Umutsuz Aşkım

Rüyam

S:Ali yapma!!! Nolur yapma!! Sensiz yaşayamam!! Hadi gel sen ne istersen o olur. Ama nolur gel.
A:Selin ben yapamıyorum olmuyor. Bende seni seviyorum ama olmuyor. Görüşürüz aşkım.
Dedi ve uçurumdan atladı. Aşağa baktığımda tek gördüğüm dalgalar ve mavi.
S:mavişim!! Mavim!! Mavi!!! AŞKIM!!!
Ş: iyi misin tatlım
Nefes nefese evet anlamında kafamı salladım.
N: maviş kim?
S:Rüya dedim en şirin halimle. Onlara Ali'yi söylemeyi daha düşünmüyordum.
Tuğçe'ye rüyamı anlatıp aşağa indim ve kalakaldım. Ali, Emre, savaş ve Selim kahvaltı masasında oturuyordu.
N:bak Selin komşularımız gelmiş.
T:(fısıldayarak)seninki de burda.
S:(fısıldayarak) nerden benimki oluyor be!!
N:selin Tuğçe hadi oturun. Kahvaltıdan sonra dağ evine gidicez parti var. Akşam da orda kalıcak.
Ne? Nasıl? Dağ evi?
Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık. Koyu kırmızı T-şörtüm altına da uzun siyah yırtık eteğimi giydim. Ayakkabı olarak siyah toplumu giyip makyajımla saçımı yaptım.
N: iki araba gidiyoruz. Şebnem ben bu arabaya, selinle Tuğçe bu arabaya.
Sa:Ali ve Emre siz Selim'lerle gidin, biz de nazlılarla.
A:tamam kuzen.
Önde Ali'yle Emre arkada benle Tuğçe vardı. Mola için bir kafede durduk. Kahveleri alıp kafede boş bir masaya geçtik.
A: üç saatimiz kaldı. Eve gidince odalara yerleşip yemek yeriz.
T:tamam.
On dk sonra yola çıktık. Midem bulanmaya başlamıştı. Tuğçe olanları anlamış
T:Ali sağa çek Selini araba tutuyor.
Ali hızla arabayı durdurdu. Camı açıp
A:Savaş siz devam edin önemli değil. Biz arkanızdan geliriz.
Savaş yola devam etti.
E:Selin istersen sen öne geç.
S:olur sağol.(fısıldayarak)seninki arkaya geliyo.
Tuğçe bana bakış atıp Emre'ye döndü.
Ali'nin gözü hep eteğimin yırtık tarafındaydı. E bacağım gözüküyordu. Emre'ler anlamasın diye Aliye msj attım.
Yukarı kalksın gözlerin. Yola bak kaza yapıcaksın. Dikkat et maviş.
Ali'nin telefonuna msj geldi. Ali telefonuna bakıp bana döndü. O sırada karşı taraftanda kamyon geliyordu.
E:Aliii önüne bak!!!
Ali direksiyonu kırdı ama bu sefer de ağaca doğru gidiyorduk. Gözümü açtığında Tuğçe ve Emre uyanmıştı. Tuğçe kafasını vurmuştu ve kanıyordu. Emrede bişey yoktu. Ama Ali kafasını direksiyona çarpmıştı. Buna karşın uyanmıştı. Tam arabadan çıkıyordum ki karnımda büyük bir acı hissettim. Elimi çığlıkla karnıma götürdüm ve karnımda cam parçası vardı. Ali hepsi benim suçum derken Tuğçe şoktaydı.
S: Ali Emre çıkarın şunu karnımdan. Çabuk nolur.
Ne emreden ne de Ali'den bir ses vardı.
T:Allah kahretsin telefon çekmiyor. Ben yola doğru yüricem belki o zaman çeker.
E:bende seninle geliyim yardım falan bulalım.
Ali yanıma gelip diz çöktü.
S:Bu benim rüyammış Ali. Rüyamda sana bişey olmasından korkarken ben gidicekmişim. Seni seviyorum Ali.
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.
A:Beninle kal Selin. Gitme kal. Bak Tuğçeler yardım aramaya gittiler.
Yaklaşık bir saat sonra nazlılarla birlikte ambulans geldi. Son duyduğum şey ambulansın sesiydi.
Gözümü açtığımda hastane odasındaydım. Herkes yanındaydı.
N: gözünü açtı, uyandı!!!
Sa:ben doktor çağıriyim.
E:bizi çok korkuttun. İyisin di mi?
S:E biraz ağrı var ama neyse siz nasılsınız? Tuğçe başın Nasıl? Ali senin başın?
T:iyiyiz biz. Bizi merak etme.
Doktor gelince ışıkla gözlerime baktı
Dr:Selin hanım, hayati tehlikeyi atlattınız. Yarın taburcu olabilirsiniz.
Doktor gidince
S: benim yüzümden de dağ evi hayal oldu. O kadar da yol gitmiştik.
Ş:senden önemli mi?
N:saçmalamayı bırak ikiz.
Se:hem doktor da Dedi. Hayati tehlikeyi atlattı diye.
Sa:şu an için önemli olan bi
E:aynen
A:dağ evine başka Zaman gideriz.
S:iyiki sizin gibi arkadaşlarım var.
Tuğçe yanıma gelip kuşağıma fısıldadı.
T:birimiz pek de arkadaş sayılmayız. Mesajı gördüm."dikkat et Maviş"
Sonra kahkaha atarak koltuğa geçti.
A:siz nete gülüyorsunuz?
Aynı anda Hiççç dedik.
Ertesi akşam eve gittik. Nazlı durmadan peşimde onu ister misin bunu ister misin? Şunu yap bunu yap.
S:Nazlı bak ben iyiyim. Yoruldun sende. Otur azıcık dinlen.
N:olur mu öyle şey.