Multi'de; Ecrin var.
Wattpadim de düzeltemediğim
bir sıkıntı var.
Yazım hataları yapıyor şimdiden kusura bakmayın :))1 hafta sonra...
Sabah okuluma yakın cafeden filtre kahvemi almış uykumu atmaya çalışıyordum. Güne en dirençli halde uyanmamın tek yoluydu.Arkamdan adımı sayıklayan tanıdık sesle arkamı döndüm. Bana doğru koşan kişi bu hayatta kazandığım tek şanslı insandı. Ona o kadar çok değer veriyordum ki neredeyse kendimden bir parçaymış gibi bakıyordum, o kişi Arastı. Aras Mahsaroğlu hayatımda tanıdığım en sempatik insandı.
Aslında çok farklı karakterlere sahiptik. Belkide birbirimizi tamamlıyorduk.Nefes nefese kalmış Aras yanıma yaklaşınca bütün duygularımdan çıkıp tatlı bir "Günaydın" yapıştırdım atmosfere. "Günaydın Eco" elini omzuma atmıştı beraber yürümeye başlamıştık boyu benden neredeyse 15 cm uzundu kendisi 1.80 boyundaydı. Bu çok sinir bozucuydu ama yapıcak bir şey yok kader utansın.
Bana Eco diyen tek insandı ve son insan olucaktı ne kadar sinir olsamda onun dudaklarına çok yakışıyordu. Aras benim çok yakın arkadaşımdı tam 4 senedir arkadaşız. Lise hayatımın başında tanıştık kendisiyle aslında ilk başlarda ne kadar birbirimizi sevmesekde sonralarda kanımız birbirimize çabuk kaynadı.
Okulun bahçesine açılan kapısından içeri girdik herkes yavaş yavaş okula akın ediyordu.İleride tanıdık yüzleri görünce adımlarımızı hızlandırdık bizim grup tam kadro oradaydı.
Hepsini çok sevsemde hiç biri Aras edemiyordu onun yeri farklıydı.
Biz beş kişilik çok sıkı arkadaş grubuyduk. Ahu lise 1 den arkadaşımdır her anımız birdir. Çok sıcak kanlıdır, tek kötü huyu fazla inatçı olmasıdır. Caner grubun tek sarışını, kendisi dışardan ne kadar soğuk dursada içi bir o kadar sıcaktır ve aramızda eğlenmesini en iyi bilen o dur ve Barış en anlayışlı ve her an sizi dinlemeye hazır insandır, saatlerce kendisiyle sohbet edebilirsiniz. Birbirimiz için yapamayacağımız hiç bir şey yoktur.herkesle selamlaştıkdan sonra okulun kocaman kapısına girdik. Okulumu seviyordum dışı masmaviydi aynı gökyüzü rengindeydi uzaktan bakınca gökyüzü ile çok güzel bir bütünlük sağlıyordu. Her zaman huzur ve sakinlik doluydu. Bu okulu sevmemin bir diğer yanı ise kimseyle bir derdim yoktu herkesle aile gibiydim ve seviliyordum. Sınıfın kapısından içeri girdim hepimiz aynı sınıftaydık bu canerin torpiliydi babasıyla müdür bey pek bi sıkı arkadaştı bizi her durumda kurtaran bir Ömer amcamız vardı.
Sıralarımıza geçtik Ahu ile ben yanyana oturuyorduk Caner ile Barışda arkamızda oturuyorlardı. Aras ise bizim hemen yanımızda tek oturuyordu. Okulumuz ne kadar kolejde olsa disiplinliydi, sınırları zorlamıyorsanız kimse size karışmazdı. İlk ders Kimyaydı ve herkes hafifden yatış moduna geçiyordu. Gözlerimle derse ne kadar dirensemde dayanamıyordum. Dersin ilk 15 dakikası geçmişti ve bu sene YGS'ye girecektik ve hiç uyumanın sırası değildi.
Ayağa kalkıp hocanın yanına gittim."Lavobaya gidip gelebilirmiyim?" dedim kafasıyla onay verince sınıftan çıktım ve lavobaya doğru yol aldım. Lavabo bomboştu musluktan suyu açıp bi güzel yüzümü yıkadım. Ellerim ıslaktı ve cebimdeki telefonum titredi. Ellerimi kurutup cebimden telefonumu çıkardım.
Mesaj bilinmeyen bi numaradandı. mesajı hemen açtım "Bu oyuna girmeyi sen istedin. İstediğimi almadan seni bırakmıycam." telefon ellerimin arasından kayıp gitti. Bu mesajı atan geçen ki çocukdan başkası olamazdı. Benim numaramı nereden buldu. Yerden telefonumu aldım ama cevap vermedim ve telefonu cebime geri koydum.
Lavobodan tekrar soğuk suyu açıp yüzümü defalarca yıkadım. Soğuk suyu yüzüme vura vura yüzüm gerilmeye başladı ve suyu kapatıp yüzümü kuruladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romantik Savaş
RomanceÇikolata için çıktığım yol bana nefret, savaş ve aşk gibi birçok duyguyla geri döndü...