Mavi büfeden iki limonlu soda ve yanında kek getirdi gülümseyerek Siyah'a baktı. Fakat Siyah gözlerini çocuklardan ayırmamıştı. Yanına oturup Siyah gibi o da çocuklara bakmaya başladı.
"Ne kadar da mutlular..."
Siyah başıyla onayladı ve Mavi'ye döndü,
"Hiç böylesine bir anın olduğunu hatırlıyor musun?"
Mavi bir an düşünde ve yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu, siyah da bu gülümsemeyi görünce gülümsedi.
Mavi konuşmaya başladı."Böylesine güzel bir anım yok ama bizim evin bahçesi vardı ve abilerim ile orada oynardık. Güzel olarak hatırladığım anım ise şöyle, evin önünde tezeklerin hemen yanında ektiğimiz maydanoz kekik nane gibi yeşillikler için biraktığımız bir alan vardı, bir gün öncesinde yağmur yağdığı için orası çamurluydu. Abimlerle yakalamaç oynardık ve ben arkalarından koşup onlara yetişemediğim için çamuru avuç içimde yuvarlaklr sonra onların üzerine atmaya başlardım. Çamuru her attığımda havada dağıldığı için onlara yetiştiremezdim, bir çamurun içine çocuk aklıyla taş koydum ve attım. Abim eğildi ve taş pencere camına geldi, kırıldı. O gün ben taşı attım diye abim taştan kaçtı diye ve annem de oynamamıza izin verdi diye ayrı ayrı dayak yedik."
Siyah gülümsemeden duramadı, karşısında duran Mavi'nin gülmediğini fark edince gülümsemesi yarıda kaldı.
"Ne oldu Mavi?"
"Annem dayak yedikten sonra iki gün ayağa kalkamadı, doktor geldiğinde de onun böbreklerinin iflas ettiğini öğrenmiştik..."
Kısa bir sessizlik oldu konuyu değiştirmek için Siyah keklerden birini Mavi'nin yüzüne tuttu.
"Neden bu kekler kakaolu? Ben kakaolu sevmem ki?"
Dedi gülümseyerek. Mavi de bir keki açarak ısırdı ve ağzı doluyken konuşmaya çalıştı.
"Ben yerim, seni düşünende kabahat."
Bu laflara gıcık olan Siyah'da diğer keki tek bir lokmada yedi ve konuşmaya çalıştı.
"Çok gıcık bir arkadaşsın, seninle işimiz var."
Mavi omuz silkerek sodasından bir yudum alarak yediği keki hazmetmeye çalıştı. Ardından sohbetin devam etmesi için Siyah'a baktı.
"Senin mutlu olduğun bir zaman var mı hatırlayabildiğin?"
Siyah duraksadı ve gözlerini gölgesinde durduğu ağacın dallarına dikti.
"Hayal meyal hatırladığım birkaç anım var benim de, evimizde bir keçi vardı ve ben keçiyi bahçeye çıkartıp otlatırdım. Bir defasında o yerde uzanmışken onun üzerine başımı yaslamıştım, daha sonra aynı hayal annemin dizinde uyuduğum zaman ile değişiyor... Onun da dizine yaslandığımda aynı huzuru yaşayabiliyordum."
Mavi bu güzel sohbette hem kendinden bir parçayı Siyah'da bulabiliyor hem de Siyah'ın da derinliklerine Mavi'nin en güzel halinden kalıntılar bıraktığına inanıyordu.
"Bu gece bir şeyler yapalım, sen de işe başlayacaksın, kutlamış oluruz."
Dedi gülümseyerek Mavi.
"Henüz işe başlamadım, sadece başvuruda bulundum."
Mavi ayağa kalktı ve Siyah'ın karşısına geçti.
"Ben kazanacağına inanıyorum arkadaşım ve bu akşam da sana kendi ellerimle yemek hazırlamak istiyorum."
"Daha beni tanımıyorsun Mavi, adımı bile bilmiyorsun. Nasıl güvenip de beni evine misafir edebiliyorsun?"
"Bazı insanlar bedenen tanışmamış olabilirler ama ruhlar birbirini tanır ve sanki bir ömürlük dost gibi hissettirir. Şu an ben de o hissi yaşıyorum, sanki seni uzun zamandır tanıyorum Siyah."
Siyah gülümseyerek alaycı bir tavırla Mavi'ye baktı.
"Reenkarnasyon yani."
Şaşkın bir biçimde Mavi Siyah'a cevap verdi.
"Hayır Siyah, beyin göçü benim kastım. Ben ne anlatmaya çalışıyorum sen ne anlıyorsun."
Diyerek karşılıklı gülüşmeye başladılar. Siyah bankın üzerinde duran kitap ve notlarını topladı Mavi ile karşı karşıya gelerek gülümsedi, ardından gülümsemesini gizlemek için başını eğdi.. Yüzüne gelen saçlarını eliyle yukarıya kaldırarak bu sefer daha ciddi bir tavır ile Mavi'ye baktı.
"Oldu o zaman... Akşama görüşelim."
Mavi bir an heyecandan Siyah'a sarılmak için adım attı. Tam o anda da Siyah elini uzattı, ikisi de aynı anda tereddüt yaşadı ve geri adım atarak birbirlerine gülmeye başladılar.
Uzun zamandır yaşamadıkları mutlulukları yaşıyorlardı ilk defa bir insana güvenebilme duygusu ikisinde de filizleniyordu... Gülüşmeler sona erdikten sonra Siyah, Mavi'nin yanından uzaklaştı mesafe iyice açıldıktan sonra omuz hizasından arkasına baktı. Mavi halen bıraktığı yerdeydi. Eliyle ona gitmesini işaret etse de Mavi oralı değildi. En sonunda Siyah vazgeçerek eliyle "hoşçakal" demişçesine el salladı ve yolda yürümeye devam etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi - Siyah
RomanceKaranlık dunyamin içinde parıldayan bir ışık gördüm. Gökyüzünün masmavi dünyasına açılan bir kapı mı yoksa cehennemin kör kuyusuna atılmış bir odun közü mü bilmeden ilerliyorum... (Kitap icerisinde islenen her konu, olay yer ve zamanlar kurgusaldır...