Jungkook ona doğru gelen çocuğa şaşkınlık içinde bakıyordu. Fakat beklediği gibi olmamış genç çocuk yanından geçerek bir arkasında bulunan masaya, arkadaşlarının yanına oturmuştu. Jungkook biraz hayal kırıklığı yaşasa da onu fark etmediği için mutluydu. Daha yapması gereken işler vardı ve Jungkook ona gitmeden Jimin ona gelsin istemiyordu. Doktor SeokJin'in ona baktığını fark edince usulca arka masaya bakıp SeokJin'e döndü.
''Bu 'O' doktor. Bu Jimin.'' diyerek ufak bir açıklamada bulundu Kook. SeokJin Arka masaya bakarak gülümsedi.
''Bunu anlamak zor olmadı Kook, ben senin doktorunum anlamasaydım saçmalık olurdu. Neden onunla konuşmuyorsun, en azından deneyebilirsin ha ?'' Tabii ki de onu cesaretlendirmeye çalışıyordu ama Kook bunu yapamayacağının farkında idi.
''Yapamam doktor, üzgünüm.'' Jungkook iç çekti ve ayağa kalkarak takım elbisesini düzeltti. SeokJin gideceğini anladığı çocuğa elindeki kadehi kaldırarak veda etti ve gidişini izledi. Tabii ki Kook'un gidişini izleyen tek kişi SeokJin değildi.
Jungkook arabasına binip iş yerine ulaştığında odasında onu bekleyen birisinin olmasını beklemiyordu. Özellikle sekreterin ona haber vermemesi de oldukça dikkat çekici bir durumdu. Masasına ilerleyip oturduğunda ona pişkince sırıtan bu suratı tanıyordu. Gözlerini karşısında ki adama sabitleyip konuşmasını bekledi.
''Babanı gördüğüne sevinmiş gibi durmuyorsun oğlum. Hani babaya bir kucak?''
''Üzgünüm Bay Jeon benim babam yok. Sadece soyadı benzerliğimiz var. Buraya ne için geldiniz?'' Koltuğunda arkasına yaslandı.
''Tabiki de şirketlerimiz için. Ortaklık yapmaya geldim. FIA şu anda benim şirketimden sonra ikinci en büyük şirket. Burada başa gelebilmiş olman da bir mucize tabii. ''
''Buralara kadar gelebilmem tamamiyle beni ilgilendirir. Sadede gelirseniz sevinirim.''
''Sana bu dosyayı vereyim, anlaşmaya dair her şey bunun içinde. 1 hafta sonra sana adamımı yollayacağım cevabını alabilmek için. Kabul edeceğini umarak gidiyorum.'' Bay Jeon ayağa kalktığında Kook hala istifini bozmamış gitmesini bekliyordu.
''En azından yolcu edersin diye düşündüm.'' diyerek yakınan adama gülümsedi.
''Kapı da sekreterim var, size yardımcı olacaktır. Hoşçakalın Bay Jeon.''
Bay Jeon ceketini düzelterek odadan dışarı çıktığında Kook Doktor SeokJin'in ona verdiği haplardan bir tanesini içerek rahatlamaya çalıştı. O adamı görmeye tahammül edemiyordu bir de buraya gelmesi onu sinirlendirmişti. Ama iyi yandan Kook'un planları için bu anlaşma bir şahaneydi. Bay Jeon kaderinin oğlunun elinde olduğunu bilse acaba yinede ölüm fermanını kendi elleriyle teslim eder miydi Jungkook'a ?
*FLASBACK*
Jungkook dün geceyi bir türlü unutamamış sürekli ağlamıştı. Bu onun için ilk değildi belki ama yaşadığı şeyler onun için kesinlikle yeni şeylerdi ve efendisinin ona dediğine göre son da olmayacaktı. Bayan Amy o odada neler olduğunu bilmiyordu ama Kook kesinlikle öğrenmişti ve o da şu an bilmiyor olmayı dilerdi. Ağlamayı bırakıp banyoya ilerlediğinde berbat göründüğünü düşündü. Banyo yaparak yeni kıyafetler giyindi ve Bayan Amy'i görmek umudu ile mutfağa girdi.
Oradaydı da. Yavaşça ilerleyerek Bayan Amy'e arkadan sarılmış ve onu korkutmuştu. Bayan Amy arkasını dönüp kendinden uzun çocuğa sarıldı. Biliyordu genelde hep böyle olurdu çok kişi gelmişti buraya ve çok kişi de ertesi sabaha kaçmıştı. Bayan Amy'e gelip de sarılan hiç olmamıştı. Jungkook yavaşça geriye çekilerek sandalyeye oturdu.
''Ben açım Dadı. Yemek var mı?'' dedi ufak bir gülümseme ile. Bayan Amy şok olmuştu, kimse ona dadı dememişti. Jungkook'a sevgiyle hazırladığı yemeklerden vererek karşısına oturdu.
''Gitmeyecek misin Jungkook?'' korkuyla sormuştu bu soruyu. Gitmesini istememişti bu çocuğun. Jungkook kafasını hayır anlamında salladığın da rahatlamıştı bir miktar.
''Bay Park sana bir zarf bırakmıştı gidersin diye. Neden gitmiyorsun ?''
''Gidecek yerim yok.'' diyerek kısa bir cevapla geçiştirdi Kook. Bayan Amy Jungkook'un saçları arasına bir öpücük bırakarak yemeğini yemesini bekledi.
Akşam Bay Park eve geldiğinde yine her zamanki gibi sadece Bayan Amy'i görmeyi bekliyordu. İçeriye girince uyuyakalmış çocuğa şaşkınlıkla baktı. Bayan Amy'nin yanına gidip onu sorguya çekti. Ne kadar anlam veremese de o gitmemişti. Kook'u kucağına alarak odaya çıkardı ve yatağa yatırarak kendisi de yanına yattı.
*FLASBACK END*
Jungkook düşüncelerini bir kenara bırakarak gözünden akan yaşı silmişti. Onu özlemediğini söyleyemezdi. Sonuçta buralara onun sayesinde gelmişti. Jungkook eve gitmeden önce Bay Park'ın mezarına giderek mor Glayör* bıraktı. Ardından onun için dua ederek arabasına atlayarak evine gitti.
(Mor Glayör= İnanç anlamına gelen bir çiçek,neden o çiçeği verdiğini bir sonraki bölümde anlarsınız.)
Okuduğunuz için teşekkürlerr