YIL:1987
-Günaydın
-Günaydın
-Hazırlanmicak mısın okulun var.
-Ama baba yaa sen de her seferinde bana okulun olduğunu hatırlatmak zorunda mısın? Bak daha 1. sınıfa gidiyorum ama..
-Ama daha şimdiden isyana etmeye başladın. hadi kızım kalk elini yüzünü yıka üniformanı giy saçı..
-mı yapiyim aşağı kahvaltı hazırlamana yardım ediyim sonra kahvaltımı yapıp çantamı alıp doğruu servise koşiyim falan filan bunları hergün söylemek zorunda mısın? bak daha şimdiden ezber yapmaya başladım.
-Aferin ezber büyüyünce çok işine yarayacak özellikle de tarih için formüller için..
-Tamam babacım ben anlicağımı anladım. hazırlanmaya gidiyorum.
-Çabuk ol.
-Tamam
10 dakika sonra hazırdım. hemen aşağı indim ve hızlıca babamın kahvaltıyı hazırlamasına yardım ettim ve kahvaltımı yapıp çantamı alıp servise bindim. herzamanki gibi en ön ikinci koltuğa oturdum. yanımda herzamanki gibi Rokie adlı bir kız oturuyordu. o da benim gibi çok sakin ve utangaçtı ama genelde hep gülerdi. fakat bu sefer bir farklılık vardı Rokie nedense gülmüyordu. ona nedenini sorunca bana bir cevap vermeden ağlamaya başladı. ben ona ''ne oldu neyin var bak eğer benimle paylaşırsan eminim ki kendini daha iyi hissediceksin.'' dedim ama nafile kız ağlamaya devam ediyordu. zaten benden başka kimse kızı takmıyordu. okula gelince kız bir garipleşti. beni bir kenara çekti fısıldayarak ''şimdi beni dikkatlice dinle olur mu? çünkü hayatın söz konusu daha doğrusu babanın hayatı. bu hafta içinde eviniz yanıcak ve o sırada baban da içinde olucak ama kurtulamicak.'' dedikten sonra bi an bir şok geçirdim ama o şoku hemen atlatıp bağırarak ''sen ne diyosun be iyice saçmaladın yok evimiz yanıcakmış da babam içinde kalıcakmış ölücekmiş falan iyice saçmaladın! hey buraya bakın millet herkes bu kıza odaklanabilir mi lütfen çünkü bu kıztam bir yalancı ne dediğini bilmiyo sakın bunun dediklerine kanmayın sadece dikkat çekmeye çalışıyo! '' dedim ve bunları derken herkes kızın yanına toplanmıştı ve Rokie ile dalga geçiyordu bu yüzden kız bir anda ağlayarak kaçmıştı. zil çaldığında ise bir öğretmen Rokie ye '' neden ağlıyosun?'' dediğinde kız ''öğretmenim Summer Moore benimle dalga geçti.'' ''evet öğretmenim Rokie yle dalga geçtim ama bunu hakketti çünkü bana babamı..'' ''çabuk küçük hanım benimle geliyorsun bunu müdüre anlatırsın'' dedi ve müdürün odasına gittik. öğretmen müdürle beni yalnız bıraktı ve müdür konuşmaya daha doğrusu bağırmaya başladı. ''artık yetti küçük hanım herzaman senden şikayet alıyorum ama artık yetti şimdi babanı aricam ve bu okuldan defolup gidiceksin anlaşıldı mı?! '' ''evet'' dedim kısık sesle ''duyamadıım'' ''eveet'' dedim sesimi yükselterek '' aa terbiyesize bak hem suçlu hem güçlü neyse zaten bana bir daha sesini yükseltemiceksin hatta yüzümü bile göremiceksin.'' dedi onun bu huyundan nefret ediyordum neyse hemen babamı aramaya koyuldu. ''herhalde babanın bir işi çıktı bu yüzden eve servisle gidiceksin.'' dedi ve eşyalarımı toplayıp servise bindim. bir baktım ve ne göriyim evimizin her tarafında itfayeler, polisler ve ambulanslar duruyordu. hemen servisten inip eve doğru gitmeye çalıştım ama her yer karantina altına alınmıştı. ben bağıra çığıra ''çekilin babamı görmek istiyorum çekilin çekilin!'' diyordum ağlayarak aynı zamanda da kalabalığın içinden babama doğru gitmek istiyodum. sonunda gelmiştim ama karşılaştığım manzara karşısında şok olmuştum. babamın her tarafı yanmıştı ve soyulmuştu ama ben onu öyle de severim yeter ki yaşasın diye düşünürken babamı ambulansa bindirdiler ben öylece kalmıştım. ne yapıcağımı eğer babam ölürse nereye gidiceğimi eğer yaşarsa nerede kalıcağımızı hiç bilmiyordum. bu yüzden bir banka oturup haber beklemeye başladım.
1 GÜN SONRA
kalktığımda her tarafım tutulmuştu. bizim orda bir gazeteci vardı hemen oraya gidip gazeteye baktım ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı. "hayıııııııırrr bunu bana yapamazsınız babamı da elimden alamazsınızz duydunuz mu beni.." diye bağırmaya başladım ve elimdeki gazeteyle birlikte dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya devam ettim. bu sefer daha da çok ağlıyordum ve herkes yanıma toplanmıştı bir kadın benim yanıma çömelerek ''ne oldu? niye ağlıyosun?'' dedi ve ben elimdeki gazeteyiyi ona uzattım. kadın bir süre okuduktan sonra ne olduğunu anladı ve bana "tamam tamam yok bi şey hem senin ailenden başka kimse yok mu? onlarda kal." "ha-hayır yok bben ttek kaldım." dedim ve ağlamam kesildi. başka bir kadın "gel senin için kalıcak bir yer biliyorum." dediğinde başımı kaldırıp kadına bakmıştım bana gülümsüyordu ben de gülümsüyormuş numarası yaptım ve beni bir yere götürdü. "sanırım yetimhanenin yanındaki ev onundu çünkü orda başka ev yoktu diye düşünürken "geldiiikk. işte burasıı nasıl? beğendin mi merak etme orda tek olmicaksın orda senin yaşında bir sürü çocuk var." dedi ve beni yetimhaneye bıraktı. artık keyfim tamamen gitmişti ben onun beni kendi evine alıcağını falan sanıyodum ama.. kadın birkaç adamla konuşurken adamlardan birinin ona müdüre hanım dediğini duydum. nasıl yani kadın beni kandırdı mı? neyse akşam olmuştu. bütün çocukların yatmak için hazırlandığını gördüm. ama ben oradaki koltuğa oturmuş öylece kafamdan bugün olan herşeyi geçiriyordum ve birden aklıma o kız geldi. "Rokie" diye bağırdırdım ve herkes bana baktı. oradaki abla hemen yanıma geldi ve "ne oldu tatlım bir sorun mu var yoksa?" dedi "bbenim hemen bir arkadaşımla konuşmam lazım lütfen çok acil." "peki arkadaşın nerde." "........................ da oturuyor" "hmm olmaz tatlım bak seni burdan başka bir yere göndeeremeyiz. ama arkadaşının telefon numarası.." abla daha sözünü bitirmeden "hayır bilmiyorum." dedim "o zaman ne paylaşıcaksan arkaşınla buradakilerle paylaş" "hayır öğretmenim siz hiçbirşeyi bilmiyosunuz ve bunlar da zaten 3 yaşında ne paylaşıcam onlarla burdaki hiç kimse ben dahil Rokie nin bildiğini bilmiyoruz tamam mı ve bu ne ya saat daha 7- 7 anladınız mı nereye yatırıyosunuz bunları ya daha bebek yaşta kandırılıyo bunlar!" " eee yeter be senin hiç mi terbiyen yok ya azıcık saygılı ol." dedi ve ben hemen oradan uzaklaşıp balkona çıktım ve ağlamaya başladım. bi 10-15 dakika sonra o abla geldi ve yanıma oturdu. (balkonda yerde oturuyoduk ve yerde yapmacık çimen vardı.) "ben çok öz.." "şş tamam asıl hata bendeydi daha demin müdürle konuştum ve ne olduğunu öğrendim ve üzülme biz hep senin yanında olucaz hem zaten 18 yaşına kadar burda kalıcaksın sonra serbestsin." dedi ve bana sarıldı ben de ona sarıldım. göz yaşlarımı sildi ve "hadi bakalım yatmaya tabi senin için erken değilse" dedi ve ikimizde güldük. içeri geçtik. uyuduk.kalktık, televizyon izledik, ders yaptık, spor yaptık, uyuduk.... günler hep böyle geçti ve bir gün bir adam geldi ve beni almak istedi. ben buraya çok alışmıştım ve gitmek istemiyordum ama adam beni zorla aldı. siyah bir jipi vardı ona bindirdi ve yolda benimle konuşmaya başladı. "ee küçük hanım nasılsın iyi misin?" sustum "peki senin adın ne? benim Mitchel biliyo musun benim de senin yaşında bir oğlum var. adı Harry eminim birbirinizle çok iyi anlaşırsınız. neyse fazla gevezeyim sanırım. hep ben konuştum hadi biraz da sen konuş." aslında iyi bir adama benziyordu ama beni yetimhaneden alırkan hiç öyle değildi yani mafya babası gibi duruyordu. nasıl bir anda değişti. hee tabi aklı sıra beni kandırmaya çalışıyo. diye düşündüm ve "senin derdin ne niye beni aldın?" diye sordum bu sefer o sustu. "hadi daha demin ben gevezeyim demiyo muydun, konuşalım demiyo muydun? al sana bir soru sordum." "bak küçük kız" "adım Summer." "tamam Summer ben seni oğluma bir arkadaş olarak aldım ve bak benim karım erken yaşta vefat etti ve sadece ben ve oğlum birlikte yaşıyoruz ve ben çok yoğun çalıştığımdan oğlum hep tek kalıyo ve eğer seni alırsam oğluma arkadaş olucağını ve sıkılmicağını düşündüm." ''peki neden ben de başka birisi değil? neden ben?'' ''sana şöyle söyliyim bir iyi bir kıza benziyorudun iki güzelsin üç arkadaş canlısı olduğunu gördüm dört ordaki tek oğlumun yaşında olan sendin ve beş ben senin yeni baban olabilirim tamam gerçek babanın yerini tutamam ama yinede ben de iyi bir babayımdır'' dedi ve ararbayı durdurdu. önce kendi kapısını açıp indi sonra benim kapımı açtı ve indim. o arabanın kapısını kapatırken ve kilitlerken ben karşımdaki kocaman eve odaklanmıştım. sanırım bunu fark etti ve ''nasıl? bu daha dıştan görünüşü gel içeriye geçelim nasıl olsa burası artık senin de evin'' dedi ve geçtik. kapıyı bir hizmetli açtı. ''benim işlerim var bu yüzden gitmek zorundayım bu sırada Elena sana evi gezdirir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık SON
RomanceBabamın vefatından sonra yetimhanelerde kalmaya başladım. Fakat orada fazla kalamadan bir adam beni aldı ve yeni babam oldu.. çocuğu.. aynı yaştayız adı Harry.. çok iyi anlaşıyoruz..hatta arkadaştan..kardeşten..daha ötesi.. fakat aramıza giren engel...