1 üç kuruş

319 0 1
                                    

Bir eski zamandı
Yalnızlık bütün bedenimi esir almıştı
Çıktım evden
Upuzun yollarda başı boş yürümeye başladım
Irmak kenarına kurulmuş bir cafenin
Dışarıda yanan mumlar gözlerime ilişti
Başımı kaldırdım ve içerinin ne kadar loş
Ne kadar huzurlu olduğunu gördüm
Hemen o tarafa yöneldim
Fakat iki adım atmadan durdum
Ellerimi ceplerime götürdüm
param varmı diye kontrol ettim
Cebimde beş lira vardı
Bir kahvenin bedeli ne kadar di ki ?
Biraz tereddütle içeriye girdim ve bir kahve rica ettim .
Köşede kurulmuş bir masada mahzun
Biraz yorgun bir kadın kahvesini yudumluyordu. Kadının beni ilgilendiren bir tarafı vardı
Bütün cesaretimi toplayıp masasına yanaştım
izin istedim ve oturdum
canlı müziğin bitmesini bekledim sonra
Neden gözlerinin yaşlı ,neden tek başına oturduğunu sordum .
Titrek dudaklarıya anlatmaya başladı
Anlattıkça zorlanıyordu o yüzden ağlıyordu
Bir müddet sonra anlattıklarını içinden atmış gibi rahatladı
Ve hafiften gülümseme başladı
Sonra biraz espiri ve fıkra ile kadının
Tamamen keyfi yerine geldi .
Fark etti ki kimse onu dinlememiş
Kimse onu anlamaya çalışmamış
O yüzden yapılan onca haksızlıkların ağırlığını daha fazla taşıyamadığı için öyle ağlamaklı öyle yorgun bir hal almış
Sonra bana sonsuz teşekkür ettikten sonra
Keyiften kalkıp bir şarkı söylememi istedi
Fakat sesim şarkıya musait değildi
Ama kadını kırmamak için kalkıp
Çalan müzik eşliğinde bir şiir oldum
Kadın çok mutlu oldu ve Café sahibi de çok mutlu olduğundan iş teklifinde bulundu
Kadın hesabı ödeyip çıktı
Bende hesabı odemek için kasaya yanaştım
Ama bizden olsun diyerek kabul etmediler .
Tesekkur edip oradan ayrıldım
-e sonra ne oldu usta
-sonra hala arasıra gidip o kadınla kahve içiyor arada bir sahneye çıkıp şiir okuyorum .Sen sen ol evlat . Hiç kimseyi önemsiz Sayma ve aklından sadece iyilik yapmak geçsin .
-tamam usta

İKİMİZİ ARIYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin