Bölüm 7: Family Tragedy

252 23 26
                                    

  Toparlanıp sofrayı hazırlama işlemine giriştik. Bayan Bardolph, hazırladığı inanılmaz tavuğu ve salatayı tabaklara koyarken biz de masanın üzerini hazırladık. Yemek yemek üzere masaya oturacağımız zaman telefonumdan Bad Mother melodisi yükseldi. Bu anneme adadığım melodiydi.

  Tamam, bunun havalı olmadığını biliyordum ama kendime engel olamamıştım.

 Herkesten izin isteyip mutfaktan çıktım. Annemle edeceğim çekişmeyi duymalarını istemiyordum.  Yeşil simgeyi sürükledim ve aramayı cevapladım.

  “Efendim, anne?”

  “Seni bekliyoruz. Neredesin?”

  “Ah, şey, ben size katılmayacağım.”

  Annem derin bir nefes aldı ki bu sinirini yatıştırmak için yaptığı en belirgin şeylerden biriydi. “Ne demek katılmayacağım?” dedi. Sesindeki bariz sinir surat buruşturmama neden oldu.

  “Elijah’ın kız kardeşi onlara katılmam için çok ısrar etti. Küçük şeyi kıramadım.” diye yalan-gerçek arası bir şey zırvaladım.

  “Juliet,” diye başladı annem, yine kullanmadığım ismimle hitap ederek. “bu aile yemekleri olmasa yüzünü bile gördüğümüz yok ama sen onlara bile katılmaya tenezzül etmeyip o ucuz çocuğun ailesiyle birlikte oluyorsun. Sana deli gibi kızmamamız ya da kırılmamamız için bize verebileceğin bir sebep var mı?”

  İç çektim. “Bana kızamazsınız çünkü o yemeklerde beni baskılarınızla boğmak dışında bir şey yaptığınız yok. Ah, pardon, bir de tırnağımın ucuyla dahi ilgilenmediğim iş muhabbetleri yapmak. Ama kırılabilirsiniz, bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok.”

  Annem bir süre konuşmadı. Bu sessizlik beni şaşırtmıştı. Karşılık olarak bağırıp çağıracağını düşünmüştüm. Ama olmadı.

  “Bu yemeğin ablan için ne kadar önemli olduğunu biliyordun, Juliet ve sunduğun bahane bu mu? Sadece bir gece için buna katlanmak bu kadar mı zor geldi? Ablana bu kadar az mı değer veriyorsun?” dedi sakince. Bir an için fazlasıyla suçlu hissetsem de aptal bir yemeği ekmiş olmamın çok da önemli olmadığı düşünüyordum.

  “Anne,” dedim. “ben bunları hayatım boyunca çektim, çekiyorum ve çekmeye devam edeceğim. Sadece bir yemek ektim. Bu kadar dramatik olma.”

  “İyi eğlenceler, Juliet.” dedi ve telefonu suratıma kapattı. Afalladım. Bütün o soylu, kibar işlere ne olmuştu? Birinin suratına telefon kapatmak kabalık sayılmıyor muydu zenginlik kitabında?

  Ya da çok mu kırılmıştı?

  Başımı iki yana salladım. Buna bu kadar kırılmış olamazdı. Göz devirmeden edemedim. Bu kadını asla anlayamayacaktım.

  Masaya döndüğümde Elijah bana sorarcasına bakıyordu. Ona sonra anlatacağımı anlatmak istercesine kaşlarımı kaldırıp gözlerimi yuvalarında dönderdim. Başını salladı. Yemeğe başladık.

  “Bir sorun mu var?” diye sordu Bridget bana bakarak. “Şey, bakıştığınızı fark ettim de.”

  “Bridget, bunun anlamı konuşulacak şeyin sadece ikimiz arasında olduğuydu.” dedi Elijah uyararak.

  Bridget bilmiş bir şekilde kaşlarını kaldırdı. “Biliyorum, Elijah.” Kollarını göğsünde kavuşturdu. “Ben de zaten sorunun ne olduğunu sormadım. Sorun olup olmadığını sordum.”

  Elijah cevap vermek üzere ağzını açtı, geri kapattı ve sonra tekrar açtı ve tekrar kapattı. Başını iki yana salladı. “Unut gitsin.” dediğinde bıkkınca kıkırdamadan edemedim. Bana kötü kötü baktı.  “Gülme. Onun kadar hazır cevap biri daha görmedim ve devam etseydim bile en sonunda bir yerinde pes edecektim.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 26, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HeartBeatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin