GİRİŞ

72 15 8
                                    

"İnanmıyorum sana kadın!"

Babamın sinirli sesiyle uyandım.

"İnan söyleyecektim ama fırsat olmadı, dur bir kere dinle lütfen."

Annemle babamın bağırış sesleri odama kadar geliyordu. Son zamanlarda bu olaya çok rast geliyordum ama bu her zamankinden biraz daha sertti. Babamın her zaman duyduğum yumuşak sesinin aksine şu an kıpkırmızı olup etrafa ateş saçan gözlerle baktığına bahse bile girebilirdim.

Hemen toparlanıp yataktan kendimi attım. Üzerime elime geçen ilk hırkayı alıp geçirdim ve hızla odamdan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Tam o anda büyük bir şok geçirdim. Evin büyük çoğunluğu boştu. Eşyalarımız tanımadığım birileri tarafından sırtlanıyordu.

O an aklıma ilk gelen şeyi düşünmeye başladım. Babamın geçenlerde bana anlatmaya çalıştığı şey olabilirdi değil mi? Yeni eve taşınabileceğimizden söz etmişti. Başka ne olabilirdi ki, peki ama babam buna neden bu kadar çok sinirlensin ki?

Merdivenin dibinde hala kavga etmekte olan annemle babamın yanına hızlıca indim. Babam tam da düşündüğüm vaziyetteydi. Gömleğinin yakasını sinirden kopartarak açmıştı ve zaten kocaman olan ama sinirlenince çok daha fazla büyüyen gözleriyle etrafa bakıyordu.

Annem de babamdan pek farklı sayılmazdı. Üzerindeki geceliğinin üstüne uzunca giydiği hırkasının düğmelerini rast gele iliklemiş, kabarık, yataktan yeni kalktığı belli olan saçlarına elini geçirmiş etrafa şaşırmış gibi bakıyordu. Peki ama neydi bu insanları bu kadar üzen?

Tam ağzımı açıp babama bir şey söyleyeceğim sırada babam yanımdan hızla uzaklaşıp merdivenleri koşarak çıkmaya başladı.

"Baba dur bekle!"

Beni duymamıştı bile.

Annem yere oturmuş, deli gibi ağlıyordu. Son zamanlarda annemle çok anlaştığımız söylenemezdi. O hep kendi istediğinin olması için çaba sarf ediyordu ama şu an onu bu halde görüp de üzülmemem imkansızdı.

Yanına oturdum ve avucumla yüzünü sardım. "Anne, neler olu..." diyecektim ki o sırada elinde belgelerle etrafa emirler saçan, takım elbiseli 30-35 yaşlarında bir adam yan odadan çıktı. Ben adamı süzerken yavaşça yanımıza geldi.

Kim olduğunu anladığım halde buna kendimi inandıramıyormuşçasına kafamı salladım. Olamazdı, olmamalıydı. 

"Eşiniz nerede hanım efendi?" dedi sert ve acımasız bir tonla.

Annem ağlamaklı gözlerini sinirle adama çevirdi. "Yukarı..."

O an bir sesle hepimizin gözü üst kata çevrildi. Bacaklarım tutmuyor, gözlerim görmüyordu. Kendimi hangi ara yere attığımı bile bilmiyordum. Annemin acı feryadı, memurun beş metre açık ağzı ve benim girdiğim şok. O ses babamın silahıydı.

İSTİKLAL #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin