9;

334 38 11
                                    

ARKADAŞLAR BEN NEREDEYİM? NEREYE KAYBOLDUM? BU HİKAYENİN OKUNMA SAYISI NASIL BÖYLE ARTTI? SİZİ SEVİYORUM. ŞİMDİYE KADAR BU BÖLÜMÜ BEKLEYENLERİ CİDDEN SEVİYORUM. HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM. İYİ OKUMALAR VE BÖLÜM SONU UZUN YAZAR NOTUNDA GÖRÜŞÜRÜZ BİR DE SON BİR ŞEY BLACKPINK IN YOUR AREA BLACKPINK IN YOUR AREA JJKFHDJHFJKDHFKJD


"Diyorum ki bende sana ilk defa burada aşık oldum."

Ne saçmalıyorsun bakışımla olanları anlamaya çalıştım. Evet ciddi anlamda anlamıyordum. Kai ise hala saçma salak gülümseyip yüzüme bakıyordu. 

"Bir basketbol maçımız vardı. Hatırlar mısın bilmiyorum. Yeniliyorduk ve serbest atışları kaçırmıştım. Herkes bana küfrederken biri dikkatimi çekti. Utanarak gözümün içine bakıp yapabilirsin diyordu."

O günü asla unutamazdım. Jongin ile ilk göz göze geldiğimiz gündü. Ve o biri kesinlikle bendim.

"Ve sende bana orada aşık oldun vay çok komik gülmem mi gerekiyor?"

"Orada aşık olmasam da senden hoşlanmıştım. Ama kimseye bunu söyleyecek cesareti kendimde bulamıyordum. Bilirsin işte o kız kim sen kim Jongin olayları. O zamanlar akıllı da değildim buna karşı çıkıp seni savunmadım."

Duyduklarım üzerine başımdan aşağıya elli tane unicorn tuvaletini yapmış gibi hissediyordum. 

"A-anlamıyorum Jongin. Yani benim o kız olduğumu hep biliyor muydun?"

Jongin kafasını sağa sola sallamıştı.

"Tabi ki de hayır. Üniversite de ne kadar değiştiğinin farkında mısın? Üstelik maçtan sonra seni görmek istesem de hiç bir öğlen arası rastlayamamıştım daha sonra da umursamadım."

Konuşurken aynı zamanda yemeğimizi yemeye başlamıştık. 

"Cidden o kadar tesadüf üzerine kurulu ki aşkımız başka gün ne şaşırtıcı olaylar olacak merakla bekliyorum."

Tebessüm eden Jongin benimle aynı fikir de olduğunu belirtircesine kafasını salladı. 

"Kim bilir."

Ardından anı ve basketbol topu kokan spor salonunda yemeğimize devam ettik.


Gözlerimi açmam ile başıma korkunç bir ağrının saplanması aynı anda oldu. Dün Jongin ile pek fazla içki de içmemiştik başım neden böyle ağrıyordu ki.

Üstelik sadece başım da ağrımıyordu. Ağrı ve acı bütün vücuduma yayılıyordu. Yavaş yavaş. 

Burnumu sızlatan hastane kokusu ile gözlerimi daha da çok açtım. 

Bu da neydi böyle. 

Neden hastanedeydim. 

Gözlerimi etrafta gezdirdim. Ellerimi kıpırdatmak istesem de yapamıyordum. 

Burada cidden garip şeyler oluyordu. Ellerim hasta yatağının yan tarafına kelepçelenmişti. Ve yanı başımda ki koltukta uyuması gereken bir Jongin olacağına koltukta bir polis uyuyordu. 

Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Ama sanki vereceğim herhangi bir tepkiye karşılık bedenim kendini acıdan parçalayacaktı. 

Sakin olmak için derin nefes alıp verdim.

Böyle bir durum da sakin olamazdım. En son hatırladığım şey araba ile eve dönerken yolda uyumamdı. Daha sonra ne olmuş olabilirdi ki. 

Yutkundum. Ya da yutkunmaya çalıştım. Boğazım da sanki çivi vardı ve yutkunmama engel oluyordu.

cherry blossom || kaistalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin