3.Göz Yaşı

6 0 2
                                    

Şimdi Küpeli ve Ateş Kafalı Minik Kız,bir uçurumun kenarında Dolunay'a bakıyorlardı.

Küpeli bunların hayal olmasını istedi ilk defa.Bir kıza çok kısa sürede kardeşi gibi bağlanmıştı ve onun böyle acı çekmesinin hayal olmasını,aslında Dolunay'a beraber şuan oturuyor olmalarını istedi.

Ateş Kafalı kızsa şuan sadece kardeşini düşünüyordu.Özgür'e döndü.Ona bazı şeyler anlatmak istedi.Belki kardeşide onu duyar diye bir umut oluşmuştu çünki içinde.

"Dolunay,her zaman bana bazı şeyler derdi.Ama bir şeyi hiç unutamadım."

"Birgün onunla buraya gelmiştim.Bana bir anda dönmüş ve'Bak şimdi.Gökyüzü bir pencere.Uzay ise benim,hatta birçok insanın hayal deposu.Ay uzayda ya.Ben uzay yerine aya koymak istiyorum hayallerimi.Çok fazla hayal var uzayda.Benim hayallerim sığmıyor artık uzaya.Hem karışmaya başladı başka hayallerle.Başkaları alıyor benim hayallerimi.Dolunay gibi kocaman bir aya sığdırmak istiyorum hayallerimi.'demişti.Ona'Niye dünayaya sığdıramıyosun ki?Hem dünyada onları gerçekleştirebilirisin.'demiştim.O ise bana'Dünya hayal gerçekliştirme fabrikası değil abla. (AYNI YILDIZIN ALTINDA FILMINDEN BIR REPLIK) Zaten hayaller hayaldir.İş ile ilgili yada ne biliyim koca,ev aile gibi hayaller hayal değildir amaçtır.Amaçlar gerçekleşir ama hayaller ise gerçekleşmez.Hayaller bizim kısa sürede olsa mutlu olmamızı ve bu kötü dünyaya karşı biraz olsun bazı umutlarla savaş vermemizi sağlar.'demişti.Şimdi hayalleri ve muazzam ruhuyla Dolunayda.Ayda.Karşımda ve mutlu.Artık hayalleriyle umutlanıp dünyayla savaşmak zorunda değil çünki."Ağlamıştı Ateş Kafalı kız.Dayanamamıştı.Sanki Dolunay ağlıyamıyordu orda.Orda yer çekimi olmadığı için akmıyordu göz yaşları ve ruhu ablasıyla aynı bedeni paylaşıp yardım istiyordu.Çünki kardeşi ağlamazsa bir daha gülemezdi o.Ağlamak onun için dünyanın en güzel şeyiydi.

Hatta mektubunda ablasının kendi yerinede ağlamasını istemişti.O yüzden içi rahat hep ağlardı minik kız.

"Senin hayallerin nereye ait peki Ateş Kafa?"Anlamamıştı kız.Ne diyordu.Kafasını ne der gibi salladı.

"Kardeşin hayallerini gökyüzü denen camın arkasındaki boşluğa emanet etmişse senin hayallerin nereye emanet?"Şimdi anladı minik kız.Kolunu ona doğru gösterdi.

"Bu ipler.Buradaki düğümlere emanet.Dolunay bana uzayın bir hayal deposu olduğunu söyledi.Onun hayallerinden çok benim hayallerim.Maalesef...Ben emanet edemem uzaya.Dolunay orda bile hayallerine sahip çıkamadıysa-ki onun için onlar herşeydir-ben asla çıkamam.O yüzden burdalar.En eşsiz ve masum hayaller."Küpeli çocuk bu kızın kardeşine ne kadar bağlı olduğunu yeni anlamıştı.En önemlisi bu acıyı hep gizli yaşadığını.Çünki kuzeni bile şaşırmıştı bunu duyunca.

Neden ona söylemedi diye düşündü.Ama sonra benim kuzenim şizofren falan gibi şeyler söylemesini ve Ateş kafalının ondan uzak duracağını düşünmüş olabilirdi.Hak verdi ona.

"Bazen rüyalarım dışında hayal kurarken bazıları gerçek olmuş gibi hissediyorum.Biliyor musun?"Ateş Kafalı Minik Kız ilk defa Küpeli için bir damla göz yaşı döktü.

"Hayaller ruhlarındır.Sevgi de öyle.Ruhların zaten bu kadar şeyi var.Ama benim ruhumun sadece sevgisi var.Ondan eminim sadece.Sanırım oda sadece bunan emin.O bile benim gibi.Hayalleri ayırt edemiyo.Ne kadar korkunç.Ben ölünce yine hayal kurucak.Belki hayali cennet olucak ama aslında cehennemde olup bunu bilmiycek."

Şimdi ikiside ağlıyordu.Bir anda yağmur bastırdı.Ama ikiside kalkmadı.Dünyada ağlıyordu onlar için.

"Annem hep bana'Beyaz bulutlar iyi ruhların evidir.Ama fırtına bulutları üzgün,hasta,yorgun bulutların evidir.Hiçbir zaman ağlıyamayanların evidir.Ruhları ölenlerin evidir.Masum olduğu için hep başına kötü şeyler gelenlerin evidir.Bu yüzden yağmur yağdığında o ruhlar içini dökerler.Akıtamadıkları göz yaşları olur yağmur damlası.Haykıramadıkları,durdumadıkları,konuşmadıkları dil olur yağmur.
Bu nedenle insanlar yağmurdan kaçar.Çünki her insan en az bir kişiyi kara bulutlara göndermiştir.Korkarlar onlardan.Vicdan azaplarının harekete geçmesinden.Ve en kötü olan simşekten.Şimşekler intikam almak için gönderilen silah gibidir.'derdi.Bak.Bizimle beraber ağlıyor ruhlar.Ağlıycak bir bahane buldular çünki.Hala onları bu hale getirenlerle savaşıyorlar.Bu nedenle bir bahanede hemen ağlıyorlar."dedi.Yine akıyordu ikisininde gözünden yaşlar.

Şimdi herkes ağlıyordu.Dolunay Ediz'in gururu için üzüntüden ama onu sevdiği için mutluluktan ağlıyordu ve bu sefer göz yaşlarına ev sahipliği yapan kara toprak ve ay vardı.

Ruhlar ağlıyordu.Özgür'ün dediği gibi bir bahane bulmuşlardı.Yine dediği gibi bunu onlara yapanlara inat bahanelere ağlıyorlardı.

Gece Ayı'nın ölmesine,kendisinide yanında götürmesine ağlıyordu.Daha fazla hayallerinin uzayda yer almamasına ağlıyordu.Ama bir yandan,o muhteşem hayallerin sahibiyle beraber ayda olmasına seviniyordu.

Küpeli Ateş Kafalı'nın hayal olmamasına mutlu olup ağlıyordu.Ama bir yandan içinde emin olmadığının endişesi onu deli ediyordu.

Bu gün herkes ağlıyordu işte.Çünkü herkes bir bahane bulmuştu.Gerçek sanki bir yazıymış gibi üzerinden geçmişlerdi.Şimdiyse onun yerine gelen yazının kötülüğüne ağladıklarını söylüyorlardı.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin