18 Temmuz

12 4 0
                                    

Merhaba yeni okuyanlar, okuyacak olanlar, bu da neymiş diye merak edip açanlar. Çok vaktinizi almadan size ne olduğunu anlatayım. Öncelikle üzgün olduğumu belirteyim. Çünkü bu bir hikaye değil. Bad boy hikayesi hiç değil. Bu bir günlük. Kimin günlüğü de derseniz bunu yazan gizli yazarın günlüğü. Kullanıcı adı fıstık mavi olan yazarın.

Yazdıklarım ve yazacaklarım bir kurgudan ibaret değil. Sadece canım istedi ve yazdım. Zaten eminim burda birçoğumuzun canı sıkıldığı için köşelerde bir yerde karaladığı birkaç yazısı vardır. Bu da belki birçoğunuz için onlardan biri. Ya da belki benimle benzer hayatı yaşayıp benden etkilenecek birinin hayat defteri(!). Tamam sadece fazla abarttım. İlk bölümde, bu fikrin bulaşık yıkarken aklıma bir anda geldiğinden bahsedeyim mesela. Eğlenceli olabileceğini düşündüm. (Bulaşık yıkmanın değil, günlük yazmanın.) Ve birkaç usta düşünürlerimden fikir aldım. İlerki bölümlerde onların kim olduklarından zaten bahsedeceğim.

Kısaca kendimden bahsedip yazmaya başlamak istiyorum. Öncelikle 16 yaşımda olduğumdan bahsedeyim. Tahmin ettiğiniz üzere lise 3.sınıfa geçtim. Tekvandocuyum. ( ya da öyleydim. Bir süre ara vermeyi düşünüyorum.) Turuncudan nefret ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Neden mi fıstıkmavi? Turkuaz desem, siz ordan anlarsınız bence nedenini. 'Peki neden turkuaz? ' sorusuna da gelecek olursak, çünkü ben maviyi seviyorum sevdiğim adam ise yeşili. Buradan da anlaşılacağı üzere fıstıkmavi bizi oluşturan bir kelime. Neyse kısa kesiyorum. Herşeyi yazmalıyım diye birşey yok ortada zaten. Siz anlarsınız ben biliyorum. Bu kadar bir giriş için yeterli sanırım. E o zaman başlayalım.
Sonuçta hayat kısa, sizlere de benden çay.

WisteriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin