multimediadaki Oğuz:)
Teneffüs zilinin çalmasıyla hemen yerimden fırladım. Deniz kıyısındaki güzel ve-pahalı- okulumda beni dersler dışında her şey cezbediyordu. Okulun her yanından lükslük akıyordu. Aslında bu okulda okuyacak kadar zengin değildim. Ama annemle babamın ayrılığı sonrası bana gelen yeni ''cici babam'' anneme yaranabilmek için beni pahalı yerlere göndermeye merak salmıştı. Aslında hakkını yememeliyim. İyi adam..
Hemen etrafıma bakındım. Gözlerim onu arıyordu. Bir teneffüs bile onu görmesem bir yanım eksik kalıyordu. Gözlerimle geniş ve ihtişamlı okul koridorumuzda onu arıyordum. Derken birden gözlerim mavi gözlerine çarptı. Her göz göze gelişimizde kalbimde bir hareketlenme ve içimde büyük fırtınalar... Bunun tanımı aşk mıydı? Aman Allahım... Ben, Mina Yıldız... Ona aşık olmuş olamazdım. Bunu kendime itiraf etmek öyle zor olmuştu ki. O, oldukça havalı bir playboydu. Benim de öyle serseri tiplerden hoşlanmaya ne sabrım yeterdi ne de gücüm. Ama kalbin kulakları yok. Ne yaparsan yap, ne kadar çığlıklarla bağırırsan bağır. Kalbe laf geçirmek gerçekten zor.
Bir kaç saniyelik bakışmadan sonra gözlerini gözlerimden ayırdı. Hep böyle olurdu. Bir kaç saniye bakışırdık. Arada bana gülümsediği olurdu. Neden yaptığını asla anlayamazdım. Benden hoşlanıyor muydu? Yoksa tüm kızlara gülümsüyor muydu? Kafam gerçekten çok karmaşıktı. Kendime bile itiraf edemediğim bu aşkı resmen gözlerim bağırarak söylüyordu her gün ona.. Aşk, açıklaması gerçekten zor bişey. Kelimeler bile yetersiz..
''Oğuz Direnç.. idareden bekleniyorsunuz'' duyuruyla birden kendime geldim. Müdür Oğuz'u mu çağırıyordu? Aman Allahım yine bir şey yapıp başını belaya sokmuştu kesin. Onun için saçma sapan heyecanlanmam bile mantıksız...
Duyuruyu duyunca gözlerini kıstı 'Off lan her gün her gün bıktım bu müdürden'' diye bağırarak aşağı müdürün yanına inmek için hareketlendi.
Kim bilir yine nerde kiminle kavga ettin Oğuz. Ve kim bilir sebebi neydi.
Ben koridordan gidişini izlerken Seda yanıma geldi. Seda... kahverengi iri gözleriyle güzel ve hoş bir kızdı. Benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Onunla iyi anlaşıyorduk. ''Ne o güzellik yine kimi k esiyorsun bakalım?'' dedi gülerek.
Şaka yaptığını anlamıştım. Sedayı çok sevmeme rağmen ona Oğuzdan hoşlandığımdan hiç bahsetmemiştim. Duygularımı insanlarla paylaşmaktan hoşlanmıyorum. Özellikle de aşk konularını.. O beni güzelliğiyle erkekleri cezbeden ve aslında kimseyi gerçekten sevemeyen kız olarak görüyordu. Aslında öyleydim. Yani Oğuzu görene kadar...
''Dalmışım'' dedim gülümseyerek.
''Bırak şimdi dalmayı sana çok yeni haberlerim var. Duyunca inanamayacaksın.'' sesi heyecanlıydı.
''Hadi söyle bakalım,neymiş o haber?''
''11-D, Ilgaz ? Sana ne hatırlatıyor?''
''Ilgazz... AA hatırladım geçen sene kütüphane kulübündeki çocuk. Evet ne olmuş ona?''
''Yakışıklı çocuk değil mi ama Mina sen söyle..''
''Çıkıyor musunuz yoksaa''
''Hayır aptal. Ben değil. Seni beğenmiş. Çok beğenmiş. Geçen senden beri beğeniyomuş. Sana teklif ediyor. Ne dersin?''
''Saçmalama Seda. Hayır diyeceğimi bildiğin halde sorman büyük aptallık gerçekten.''
''Neden hayır diyorsun ki bak biraz düşün. Çok yakışıklı hem çok yakışırsınız.''
''Seda uzatma artık hayır diyorum.'' Cülemi bitirir bitirmez karşıma Ilgazı gördüm. Gerçekten yakışıklıydı. Bana bakıyordu. Hemen başımı çevirdim. Bakışmak bana göre değildi. Tabi Oğuz hariç..
Ilgaz bana bakmaya devam ediyordu. Hayatım boyunca hiç sevgilim olmamıştı ve böyle bakışamlara alışık değildim. Erkeklerin dilinden de pek anlamazdım aslında. Ama Ilgazın teklifinden sonra gelen bakışlarına bakılırsa erkekler aşklarını gözleriyle anlatıyordu..
İlk bölümün sonuna geldiiiik:) Daha çok bölüm yazıcam okuyan herkese teşekkürleeer:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
''Sadece iki kelime''
RomanceAşık olmak her kız için hayatın en önemli anıdır. Üstelik çok güzel bir vücudu olan, sarışın bombaysanız size hiç bir erkeğin hayır diyemeyeceğini de bilirsiniz. Ama ben hiç bilemedim. Anlayamadım. Boğuk mavi gözlerinin bana ne söylediğini tam olara...