Sen bu toprakları tanırsın be gülüm,
Şu üzerinde koştuğumuz kulvar,
Şu üzerinde yürüdüğümüz tretevuar,
Fransız geçitlerini,Elber Kalesini,
Şu saklambaç oynadığımız gizli mekanlar;
Hep elim sende kaldığı anılar...
Doktorun muayenesi,
Hastanın yatakhanesi,
İşte bu yerlerde geçmişti gülüm;
Aşk ve meşk arası taburcu olana dek hayat.
Hatta şu kız var ya,
Biraz önce gözlerimin önünden geçti;
Etine dolgun,
Kırmızı bir kolsuz bluz üzerinde,
Pantolonu biraz dar gelmiş;
Tüm belirgin çizgilerden
Kendine bir beden çizmiş...
Sümüklü bir kız diye almazdık aramıza;
Şimdi serpilmiş,
Bir görsen ablası,
Toyken taylak olmuş...
Sen bu toprakların özünde doğdun,
Şu kamelyaların ötesindeki evde;
Topraktan fışkıran ve dört yanı saran
Sarmaşıkların içinde,
O yüzden yeşil yeşil bakardı,
Canlar yakardı candan üstün
Bir olayı ibret toplum içinde.
�@
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVRUPA'DAN GÜLÜME MEKTUPLAR
PoesíaYirminci asrın ikinci yarısında bir göç başlar Türkiye'den Avrupa Ülkelerine.Köylerinden dahi dışarı çıkmamış insanlar yeni yerleşim yerlerine intibak etme zorluğu yaşarken sıla hasretliğini de derinden duymaya başlarlar.iş hayatları vasıfsızlığın z...