Edit:Merhaba herkese dayanamadım ve yeni bölümü hemen yayınlamaya karar verdim. Geçen bölümde Hevin de kaldığımız yerden Öyküyle devam ettireceğim. Bir de Öykü ağzından dinleyelim:) İyi okumalar 💖
Öykü
Kampüste ilk sabaha uyanmıştım. Acayip rahat bir yermiş ya ama ne kadar rahat olursa olsun asla evimin kendi yatağımın yerini tutamaz. Uyandığımda saat daha sabahın 6 sıydı. Hevin e baktım derin uyuyordu belli ki çünkü uyanırken yaptığım onca sese rağmen tık demedi. Bende kalkıp duşa girdim giyindim saçımı düzleştirdim ve çalışma masama oturup yönetime vereceğim son 3 4 evrağı hazırladım. Hepsi yıl içinde ki ihtiyaçlarım programlarımdan ibaretti. Gereksiz gereksiz şeyler işte ama neyse artık önemli olan bir an önce okula başlamak. O kadar çok çabaladım ki bu bölüm için. Tam burs aldım buradan daha ne olsun. Anneciğim için büyük bir başarıyla bitireceğim okulumu. Tüm bunları kafamda dolandırırken Hevin in günaydın Öykü sesiyle irkildim. Bende dönüp sahada günaydın esmer güzeli diye yanıtladım. Bu cevabına karşılık ilk başta bi şaşırsa da bu şaşırmanın memnuniyete dönüştüğü belliydi. Hevin esmer kahverengi uzun saçlı fiziği mükemmel ötesi bir kızdı. Boşuna İzmir'in kızları güzel olur dememişler. Sahiden de çok güzeldi. (Not:Yazar İzmirli) 😊 Boyu da uzundu ve sahiden göz kamaştırıyordu. Bense onun tersine sarışın açık gözlü bir kızım. Boyum çok uzun olmasa da fiziğim de oldukça yerinde biriydim. Hevin " Erkencisin bakıyorum Öykü kaçta kalktın sen ? " dedi. Bende saat 6 da kalktım canım ilk gündü ya tabi uyku fazla tutmadı beni dedim. Saate baktığımda saatin 7 olduğunu fark ettim. Ve Hevin e bir sabah kahvesi teklif ettim. Sabahları bir fincan kahve içmeden güne başlayamazdım. Kahvaltı öncesi olmazsa olmazım kahveydi. Hevin teklifimi kabul edince kafeteryaya indik ve kahvelerimizi aldık. Kahveyi bahçede içmeye karar verdikten sonra etrafın sessiz olduğunu fark ettik. Gerçekten İstanbul havası bir başkaymış ya. Bursa da çok güzel bir yer ama İstanbul başkaymış. Bugün İstanbul un belli başlı yerlerini gezip biraz alışveriş yapmayı planladım o sıra. "Hevincim baksana şu İstanbul'un havası da bir başkaymış gercekten. Gerçi sen İzmir'lisin oranın havası güzelliği buradan da güzeldir. İzmir e gitmişliğim var birkaç kere en çokta Kordonunda yürüyüp denizin sakinliğini izlemek insanlarının cıvıltısını duymak beni çok huzurlu hissettirmişti. Ancak İstanbul da bu okul da denilen kadar varmış. Diyorum ki bugün seninle birlikte belli başlı yerleri gezsek. Alışveriş yapsak biraz. Hem etrafı tanımış oluruz hemde ikimiz güzel bir vakit geçiririz birbirimizi daha iyi tanırız. Hevin buna karşılık mutlu olmuşa benziyordu. "Sahiden harika bir fikir bu Öykü. Vallahi bundan güzeli Şamda kayısı. Kahvaltı sonrasında yönetime bilgi verip gezelim o zaman" dedi Hevin. Bahçede 1 saat kadar daha oturup lafladıktan sonra kahvaltıya gittik. Açık büfe şeklinde kahvaltı var ne istersen yiyebiliyosun. Tam benlik. Omlet kuyruğu beklerken Derya adında bir kızla tanıştım. Bu sene onun 2.senesiymiş burada. Mimarlık okuyormuş. Kız Muğla'lıymış ve ailesini 15 yaşındayken kaybetmiş. Yetiştirme yurdunda büyümüş kız ve Muğla da sadece 1 tane halası varmış. Kışın burada kalır yazın ise 1 ay onun yanına gider İstanbul'a geri dönermiş. Çok samimi bi kıza benziyordu. Ama şansı ve kaderi onun samimi yüzü kadar iç açıcı değildi. Laf lafı açarken omlet sırası bize gelmiş ve omletimizi almıştık. Onu bizim masada oturmaya ve oda arkadaşım Hevin ile tanıştırmaya karar verdim. O da kabul etti ve sohbete masada devam ettik.
Hevin den minik bir bölüm
Öykü masaya yanında siyah saçlı bir kızla geldi. Sanırım kahvaltılık alırken tanıştılar. İkisi de masaya oturdular ve kız kendini tanıttı hemen "Merhaba ben Derya mimarlık öğrencisiyim umarım rahatsızlık vermem ama Öykü davet etti kıramadım. Pek arkadaşım olduğunu söyleyemem burada. 2. Yılım fakat çevrem çok yok. Bir arkadaşım var ancak o daha ailesinin yanında. Gelince tanıştırırım zaten." Dedi. Bende kendimi tanıttım ve kahvaltımızı yaparken sohbet etmeye başladık. Onu da gezmeye davet ettik fakat işi varmış gelemeyecekmiş. Onunla kahvaltı sonrası vedalaşıp odamıza çıktık.
Öykü
Derya ile Hevin de iyi anlaşmıştılar. Derya işi nedeniyle bize katılmadı ama başka bir zaman için anlaştık. Hevinle odaya çıkıp giyindik. Ben üzerime gece mavisi renginde yarım kollu biz bluz altına da siyah dar pantolon giydim. Hevin orta kalınlıkta bir külotlu çorap üzerine krem kahve bir elbise giydi. İkimiz de hazır olunca kampüsten çıktık ve yola koyulduk. Önce Dolmabahçe Sarayına ardından da Ayasofya ya gittik. Gerçekten çok güzeldi ilk defa geliyordum ve fotoğraflardan gördüğümden çok çok daha güzellermiş. Bu tür mimarilere hayranımdır zaten. Bol bol fotoğraf çekip selfie yaptık Hevinle doyasıya. Ardından İstiklal caddesine gittik alışveriş yaptık yemek yedik. Akşam ise Kız kulesine gitmeye karar verdik ve gittikte. Allahım çok güzel bir yer burası. Şu istanbul ne güzel bir yer ya. İnşallah hayatımın aşkını burada bulurum bu şehirde evlenirim onunla diye içimden geçirdim. Saat 8 için gösterdiğine biz kampüsümüze girmiştik. Yorgunduk ama mutluyduk. Erkenden uyuyakalmışız zaten. Gece yarısı 2 civarında telefonumun çalmasıyla irkildim. Arayanın isminin bende kayıtlı olmaması beni daha da çok meraklandırdı. Uykulu bir sesle açtım telefonu
-Efendim
-Öykü canım kusura bakma rahatsız ediyorum ama ben yan komşunuzun kızı Yasemin...Bu bölümde burada biter. Yeni bölümde acaba Yasemin Öykü'ye ne söyleyecek. O saatte aramasının nedeni ne olabilirdi acaba. Hevin ile Öykü çok yakın arkadaş olma yolunda emin adımlarla ilerleyecekler mi? Yeni bölümde görüşmek üzere öpüldünüz hepiniz 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOST MU? AŞK MI?
ChickLitHevin ile Öykü. İki yakın arkadaş kız kardeşten de öte gibiler. Bir gece tesadüfen iki farklı yerde tanıştıkları adam, Ayaz... bu iki arkadaşın arasına büyük bir düşmanlık sokacak