Bölüm 6 "Tehdit"

103 13 5
                                    


"bu bir son değil, başlangıç.."

Duyduğum acı çığlık ve bağırışlar yüreğimi ağzıma getirdi. Arkama korku ve tedirginlikle baktım. İnsanlar kaçışıyordu. Kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. Önüme döndüğümdeyse Shiny çoktan okyanusun derinliklerine gitmişti. Koşarak sahil kıyısından uzaklaştım. Saraya doğru ilerlemeye başladım.

Kalabalığın arasından dikkat bile çekmeyerek ilerledim. En sonunda saraya ulaşmayı başardım.

Tam kendimi kalabalıktan kurtardım derken insanların yığıldığı bir yerde buldum kendimi. Merakla fısıldaşıyorlardı. "Çekilin!" dediğimde kalabalık bir bir dağılarak bana yol açtı. Aralarından geçerken bana meraklı ve endişeli gözlerle bakanları umursamadım.

İnsanların aralarından geçerken yerde kanlar içinde yatmakta olan birini gördüm. Bir savaşçıydı. Kanlar içindeydi ve her an ölmek üzereydi. Elinde sımsıkı tuttuğu bir kağıt çekti dikkatimi. Onun yanına çömeldim. Elindeki kağıdı alacakken kalabalığın arasında bir ses duydum.

"Çekilin!," bu babam Phillipe'nin sesiydi. "Yol verin."

Kalabalıktan sıyrılıp yanıma ulaştığında geri durmamı söyleyen bir el hareketi yaptı. Ben de onun dediğini yaparak geri çekildiğim de babamın arkasından bir şifacı geldi. Muhafızın yanında durarak elindeki deri kaplamalı çantasından bir şeyler çıkarttı. Büyü olduğunu düşündüğüm bir kaç kelimeyi mırıldandı. Ama sonuç değişmemişti.

Acı içinde yerde kıvrınan adam bir süre sonra kıvranmayı kesti. Elinde sımsıkı tuttuğu kağıt parçasının aralanan parmaklarından yere düşmesiyle birlikte öldüğünü anladık.

Gözlerim dolmuştu. Hiçbir şey yapamamak beni derinden üzmüştü. Üstelik iyileştirme gücüm varken.

Babam eğilerek yerde cansız yatan savaşçının elinden düşürdüğü kağıdı aldı. Yıpranmış kağıdı elinde açarak içindeki yazıyı okudu. Alnı kırıştığında ve sinirle kaşlarını çattığında gözlerini kağıttan aldı. Kağıdı bana uzattı.

İçindeki elyazısını endişeyle okudum.

bu bir son değil, başlangıç..

r.s

Notu okuduktan sonra kalp atışlarım iki katına çıktı. Beynime kan hücum ettiğini hissediyordum. Shiny'nin ne demek istediğini hala tam anlamasamda kafamdaki soru işaretleri azalmıştı.

Tehlike çanları çalıyordu..

                                 Ω

"Konseyi toplayın hemen!"

Babamın sinirden bağırışları Oceanalis Sarayı'nın ta diğer ucundan duyuluyordu. Odamda yatağımın önünde tarif edemediğim bir duygudan dolayı bir ileri bir geri yürüyordum. Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki Fiona'nın kapımı tıklatıp içeriye girdiğini anlamadım.

"Prensesim?" dedi yanıma gelerek.
"Ne oldu, Fiona?"

"Kral Phillipe sizi konseye çağırıyor." uzun bile zamandır konseylere katılmıyordum. Konseyleri hep sıkıcı bulmuştum ama şimdi gitmek istiyordum. "Tamam. Bana elbise hazırla, Fiona." dedim. Sesim sert çıkmıştı.

Mavi, safir ve kuvars taşlarıyla bezenmiş gösterişli bir elbise giydim. Konseye gideceğim içinde tacımı takmalıydım. Yine safir, yakut ve zümrüt taşlarıyla donatılmış parıldayan tacımı altın sarısı saçlarıma taktıktan sonra aynada kendime baktım.

Hazırdım.

                                 Ω

"Bu bir savaş nedenidir!" diye bağırdı masanın en önünde oturan babamın sağ tarafında oturan savaşçı lider. Babam kaşlarını çatmış hep bir ağızdan konuşan konsey üyelerini duymaya çalışıyordu. Annem babamın sol tarafında, ben de annemin yanında oturuyordum.

"Sessizlik!" diye bağırdı babam elini yumruk yapıp masaya vururken.
"Sen söyle, Hrydelif," dedi okyanus savaşçıları liderine. "Ne düşünüyorsun?"

"Ben de herkes gibi bir savaş nedeni buluyorum kralım. Böyle bir şey kabul edilemez." dedi sert bir şekilde yanımda oturan lider. "Haklısınız."

"Kralım," diye söze atıldı bir konsey üyesi. "Bu yaptıklarına cevap vermek lazım."

"Peki söyle. Nasıl yapalım?" babam her zamankinden sakin görünüyordu. Ama çenesinin kasılışından kendini zorladığı belliydi. Yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmemişti.

"Onlara karşı bir saldırı yapmalıyız. Orman Orduları'm emrinize her zaman hazırdır. Bu yaptıkları yanlarına kalmamalı."

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra fısıldaşmalar başladı.

"Henüz bir şey yapmayacağız.

"Ama nası-.." dedi bir savaşçı fakat cümlesi yarım kaldı.

"Bir şey yapmayacağız dedim. Onları izleyeceğiz. Hem iki ülke konuşmadan ne olduğu anlaşılmaz. Bekleyeceğiz."

Nasıl buldunuzzz? Oy ve yorum yapın lütfen. ;)

Simdiden tesekkurler! :-)

Bu arada Hyrdelif- hir-de-lif diye okunuyor. Ben uydurdum. Nasıl okumak isterseniz öyle okuyun sjsbs.
Zaten bir daha karşınıza çıkmaz diye düşünüyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Okyanus ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin