Mm:Ateş ve Alev İkizler☺
Okula girmeye hazırlanırken zil çaldı. Aynı zamanda da telefonum çalmaya başladı. Tanımadığım bi numara arıyordu. Yine de açtım. " Gökyüzü ben Ateş. Okula gelmedin mi daha ilk derste yoktun." dedi. Şaşırsam da hemen toparlanıp "Okuldayım. Yani kapının önündeyim" dedim. " Tamam geliyoruz" deyip kapattı. Geliyoruz demesine fazla takılmadım. Çünkü ikizi Alev ile birlikte gelirler zaten diye düşündüm ve boş olan bi banka yürüyüp oturdum.
Telefonumla uğraşırken bi anda elimden alınmasıyla bütün sinirim yine tepeme sıçradı tam bağıracakken " Yarım saattir sana sesleniyorum duymadın yeni kız" dedi bi erkek sesi. " Ben Ulaş adın ne? " diye sordu. Yüzüne bakınca gülümsedi. Gerçekten muhteşem gülüyor. Ama bu beni ilgilendirmez. Sadece sinirim geçti. Nasıl yaptı bilmiyorum ama geçti.
"Telefonumu verir misin?" diye sordum. "Yanlış cevap" demesi üzerine sinirim yine arttı. "Ver şu telefonu!" diyip sinirle soludum.
Arkadan bi sesin "Ulaş kıza telefonunu ver ve toz ol." demesiyle kafamı o tarafa çevirmemle karşımda üç tane erkek görmem bir oldu.
İçlerinden birinin Ateş olduğunu hemen anladım. Ne kadar değişmiş olsa da onu unutmamıştım. Onunla herkesten daha iyi anlaşıp dertleştiğimiz zamanlarda da bana böyle bakardı. Ne kadar aynı yaşta olsakta onun bana olan bakışlarında bir abi sevgisi vardı ve bakışlarının hiç değişmemiş olduğunu ilk göz göze geldiğimiz an anladım.
Bana kollarını açtı. Şu an sarılmak istesem de tereddütte kaldım. Bana babamı hatırlatan hiçbir şeyi görmek ya da bilmek bana iyi hissettirmiyor. Bunu anneme yapamam. Ona haksızlık yapıyor gibi hissetsem de abime verdiğim söz geldi aklıma.
Ateşe tekrar baktığım da ise hayal kırıklığına uğradığını anladım ve kollarını indirmişti. Onlara haksızlık etmek istemediğim için koşup sarıldım. İlk başta şaşırsa da o da karşılık verdi.
"Özledim seni Gökyüzü. Uzun zaman oldu görüşmeyeli" diye kulağıma fısıldadı. Neden bilmiyorum ama "Bende" demek geldi içimden ama bir sey demedim. Ve sadece sarıldım.
Sonra tanıdık bi ses "Birazda bana bırak kızı Ateş. Ben de özledim" dedi. Ateş'ten ayrılıp sesin geldiği yöne baktığım da Alev'i gördüm. Bana sıcacık gülümsedi ve sarıldı. Ben de bekletmeden karşılık verdim.
Sonra zil çaldı. Tüm okulu bize bakarken görünce şaşırdım. Ve ortaya "Neden uzaylı görmüş gibi bakıyolar?" diye sordum. Ateş'in arkadaşı olduğunu düşündüğüm Toprak gözlü çocuk -Okyanus- "Anlarsın yakında" deyip kestirip attı. Diğerleri de bir şey demeyince tekrar etmedim soruyu.
Telefonumu unuttum diye düşünürken "Bunu unuttun" deyip telefonumu verdi. O an gözlerine daha derin baktım. Bu çocukta farklı bir şey vardı. Belki de bakışlarıyla saklamaya çalıştığı ağlayan bir çocuk vardır içinde. Ya da bir sır perdesidir bu bakışlar.