FUTBOL

29 1 1
                                    

Rüzgara laf sokuşumun ardından baran "Çak kanka" dedi. Dediğini yaptım. Sonra rüzgara bakarak. "Kimin kankası be hadi koçum göreyim seni hadi..." baran kendini kaptırmıştı.

Baranın ağzını elimde kapattım. Sonra şirin bi gülümsemeyle baktım. "Hazal futbol hocası seni çağrıyor" nöbetçinin gelip beni cağırmasıyla. Hızlıca çantamı aldım. Kaç gündür seçilip seçilmediģi mi merak ediyordum. Futbola karşı bi hobim var voleyboldan daha çok ilgimi çekiyor.

"Beni çağırmıssınız hocam" dedim büyük bir umutla. "Hazal tebrik ederim seçildin yarın okul çıkışı burada olucak herkes sende burada ol" dediğinde. Hocaya sarılmamak için kendimi zor tuttum.

"Çok... çok teskkur ederim hocam" diyip. Sevinçle gitmeye başladım. Cebimde birsey titriyodu.

Telefonum olduğu aklıma gelip. Cebinden çıkartıp baktım. "Efendim" dedim. Arayan Ecem di. "Seçildin mi?" diye sordu. Güldüm. "Tabi ki de seçildim" dedim. Telefonu yüzüme kapattı. Hiç aldırış bile etmedim.

Grubun yanına geldiğimde sırıtıyordum. Birisi çıkıp sırf sırıtıyordum diye beni Bakırköye yollayabilirler.

"Tebrikler" Kerem'in tebrik etmesiyle. Teskkur ettim. Diğerleri de tebrik etti tek o rüzgar harince.

"Şaşıyorum" dedi rüzgar. Onu duymamazliktan gelmek en iyisiydi. "neye" dedi Ecem. sormasan olmuyo yani Ecem.

"Bunun gibi bir kızın nasıl futbol takımına seçildiğine. Şaşıyorum " dediğinde aklıma. "Zorlanıyorum" oda "Ne" demişti. Bende "Egonla başa çıkılmıyor. Zorlanıyorum" demiştim. Aklıma bu konuşma gelince biran gülümsedim.

Bana baktı ve oda güldü. Neden rüzgarı seçmiştim. Yakışıklı olduğu için mi? yoksa yeni gelmesine rağmen popüler olduğu için mi? zeki olduğu için mi ? bunun için kesinlikle değil çünkü o zaman zeki olduğunu bile bilmiyorum.

Tek bir sebebi var. Çok güzel gülüyor. Ama o gülüşünün içinde saklı acı çok belli oluyor belki de bu yüzdendir.

Burağın el sallamasıyla kendime geldim. "Uçmuş bu kız ya" diyip gülmeye başladılar. Aldırış etmedim. Hatta bende güldüm. O sırada rüzgârla göz göze geldik. Hemen gözlerimi başka tarafa çevirdim. Sıcak mı basıyordu ne?

"Rüzgar akşam okulun yakınında ki barda 9 da" dedi bağırarak Suzan. Rüzgar iki eliyle yüzünü kapattı ve başını salladı.

"Eee neredeydin bunca zamandır sinan" Kerem'in sorusuyla sinan başını kaldırdı.

"Taşındıktan sonra hiç taşınmadık eski evimizin 3 4 sokak aşağısında oturuyoruz." dedi. Sonra kimse de konuşmadı.

Rüzgarın yüzünü inceliyordum arada bir. Kusursuz bir yüzü vardı. Saçlarına diyicek bir şey yoktu zaten. Sesi. hiç sesine dikkat etmemiştim. yada etmek istememiştim.

"Hey baksan artık şu telefona masa titreye titreye tipi kaydı." baranın dediģiyle telefona baktım. "Çok komiksin baran" demeyide unutmadim.

"Efendim" dedim. Telefondaki kişiyi o kadar çok özlemiştim ki. Hiç bu kadar kimseyi özledigimi hatırlamıyorum. Kim mi? bu kişi benim biricik abim.

"nasılsın bücür" dediğin de. Sesinde ki o ton bayılmama neden olabilirdi. Ben abime hayrandım. Hatta Odam da onun fotoğrafının fosterini yaptırıp odama astım. "Seni çok özledim" dedim.

Göz yaşlarımı tutmakta zorlanıyordum. "Yakinda geliyorum güzelim. Bende seni çok özledim ama az kaldı." dedi. Ben bu adama aşığım ya bu adam benim her şeyim belki de bu yüzden hiç bir erkeğe ilgi duymadım.

HAK ETTİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin