S: benimki kim?
T: Ali
S: Tuğçe sana burdan uçarım. Nereye geldi kime geldi.
T: benim camıma taş attı. Yanlış cam ben haber veriyim dedim. Seni bekliyor aşağda seninki. Ama üzerine demin giydiklerini giy böyle çıkma.
S: Tuğçe sana burdan iki defa uçarım benimki falan değil o. Tamam sen bekle ben giyinip iniyim.
T: Burdayım gelince noktasına kadar anlatacaksın.
S:ok
Giyinip saçımı başımı düzelttim. Kapıyı açınca o gözler bana baktı. Resmen bir dk beni süzdü. Nazlı haklıydı elbise baya kısa ama neyse.
A: konuşa bilir miyiz?
S:Ne hakkında?
A: Emre bana herşeyi anlattı. Ama onu suçlama onu ben zorladım. Bak bende babamı hiç sevmem. Hatta onun arkasından etmediğim laf kalmadı. Ama senin derdin babamla benimle değil. Peki o zaman neden benimle arkadaş olmak istemiyorsun.
S: bil...
Ali dudaklarıma yapıştı. O mavi gözlerin içine düştüm. Beni bıraktığında şoktaydım. Bana seni seviyorum diye fısıldayıp gitti. Olduğum yere çöktüm. Ağlıyordum. Arkasından
S:bende seni seviyorum maviş
Odama çıkınca Tuğçeyi gördüm. Olanları anlattım. Kelimesi kelimesine.
T:NE!! seni öptümü.
Yataktan fırlayıp elleriyle bişeyler yaptı. O hali çok komikti.
S: hadi yatalım. Yarın uzun bir gün olacak.
T: iyi geceler
S: Sanada
Üzerimi değiştirip yatağa attım kendimi. Ancak bir türlü uyuyamıyordum. Onu gerçekten seviyormuydum bilmiyorum ama o an öyle söylemek geldi içimden. Bilinçaltı...
Sabah uyanıp kahvaltı ettik. Tuğçe durmadan kaş göz yapıyordu. Bende sus anlamında alttan tekmeliyordum.
N: ne sizin bu haliniz?
S:hiç. Di mi Tuğçecim?
T:evet Canım. Ne olacak ki?
O sırada telefonuma msj geldi.
Selin, saat bir de ....... Kafeye gel. Konuşucazda. Yalnız gelsen iyi olur. Kötü bişey yok.
Mavi
S:ee kızlar benim işim çıktı siz gidin.
N: ne iş ikiz.
S: önemli değil. Tuğçe gelsene ne giyiceğimi bilemedim.
T: tamam Canım geldim.
Odama çıkıp mesajı gösterdim. Şok oldu.
T: oha oha oha!!!!! Kızım bu ne hız dün bir bugün iki. Neyse gel.
Dolabımı açıp straplez desenli tulumumu verdi. Altına da beyaz ayakkabım ve beyaz çanta. Makyajimi de yapıp çıktım.
Kafeye gittiğimde mavi ordaydı.
A:ne içersin
S:kahve
Ali iki kahve söyleyip bana döndü.
A: biliyorum dün garip şeyler yaşandı ancak senden sadece bir şey duymak istiyorum, beni seviyor musun?
S:çok ani oluştu herşey evet ama bilemiyorum. Babanın yaptıklarından sonra Mertoğlu ailesinden soğudum. Ama sen öyle değilsin. Sende bir gariplik var. Sert kabuğunun altındaki ağlayan çocuğu görebiliyorum. Bu yüzden belki diyip geçiyorum.
A:akşam partiliyoruz gelirsen çooook sevinirim. Hem sana birşey daha diycem. Emre...
S:Tuğçe'ye aşık.
A:nerden bildin?
S: ben bilirim mavi. Ben bu konularda kitap yazdım.
Bir süre kendimizden ve ailelerimizden bahsettik sonra.
S: Mavi biz üvey kardeş sayılırız. Senin bana aşım olmana ne derler?
A: birbirimizi gerçekten çok seversek hiç birşey diyemezler. Korkma.
Eve geldiğimde saat beş olmuştu. Üstümü değiştirip televizyon karşısına geçtim. İzledim ama anlamadım. O an Maviden başka birşey düşünemiyordum. Gerçekten aşık mıydım? O gerçekten aşık mıydı? Ailelerimiz birşey diyemez miydi.? Bunları düşünürken en sevdiğim şarkı çaldi YALIN BENİMKİ. Dinlerken uyuya kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Aşkım
RomanceÖyle birbirinden farklı insanlarlar ki, ne yaparlarsa yapsınlar asla ortak bir yol bulamayacak gibiler. Beşlide ortak yol seçeneklerde verilmemiştir. Bu yolu onlar çizmelidir. Yeni bir yol, yeni bir kişilik, yeni bir aşk. Bunlar onları Nasıl değişti...