Kuzu Kurtlarla Denenir Bölüm 5

36 3 3
                                    


Sınıf/İç________________________________________________________________

Ders arasında kimisi sırasında kimi ayakta öğrenciler. Sırasında oturan bir öğrenci ayağa kalkıp tahtaya kadar gelir. Sınıfta bulunan öğrencilere hitaben

"Ben bu hocayı beğenmedim. Hocayı değiştirelim diyorum arkadaşlar siz ne dersiniz?"

Belli ki sınıfın lideri pozlarına yatan bir öğrencidir.

Bir başka öğrenci:

"Evet arkadaşlar ya bence de... Hadi kalkın aşağıya iniyoruz. Bu hocayı istemiyoruz diyelim"

Sınıfta toplanıp hep beraber çıkarlar.

İkindi vakti/Müdürün odası/İç______________________________________________

Müdür ve Bedreddin hoca çaylarını yudumluyorlar.

Müdür: Bazı gruplar seni sevdiler. Tamam dediler bu hocayla devam ederiz biz. Ama velâkin senin ilk sabah girdiğin grup vardı ya

Bedreddin hoca: Evet hocam

Müdür: Yahu ne pis adamlarmış. Yapmayın etmeyin siz de öğretmen olacaksınız dedikçe üstüme üstüme geldiler. O halde paramızı verin kaydımızı alalım dediler vallahi durduramadım.

Bedreddin hoca: Ne yapıyoruz hocam

Müdür: Diğer gruplara devam et hocam diyesim geliyor ama bu durum yayılır, diğer sınıfları da etkiler. Ama biz sizle halen iş yapmak isteriz sevgili hocam. Birkaç ay sonra bu gruplar değişir ben sizi derhal çağırırım. Sizin gibi değerli bir hocamızı kaybetmek istemeyiz

Bedreddin hoca: Neyse hocam fazla uzatmanın anlamı yok.
Müdür çekmeceden parayı çıkarıp sayarken

Müdür: Kaç ders vermiştiniz hocam?

Bedreddin hoca: Bilmiyorum hocam hiç saymadım.

Müdür parayı uzatır Bedreddin hocaya. Bedreddin hoca cebine sokar.

Müdür: Sayın hocam paranızı eksik olabilir. Ne demişler bulsan da say çalsan da say

Bedreddin hoca tokalaşmak için elini uzatır.

Bedreddin hoca: Eksikse canın sağ olsun hocam. Fazlaysa da canım sağ olsun

Müdür güler. Bedreddin hoca acı bir tebessüm bırakır.

Müdür: Başımız yine dertte hocam. Nasıl çözeceğiz biz bu işi. Vallahi öyle bıktım ki bunların ellerinden bazen şeytanlar diyor işi bırak çek git! Şunca yıldır bu işi yaparım bunların ne demek istediğini pek anlayabilmiş değilim.

Bedreddin hoca: Sağlık olsun hocam. Çözersiniz inşallah.

Akşam/Ev/İç/Akşam yemeği___________________________________________________

Ana oğul sofranın başında sessizce akşam yemeği yemektedirler. Bu suskunluğa televizyondaki diziden gelen sesler eşlik etmektedir. Oğlu eve girişinden beri ses çıkarmadığı için işlerin yolunda gitmediğini anlamıştır.

Ana: Ne o oğlum? Suratından düşen bin parça. Ne oldu? Nasıl gitti işimiz? Dünyanın sonu değil ya yavrum.

Oğul: Olmadı be ana. Anneciğim lütfen daha fazla soru sorma n'olursun. Yemekten sonra namazı kılıp hemen yatmayı düşünüyorum.

Ana uzun uzun bakar oğluna. İçine bir ateş düşer. Hüzünlü bir ses tonuyla kendi kendine konuşur

Ana: Eve girerken yüzünden bakışından anladıydım zaten. Sen içeriye girer girmez dişime taş değdi bu oğlanın işi olmadı diye.

Sessizlik. Televizyondaki dizi sesleri.

Ana: Allahtan umudunu kesme oğlum Bedreddinim. Allah kullarına karşı pek merhametlidir. Kulları gibi değildir. Allah deldiği boğazı aç koymaz bir kapıyı kapatır bir kapıyı açar.

Bu arada Bedreddin hocanın cep telefonu çalar. Bedreddin hoca sofranın yanı başında telefonuna uzanır.

Bedreddin hoca: Alo

Telefon: Hocam selamın aleykum. Raşit ben. Senin bu gün dershane işin vardı ne oldu?

Bedreddin hoca: Olmadı be Raşit. Bazı gruplarla anlaşamadık.

Telefon: Takma hocam be sağlık olsun. Bu işleri ek iş gibi düşün hocam. Sonra sigortası yok devamlılığı yok güvencesi yok hocam bu senin için bence bir kayıp değil.

Bedreddin hocam: Haklısın be Raşit. Bu tip işler tam hoca harcama işi. Ne diyordu Necmi 'eğer bir iş öğrencinin ağzına bakıyorsa o iş, iş değildir.'"

Telefon: Doğru valla. Bak ne diyeceğim. Hani sen bana Belediyede park bahçeler işi ayarlayabilir misin demiştin ya.

Bedreddin hoca: Evet. Ne oldu o iş? Bir haber var mı?

Telefon: Var tabi seni işe alıyorlar. Yarın evraklarını hazırla ve belediye şantiyesine git. Sabah telefon açıp adresi bildirecekler sana.

Bedreddin hoca: Yahu Raşit ne diyorsun sen ağızların neler söylüyor? Allah razı olsun senden be oğlum

Telefon: Sağolsun Hasan abi kırmadı beni. Yalnız Bedreddin abi bu seni ne kadar tatmin eder bilmiyorum. Asgari ücret artı yol, yemek masrafı verecekler.

Bedreddin hoca: Ne diyorsun be oğlum bir iki aydır işsizdim biliyorsun. Bu ilaç gibi geldi sağol be kardeş

Telefon: Yalnız Bedreddin abi bir şey daha diyeceğim. Yanlış anlama ama bu iş açık hava işi. Arazi şartlarında çalışabilir misin?

Bedreddin hoca: Her şartta çalışırım. Yeter ki iş olsun.

Telefon: Abi kazma kürek çalışacaksın. Yarın kar olur yağmur olur önümüz kış. Yarın bir gün ben üniversiteliyim öğretmenim bu şartlara çalışmam dersen ben mahcup olurum abi beni anlıyorsun ya..

Uzun bir süre telefon konuşmasından sonra Bedreddin hoca telefonu kapatır. Ana oğul birbirlerine sevinçle bakışırlar.

Ana: Ben sana demedim mi oğlum? Allah bir kapıyı kapatır öbür kapıyı açar diye.

Oğul: Dedin ana

Ana: iyi haydi otur da yemeğini ye adamakıllı bir şey yemedin.

Kuzu Kurtlarla DenenirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin