-"Güzellik bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken,ben olmayanın izindeydim.Çivi çiviyi sökermiş,yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben bir çocukluk edip büyüdüm ışte! Sen büyümüşsün ama doğmamissin bile.
Ben senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin.
Bana bir veba busesi bırakıp gittin. Bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebasi sende busesi bende kaldı. Seçtigin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum... Ama alışacaksın biliyorum." Eveeetttt bu kitapta bitti aşk böceklerim. Bukre güzel kitapmis. Değil mi?
Hatice teyze: Evet kızım çok güzeldi ağzına sağlık. Sende olmasan kimse bizimle bu kadar ilgilenmiycek. Ah ah keşke gençliğimde böyle güzel bir aşk yaşasaydım.
- Rica ederim hatice teyze. Hem sizinle ilgilenen hemsirelerde var ya burda ben sadece kitap okuyorum. Bişey yapmıyorum. Bir de senin aşkın zaten çok güzelmiş böyle deme.
Hatice teyze: Güzel dime. Keşke mehmedim sağ olsaydı da burda olmasaydım.
-üzülme hatice teyzem mehmed amca orda huzurludur.
Ayşe Teyze: Eee bu kitap da bittiğine göre yarın ne okuycaksin Su?
-Ne isterseniz onu okurum ayşe teyze. Hangi kitabı istiyorsunuz?
Ayşe teyze: Maçı Saçlı Kız diye bir kitap varmış çok güzel diyorlar onu okurmusun kızım?
-Tabi ki okurum o zaman ben şimdi gidiyim yarın yine aynı saatte gelirim.
Ayşe teyze: Tamam kızım dikkat et kendine
-Peki ayşe teyze görüşürüz.
Elimdeki bukre adlı kitabı kapatıp yerimden kalktım. Benim adım Su Şeker. 18 yaşındayım. 4 yasindayken ailemi kaybettim. Şuan teyzem ve eniştem ile yaşıyorum. İkısi de bana çok iyi davranıyorlar. He bir de hergün evin yakınındaki Huzur Evine gelip burda ki yaşlılara kitap okuyorum. Onlarda ailem gibi artık. Her neyse hakkımda bu kadar bilgi yeter diye düşünüyorum.
Huzur Evinin kapısından çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Hava daha kararmamisti. Yaz mevsiminde olduğumuzdan hava geç kararıyordu.
Telefonumu çıkarıp saate baktım. Saat 20:35 di. Havanın kararmasına daha 1 saat falan oldugu için sahile dogru yurumeye başladım.Sahile geldiģimde bir banka oturdum. Ve hayatımı düşünmeye başladım. Ailemi kaybettiğim gün geldi aklima. O zamanlar küçüktüm pek hatırlamasam da o anı unutamiyorum.
O gün sinemaya gitmek için evden çıkmıştık. Arabayla yolda giderken babam direksiyon hakimiyetini kaybetmişti. Ve araba denize uçmuştu. Yolda yürüyen bir adam hemen suya atlamıştı ve arabanin icine bakip beni görünce annemlerden önce beni kurtarmaya çalışmıştı. Kurtardı da. Ama benim ikinci kez doğum günüm olan gün ailemin ölüm günüydü. O gün gözlerimi hastane de açtığimda karsimda teyzem ve enistem vardi ve teyzem ağlıyordu. Ben hiçbir seyden habersiz annemi soruyordum. Ama aldığım tek cevap teyzemin hıçkırıklarıydı. O gün büyüdüm ben. Şımaracak kimden olmayınca hayat seni kocaman insana çeviriyormuş. O zamandan beri kaç kere güldüm hatırlamıyorum. Soğukkanlı birisine dönüştüm. Kimseyle fazla konuşmaz oldum. Aslında konuşmak istiyorum ama konuşamıyordum. Bu da beni dışardan soğukkanlı birisi gibi gösteriyor.
1 senedir de Huzur Evine gidip ordaki teyzelerle konuşuyordum kitap okuyordum. Böylece zaman geçiriyordum.
Düşüncelerimi yarıda kesen şey telefonumun çalmasıydı. Teyzem arıyordu. Hemen cevapladim.
- Efendim teyze.
-Su nerdesin sen saat kaç oldu.
-Sahildeyim teyze Huzur Evinden çıkınca biraz hava almak istemiştim geliyorum şimdi.
Der demez ayağa kalkıp yürümeye başlamıştım.
-Tamam çabuk gel hava kararmam üzere.
-Tamam teyze geliyorum.
Diyip kapattım.
Gerçekten de hava kararmak üzereydi. Biraz daha hızlanıp yürümeye başladım.
5 dakika sonra eve gelebilmistim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Teyzem kapıyı açtığinda hemen içeri girdim.
-Niye bu kadar geç kaldın yemek yiycez hadi masaya geç.
-Tamam geliyorum.
Ayakkabılarımı çıkarıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Bir süre aynada kendime baktım. Sonra birden aklıma kitap geldi. Kitabı sahilde unutmuştum.
Hemen banyodan çıkıp kapıya doğru yürüdüm. Ayakkabılarımı giyerken teyzem kapıya geldi.
-Su nereye kızım bu saatte?
- Teyze kitabımı sahilde bankta unuttum onu alıp gelicem yarım saate gelirim siz yiyin yemeğinizi ben gelince yerim .
Diyip evden hizlica çıktım. Koşarak sahile dogru gitmeye başladım.
Sahile vardığımda hemen oturdugum banka dogru ilerlemeye başladım. Birisi oturuyordu. Ve elinde benim kitabım vardı. Kitabi inceliyordu. Biraz bekledim. Sonra banka doğru yürüyüp
-Kitabımı alabilirmiyim?
Çocuk bana dönüp ifadesiz bakışlarla bakıp elindeki kitabı kaldırıp
-Senin mi?
Diye sordu.
-Benim olmasa neden kitabım diyim?
-Bilmem. Her neyse al.
Diyip kitabı uzattı. Kitabı alıp yanına oturdum. Denize bakmaya başladım. Denize baktıkça ailemi hatirliyordum.
-Eee gitmiycekmisin?
-Gidicem.
Diyip ayağa kalktım ve arkamı dönüp yürümeye başladım.
👀👀👀👀👀👀👀👀👀👀👀👀👀
Biraz hızlı geçiyorum biliyorum ama ilk kitabım olduğu için bu kadar oluyor. Okuduğunuz için teşekkür ederim.☺ (vote vermeyi unutmayın lütfen)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzur Evi
ChickLit"Yoruldum...! Bu defa gerçekten yorgun düştüm.. O kadar ağır geliyor ki herşey.. Sadece "HAKETMEDİM" diyebiliyorum.. İnsan haketmediklerini de yaşıyormuş bunu da öğrendim.. Öğrendiklerim daha da çok acıtıyor canımı.. Ve ben sadece.. SUSABİLİYORUM.."