Merhaba benim adım Şevval ve bu benim ilk çalışmam . Aslında aklımda hiç bir hikaye yazmak yoktu. Haftada bir bölüm eklemeyi planlıyorum. Eğer bir hatam olursa affola. İyi okumalar.
Yine gözlerimi o güneşin tüm ihtişamıyla retinalarımı yaktığı yerde açtım. Canım İzmir'imde.
Oturur pozisyona geçtim ve ellerimi karmakarışık saçlarımın arasından geçirdim. Duş almalıydım.
Hemen üstümdekilerden kurtuldum ve duşa girdim. Sıcak su derimi yakıyordu, ama bu hoşuma gidiyordu. Kapının açılma sesini duydum. Büyük ihtimalle ses yan odadan gelmişti. Bir süre sonra derim ciddi anlamda yanmaya başlayınca duştan çıktım. Vücuduma havluyu sarıp banyodan çıktığım anda karşımda birini gördüm ve cırıltıyı patlattım."Kimsin ve odamda ne işin var!" Durdum ve dikkatlice baktım. "Lan Deniz sen misin?"
"Benimde gerizekalı ne cırım cırım oluyorsun. Kendi evindesin. Kim gelicek allahın aşkına!"
"Boş lak lak yapma. Salak." Dedim ve bir anda aklıma geldi." Olum senin burada ne işin var! Sen Amerika'da yaşıyorsun lan!"
"Ay benim akıllı bıdığım. Aferin sana doğru bildin. Alkış benim kızıma."
"Tam bi salaksın. Dalga geçmede açıkla."
"Sağol bebeğim. Ve allah allah memleketimi özledim belki. Yada sizi özledim belki. Gelemez miyim?"
Gidip burnunu sıktım. Söverek elime vurdu.
"Ağzına sıçıyım ne yapıyon mal mısın?"
"Kontrol ediyordum, gerçek misin diye."
"Neden be!"
"Belkide 3 yıldır seni kanlı canlı göremediğimdendir kıt zeka!" Dedim ve hemen sarıldım ona.
"Tamam özledin anlıyorum kuzen. Ama biraz daha sıkarsan özlem gideremeden öleceğim!"
"Sen burdasın.Sen bursaysan-"
"Evet. Nehir ve Irmak'da burda." Demesine kalmadan kahkaha atmaya başladım.
"Ya kuzen adlarımızı her duyduğunda gülmekten vazgeç. Annemler yapmış bir delilik hepimize uyumlu ama espiri gibi isimler koymuşlar. Her zaman yüzümüze vurmaktan vazgeç."
"Tamam sustum. Nerdeler kızlar?"
"Aşağıda amcamla oturuyorlar." Dediğinde yüzüm düştü. Onun bugün işe gitmesi gerekmiyor muydu? Neden burdaki. İşi falan yok mudur gereksiz herifin?
"Hadi ama. Biz burdayız. 3 yıldır görüşmüyoruz. Biraz sevin.." Parmaklarıyla dudaklarımın kenarlarını kaldırdı."Ve gülümse. İşte böyle." Dediğinde kıkırdadım. "Sana gülmek yakışıyor. Somurtunca o çirkin tüysüz kedilere benziyorsun."
"Hey o kadarda çirkinleşiyor olamam."
"Emin misin?" Dediğinde ikimizde gülmeye başladık.
"Tamam. Şimdi sen üstünü giyin ve aşağı gel tamam mı?" Dediğinde aklıma geldi. Ben son birkaç dakikadır çıplağım! Üstümde sadece havlu var. Alttan alttan esiyordu zaten.
"Tamam." Dedim ve onu dışarı itip kapıyı kapattım.
Hemen çekmeceden aldığım iç çamaşırlarını giydim. Yerdeki eşofmanımı ve tişörtümü de üstüme geçirip aşağı indim.
Üç avanak ikili koltuğa sığmaya çabalıyordu. Bay Gereksiz en baştaki tekli koltukta her zamanki gereksiz asaletiyle ve kendini beğenmişliğiyle oturuyordu. Annemde gülümseyerek çocuklarla konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Delinin Günlüğü
Teen FictionBenim adım Luna ve 17 yaşındayım. Şimdi diyceksiniz o nasıl bir isim. Luna ispanyolcada 'Ay' demek. Annem kızına bu garip aynı zamanda da müthiş adı vermiş. Ama tabiki de göbek adım gayet normal. Begüm. Çok yakın arkadaşlarım ve ailem dışında kimse...