MULTİMEDİA=RÜZGAR KABAOĞLU
Okulun en sevdiğim olan yerinde yani katinde oturuyorduk. "Abi varya kesin yine Hazal birinci oldu." Baranın konuşmasıyla gülerek cevap verdim."Bu sefer beklemiyorum çok kötü geçti" dedim.
"Üzülme be kanka hem sana başka birincilikmi yok" dediğinde gülümsedim.
"Bir tane daha" ecemin dediğiyle herkes ona döndü. "Bir tane daha derken" dedim. Kaşlarını kaldırıp karşıyı gösterdi.
"Hazal şey... Sana şey.. diyicektim" evet doğru tahmin ettiniz. Bir kişi daha çıkma teklifi ediyor bazıları gerçekten sevdikleri için bazıları ise ben kimseyle çıkmadığım için iddaaya girip geliyorlar.
Daha fazla konuşmasını beklemeden "Hayır" dedim. "Peki"diyip geçti. Ne diyebilirim ki. Sevmediğim birisiyle çıkmak aptallık olurdu. Sinan'ın "hiç şaşırmadım" Demesiyle herkes güldü. Ben hariç. bu komik bir şey değildi herkes reddedile bilirdi. Buna bende dahil.
"Arkadaslar bu hiç komik değil gerçekten komik değil" diyip masadan kalktım. O çocuğun yanına gittim. Bir köşede oturmuş bize bakıyordu.
"Bak ben Özür dilerim. Sadece suan kimseyle ilgili böyle bir şey düşün..." lafı tamamlama izin vermeden.
"Sen de ne saf çıktın be kızım. Sence ben, sen beni reddettin diye üzülecek birisimiyim? Tabi ki de Hayır." diyip kalkıp bir grubun yanına gitti.
Ne çatlak insanlar varya. Söylene Söylene grubun yanına gittim. "Istersen dövüyim" işte bu da bizim grubun asabisi. Burak. "yok dövme" diyip bu sefer ben Güldüm. Ben gülünce herkes gülmeye başladı.
Siz şimdi diyosunuz ki bu zil niye çalmıyo. Bizim beden hocası evlenince son iki Dersimiz boş.
Neyse bunu boş verin. Ben biraz size bizden bahsediyim. Sinan ben Ecem baran ve burak. 3. sınıftan beri arkadaşız. Ecem süslünün tekidir ve bundan gurur duyuyor. Burak ise ona kavga diyin hemen orda. Siz anladınız. Baran hep moral düzelten biri.
Sinan ise hep bir doğrucu tavır takınır. Ben ise sadece zekiyim. Bana hep bencil olduğumu söylerler. Neden biliyomusunuz çünkü herkesi red edip egomu tatmin ediyormuşum.
Aslında yok böyle bir şey. Ben sevmek istiyorum. Bu suç değil ya. İnsanların dediklerini pek fazla takan birisi değilim ama bazen insan taşıyor.
"Bende reddedile bilirim evet hatta suan reddedilicem" diyip kalktım. Ecemin kolimdan tutmasiyla ona baktım.
"Kızım ne diyorsun otur şuraya rezil olursun biter popülerliğin biter." dedi. Ona umrumda mı gülüşü attım. "sence ben bunu takıyormuyum?" diye sorduğumda . Sinan hemen atladı. "Hayır" dedi. "Hazal bak eğer bana teklif filan ediceksen hiç düşüniyim filan deme biliyorsun hayranlarım çok, azalsın istemiyorum" dedi burak. "Ahh demesen sana edicektim suan çok üzüldüm." diyip
Yalandan üzülmüş gibi yaptım. "Ne yapacaksın otur şuraya ilk bize anlat" eceme bakmadan oturdum. "Su okula yeni gelen grup varya işte onların içinden birisine teklif edicem ama kabul etmeyecek birisi olması lazım" diyip o gruba göz gezdirdim.
İçlerinde hafif sarışın birisi vardı. Arkadaşlarıyla şakalaşıp gülüşüyordu. Hemde güzel gülümsemesi vardı. Ama sanki içinden acı çekiyormuş gibi bir hali vardı. "İşte şu sarışın olana" diyip kalktım.
Yavaş adımlarla gruba yaklaşıyordum. Onlara yaklaştığımı fark eden esmer çocuk. Benim teklif ediceğim çocuğu dürdüp beni gösterdi. Yanlarıma geldiğimde.
Sarışın olanın yanına oturdum. Tam karşımda bizim grup bana bakıyordu. Çocuğa hafif bir bakıp. Geri önüme döndüm. "Benimle çıkar mısın?" dedim. Herkes bana şaşıracak bakıyordu. Sanki hiç teklif eden birisini görmediler.
Çocuk hiç gevelemeden "Hayır" dedi. Sanki bana dünyaları almış gibi mutlu oldum. Gülümseyerek kalktım ve çocuğa baktım. "Teşekkür ederim" Diyip. Yürümeye başladım.
Bir anda durdum. Ama benim üzülmem lazımdı. O kadar kişiyi anlamak için bu işe kalkışmıstım ama ben tam tersine sevindim.
"Ben neden üzülmedim ya" diyip gruba baktım. Sinan kafa sallayarak cevap verdi."çünkü aşık değilsin".
Haklıydı ama nasıl aşık olabilirim ki? Çok saçma her insan sevmese bile birisi tarafından reddedilince üzülmesi gerekir.
"Bakıyorum da pek üzüldün ne du rededilmek sana fena koymuş" Suzan ve çetesi aynı anda kahkaha atmaya başladılar.Ona döndüm ve kollarımı birleştirdim.
"Suzancım niye öyle diyorsun. En azından bana koyan başkası sen değil. ne bu tavır? ne bu özgüven ?" dediğimde ayağını yere vurdu. Bizimkiler gülerken oda kötü bakış atmaya çalıştığı ama atamadığı bakışlarla bakıyordu.
"Sen red edilmeyi sonuna kadar hak ettin" dediğinde başımı salladım bu sefer haklıydı. Ben bunu HAK ETTİM.
"senle aynı fikir de olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi" dediğimde şaşırarak bana baktı. "Şimdi gidebilirsiniz" dediğimde yürümeye başladılar iyi bare yürümeyi biliyorlarmış.
"Aptalsın"ecemin söylenmeleri devam ediyordu. Onu takmayarak telefonumla oynamaya başladım. Ama nedense canım suan sadece uyumak istiyordu.
Grupta oluşan sessizliği sevmemiştim daha çok uykum getiriyordu. Basımı masaya koyup gözlerimi kapattım.
"Hazal birinci olmuşsun kanka hani kötü geçmişti." Baranın konuşmasıyla hızlıca başımı masadan kaldırdım. "Şaka yapıyor olmalısın ben sınavın yarısında dışarıya çıktım. Nasıl birinci olurum?" Büyük bir yanlışlık olmalı. Listeye baktığımda en üste benim adım vardı.
2. sırada ise Rüzgar Kabaoğlu yazıyordu. Kim bu çocuk. "2. sırada senin olman lazım değil miydi?Sinan" dediğimde başımı eğdi. "Noldu anlat" dedim. Cevap vermeyip kalkıp gitti.
"Hazal ya bu çocuk sana aşık olursa?" ecemin sorusu üzerine ona odaklandım. Ne demek aşık olursa ya. Olamaz. Buna izin vermem,veremem.
"Ecem benimle çıkan birinin zeki ve adam olmasi lazim fakat ben buralarda adam göremiyorum" dediğimde Ecem Kaşlarını kaldırıp alt dudaģını dışarıya çıkardı.
Baran kolunu omzuma koydu. "Neyse arkadaşlar hadi gidelim" Dediğinde kimse onu takmadı. Ecem saçını düzeltiyordu. Burak ise eceme laf atıyordu.
"Baran kimse seni takmıyor" dediğimde pis bi sırıtış belirdi yüzünde. "Kızım ben küpe miyim? beni taksınlar' dedi . Bu espriyi yapmış olamaz.
Omzunda ki elini indirdim ve "Bu espriyle arkadaşlığımız bitti" dediğimde ayağa kalkıp "Öyle mi Hazal" diyip. Saçı mı karıştırmaya başladı. "Yaaaa! Yapma baran" diyince daha çok karıştırıyordu. Bende kaçmaya başladım. Oda peşimden geliyordu.
Upss başım. Başımın dönmesiyle duvara yaslandım. Baran geldiğinde kendimi toparlamaya çalıştım. Gülerek. "Sen kazandın" diyip sınıfa girdim. "Her zaman ki gibi" dedi ve çantasını alarak sınıftan çıktı. Bende kendi çanta mı alarak peşinden gittim.
Kendimi suan babasının peşinden yetişmeye çalışan küçük kız çocuğu gibi hissettim. Birden gülümsedim.
"Arkadaslar beni dinleyin. Size duyurum olucak." okulun hoparlörlerinden yayılan ses bana çok tanıdık geliyordu ama kim olduğunu anlamış değilim. Herkes konuşmanın devamını bekliyordu.
"Bu gün kü haberimizi okul gazetesinden değil burdan yayınlamak istiyorum." Tabi ya okul gazatesi başkanı bu. Kim mi bu kişi söyliyim. Ahu. Suzanın kardeşi. Tam bir meraklılar ailesi.
"Okulun popüler kızı olan hazal okula yeni gelen Rüzgar Kabaoğlu tarafından rededildi. Bir çok kişiyi red eden Hazal Bektaş şimdi de ilk defa bir kişi tarafından red ediliyor." ve ses kesildi herkes bana bakıyordu. Ögrenmeyenler de öğrenmişlerdi.
Bazıları gülerek , bazıları ise acıyarak bakıyorlardı. Daha fazla ayakta duramıyacaktım. Yürümeye devam ettim. Bedel filan ödetmeyecektim. Çünkü o kadar kişi de benimle aynı durumu yaşadı. Şimdi de ben yaşıyorum. Ben yaşattıklarımı yaşıyorum. Ve bundan zerre kadar pişman değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAK ETTİM
RandomPopüler,zeki,güzel bir kızın neden sevgilisi olmaz. Neden başkalarının ona gösterdiği aşkı o başkalarına göstermez. O kadar kişiyi reddettiğinde o yüzlerinde ki hüzünlü bakışlar onu hep zora sokuyordu. Reddedilmemiş birisi olarak onları anlamıyordu...