Bay Jeon ve Bayan Kim'in yarın sabah yola çıkacak olmaları, Jungkook'un evde tek kalması harika bir şey olacaktı. Çoktan herkese evinde yarın akşam bir parti yapacağını duyurmuştu bile. Belki buna babası kızabilirdi tabi duyarsa. Ve Jungkook duymayacağımdan emindi.
Jungkook kendi sınıfına ve kendinden küçük tüm sınıflara partiyi duyurmuştu. Sırada bunu yapması gereken kendinden bir üst sınıf kalmıştı ve tabi ki o sınıfta sevdiği çocuk.
Ellerinin terlediğinin farkına varınca pantolonuna sürttü ve koridordan sağa dönünce çarpmanın etkisi ile yere düşmekten son anda kurtuldu. Onu tutan kişiye baktığında karşı komşusu olan çocuk ile karşılaşmıştı.
''Jimin? Şey, senin burada ne işin var ?"
"Burada okuyorum? Yaklaşık 2 senedir falan."
"Gerçekten mi ? Seni daha önce hiç görmedim."
"Ama ben seni gördüm, her zaman sende ."
"Nasıl yani ?"
"Hiç, sen nereye gidiyordun böyle?"
"Ah şey yarın akşam evimde bir parti düzenliyorum da çağırmam gereken insanlar var birde ayarlamam gereken bir grup."
"Öyle mi ? Grup ? Hala ihtiyacın var yani ?"
"Şey görünüşe bakılırsa evet."
"Sanırım o ben ve arkadaşlarım olabilir, biliyorsun hem bu bizim tanınmamızda da yardımcı olacaktır. "
"Gerçekten mi? Yani bunu yapar mısın?"
"Elbette neden olmasın hem karşılığında bir şey de istemiyorum."
"Sen harikasın Jimin teşekkür ederim."
"Ah ne demek."
"O zaman yarın akşam görüşürüz ha ?"
"Elbette hoşçakal."
"Sende."
Jungkook, Jimin'in böyle bir şey yapmasından dolayı ona minnettardı. Fakat yeniden heyecanı geri gelmişti. Derin bir nefes aldı ve sınıf kapısından içeri girdi. Bir anda tüm gözler ona çevrilmiş fakat sonra umursamazca herkes işine geri dönmüştü.
Jungkook yeniden derin bir nefes aldı ve bir kaç adım atarak onu herkesin görebileceği bir konuma geldi. Hafifçe kafasını kaldırdı ve Taehyun'a baktı. Evet, sevdiği çocuk oydu.
Derin bir nefes aldı yeniden ve hafifçe öksürerek konuşmaya başladı.
"Şey,ımm.. Bir beş dakika beni dinler misiniz ?"
Tabiki kimse takmamıştı. Sesini biraz daha yükseltti.
"Hey millet bana bakar mısınız?!"
"Neden? Seni ufaklık."
Bu tabikide Taehyun'du. Ona yan bir gülüş atmış ve dediği şeyin komik olduğunu düşünen arkadaşları ile gülmeye başlamıştı.
"Çünkü buraya bir duyuru yapmaya geldim, dinlersen neden olduğunu anlarsın."
Sınıftan 'ooo' sesleri yükselirken Taehyun oturduğu sırayı ayağı ile ittirdi ve Jungkook'a doğru yürümeye başladı. Jungkook yaptığı şeyin yanlış olduğunu anlamıştı fakat amacı onu dinlemeleriydi, Taehyun'u kızdırmak değildi.
Taehyun her adım attığında Jungkook biraz daha korktuğunu hissediyordu. Sonunda yüz yüze geldiklerinde Taehyun, Jungkook'un yanına gitti ve elini omzuna attı.
"Söyle bakalım neymiş duyuru yapman gereken şey?"
"Yarın akşam evimde bir parti düzenliyorum gelmek istersiniz diye düşündüm."
"A-ah demek bir parti. Bayılırız değil mi çocuklar? Partine geleceğiz merak etme..."
Taehyun'un kulağına eğilmesi ile geri çekildi Jungkook.
"Cesaretini beğendim ufaklık."
"Ufaklık değil Jungkook."
"Öyle olsun... Jungkook."
Jungkook kendini geri çekerek Taehyun'dan uzaklaştı ve sınıftan dışarı adımını atar atmaz derin bir 'Oh' çekti. Son dersi de atlattıktan sonra eve gitmişti. Parti için gerekli olan şeyleri hazırlamalı ve tüm her şeyi ayarlamalıydı.
Yarın onun için en mükemmel gün olacaktı. Ya da o öyle sanıyordu.
***
Herkese merhaba!Yağmur'um yine bir bölüm ile karşınızda, açıkcası yazdığı şeyleri ben bile merak etmeye başladım eheueheu.
Neyse diğer bölüm benim için bile sürpriz olacak sanırsam.
Yağmur ve ben sizi seviyor ve bu fici okuduğunuz için size teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ayrıca Yağmur'a ben de teşekkür ederim vallaha ben böyle duygulu yazamazdım ciddi ciddi yazardım bana 'Allah'ın duygusuzu' falan derdiniz haniii
Neyse çok uzatmıyorum jdjsjajdjd
-geimalod