış, Nihat olumlu anlamda başını salladığında yanıma gelip bana sıkıca sarılarak ellerimi, saçlarımı ,yanaklarımı öpmeye başlamıştı.Aynı zamanda hıçkırarak ağlıyırdu. Masum bir sesle;
- Anne neden ağlıyorsun? Dedim.Annem çocuksu suratıma bakıp içten bir tebessüm ederek duygusallaştım diyerek geçiştirmişti.
İşte o günden sonra Nihat Bey ile evleneceğini söyleyerek benim yalvarışlarımı göz ardı etmişti.Ağladığımı gördüğündeyse şevkatle başımı okşayarak henüz adını bile anımsayamadığım ninniyi söyleyerek beni uyutmuştu.Evleneceği günden önceki gün yanıma gelmiş,onunla mutlu olacağımızı söylemişti.Ben de coşkuyla gerçekten mi? Diyerek annemin boynuna atlamıştım.O da kocaman gülerek yanağımdan öpmüş ve heyecanla evet demişti.
Annemle evlendiği günden sonraki günler her ne kadar babam kadar sıcak davransa da gerçek babama ihanet ettiğimi düşünüyordum ve o eksikliklerini tam tamına 8 yıl yaşadım.
Annemle Nihat Bey 'in evlenmesi üzerinden 2 ay geçmişken tartışmaya başladıklarını hatırlıyordum.Birden annemin sağ yanağına şiddetli bir tokat atması ile Nihat Bey 'in güçlü kollarını küçük bedenime rağmen annemin üzerinden çekmeye çalışmıştım.Nihat Bey ise yakmadan tuttuğu gibi 10 kiloluk bir un çuvalı gibi yere fırlatmıştı.Hıçkırıklarım daha da çoğalırken dudağımın alt tarafından sıcak bir şey akmıştı.Annemi defalarca tekme tokat döverken çocuk yaşıma rağmen ona yaklaşmaya çalışmış, benden görülmeyecek cesurlukta Nihat Bey ' in boynuna atlayıp köprücük kemiğinden ısırmıştım.Nihat Bey e böyle bir şey yapmamla sırtımdaki tişörtten tutmuş beni tekrar kanepeye fırlatmıştı. Annemin kısık sesle inlemesiyle bakışlarımı ona çevirmiş O halini gördüğümde daha fazla dayanamamış, duvarın dibine çökertmek bir ileri bir geri ne sayıkladığımı kendim bile anlamazken Nihat Bey ise anneme son darbesini geçirerek ceketini aldığı gibi hızla evden çıkmıştı. Orada O şekilde saatlerce kalmış daha sonra transa geçmiş gibi başımı iki yana sallayarak annemin yanına gitmiştim.onu gördüğümde nefes alamadığımı hissetmiş, içimdeki eksiklik iki katına çıkmıştı.
Yüzü yeni dayak yediğini gösteren morluklar ve şişliklerle doluyken burnundan çok şiddetli bir şekilde kan akıyordu.kolunun üzerindeki yeşilimsi lekelere anlam verememişken ilerleyen zamanlarada önceden de dayak yediğini anlamıştım.Telaşla annemin omuzunu dürtüklerken anne diye bağırıyor bir yandan da hıçkırıklarla ağlıyordu.Ambulansı arayabileceğimi düşünmüş ve aramıştım.İçeriye giren genç bir kadınla adam annemi sedyeyle kaldırırken genç kadın nabızı zayıf demiş ve panikle ambulansa koşmaya başlamıştı.Bense yerimde durmuş.Nabzın ne demek olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Daha sonra anneme yetişemeyeceğim korkusuyla ambulansa doğru hızla ilerlemiştim.Hastaneye vardığımızda annemin yanından bir dakika bile ayrılmamıştım. Hemşireler annemin iyi olduğunu ve görebileceğimi söylediklerinde sevinçle içeri girmiş annemin yarım yamalak açık gözlerini bakarak buruk bir şekilde gülerek ellerinden öpmüştüm. Annemin ifadesini almak için Hasthane polisi geldiğinde annemin suratı asıldı daha ş sonra gülümsemeye çalışarak sadece küçük bir tartışma yaşadık .aramızda oluyor öyle sorunlar dedi .Hastane polisi kaşlarını çatarak şüpheyle anneme baktı . Emin misiniz? Küçük bir tartışmaya benzemiyor ama.. evet evet eminim küçük bir tartışma. Polis oflayarak pekala dedi. Eğer bir kere daha böyle tartışmalar yaşarsanız haber verin lütfen. Annem başıyla onayladığında polis gitti. Annemin neden böyle davrandığına anlam veremesem de umursamadım sonuçta annem iyiydi.
Hastaneden çıktığımızda Nihat Bey eve gelmişti. Kehribar rengi gözleri simsiyah olmuştu. Yalpalayarak yanıma gelmesinden çakır keyif olduğunu anlamıştım. Ansızın kumral saçlarımdan tuttuğu gibi sürükleyerek odaya kilitlemişti. Dakikalar sonra annemden yüksek bir çığlık sesi yükselmişti. Bir süre sonra da kapının çarpma sesi... hala kapıya güçsüz yumruklarımı vurarken yan odadane kısık sesli acı inlemeleri gelmişti.gücümü toparlayıp sağ ayağımla kapıya sert bir darbe indirmemle eski tahta kapı büyük bir gürültüyle yere düştü.
Koşarak annemin yanına gittiğimde ağzım açık kalakalmıştım...
Merhabalar.. bu benim ilk hikayem ve ilk bölümü yayınladım. Sizce nasıl olmuş?? Yorumlarınızı bekliyorum❤❤❤
-Sizce cansu nun annesine ne oldu??
- yakışıklı karakterimiz ne zaman gelir???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Kalpler
RomanceHiçbir zaman istediğim gibi bir hayata sahip olamamamıştım.Annem ölmüştü,Babam hala yaşıyordu fakat baba diyemeyeceğim kadar aşağılık bir karaktere sahipti. Sadece biraz mutlu olmak istemiştim. Onu da her zamanki gibi elime yüzüme bulaştırmıştım. So...