Bölüm Sözü;
Bir insanın kör olması bir engel değildir ama kalbinin kör olması çok büyük bir engeldir.______________________________________
-----------------------------------------------------------" Anne, ben çıkıyorum. Bay bay. " dedim ve hızlı adımlarla, okula gitmek üzere dışarı çıktım. Üzerimde mavi okul önlüğüm, beyaz sırt çantam, siyah pantolonum ve mavi ayakkabılarım vardı.
Yine her sabah olduğu gibi, bütün esnaflar dışarıda, kendi işleri ile ilgileniyorlardı. Birisi bir yana koşuşturuyor, diğeri bir yana koşuşturuyordu. Hiç boş durmuyorlardı.
Ardından elimi çantamın su koyma yerine götürdüm ve suyum olup olmadığını kontrol ettim. Orada hiçbir şey olmadığını anladıktan sonra, benim çok sevdiğim esnaflardan olan, Murat Abinin bakkalına doğru yöneldim.
- Merhaba Murat Abi, nasılsın?
- İyiyim tosunum sen?
- Bende iyiyim. Şey... bana bir tane su verir misin Murat Abi? Evden çıkarken su almayı unutmuşum da.
- Tabi veririm tosunum.
Murat Abinin uzattığı suyu aldıktan sonra, parasını vermek için elimi cebime attım ve birkaç bozuk para çıkardım. Ardından Murat Abi;
- Bir suyun lafı mı olur tosunum? O parayla okulda kendine başka bir şey alırsın. Bu da benden olsun.
- Çok teşekkür ederim Murat Abi, sağol.
Murat Abinin gösterdiği bu nazik davranışın karşılığında ona teşekkür ettim ve bakkaldan tatlı bir tebessümle ayrıldım.
Kolumdaki saati rahat bir şekilde görebilmek için, önlüğümün kolunu biraz yukarı çektim ve saatimi görünür bir hale getirdim. Saat 7:40 idi. Yani ilk dersin başlamasına 20 dakika vardı.
Yavaş adımlarımı biraz hızlandırdım ve okulun yolunu tuttum.
Yolda, elinde sapan olan birkaç kişiye rastladım. Sapanın lastiğine iri iri taşlar koyuyorlar, ardından o lastiği çekip bırakıyorlar ve taş hızlıca duvar çarpıyor.
Bende bu taştan korunmak için, kenardan kenardan yoluma devam etmeyi tercih ettim ve de öyle yaptım.
Ardından, gözlerimde dayanılmaz bir acı hissettim ve birden her yer siyaha büründü.
Sanki gündüz, yerini geceye bırakmış gibi.
Ve ardından bütün sesler kesildi, herkese susma emri verilmiş gibi...-----------------------------------------------------------
" Anne, neler oluyor burada. Neden her yer karanlık? Neden hiçbir şey görünmüyor?
Bir anlık şok ile, olduğum yerde sıçradım ve ellerimi haraket ettirmeye başladım. Ardından, korkmuş bir şekilde sorularıma devam ettim.Anne, cevap versene, neden her yer karanlık. Yoksa ışıkları mı kapattın? Ondan mı her yer böyle. Aç ışıkları anne, hemen aç. Bilmez misin, ben karanlıktan çok korkarım. Hemen nefesim daralmaya başlar. Anne...anne, duymuyor musun beni? Işıkları aç diyorum.
Korkunun verdiği ağlama hissine yenik düştüm ve akmamak için çırpınan gözyaşlarımı serbest bıraktım. Gözyaşlarım sel oldu, aktı, gitti ama hiçbir şey değişmedi. Ne korkum, yerini sevince bıraktı, ne de karanlık, yerini aydınlığa bıraktı.
Ağlama seslerim tüm odayı doldurduğu an, kalın ve tok bir erkek sesi;
Mert, şu an hastanedesin yavrum, korkma. Biz senin yanındayız.Sesin, babamın sesi olduğunu anladıktan sonra, biraz olsun ağlamam dindi ve konuşmaya devam ettim.
Neden her yer karanlık baba? Ben hiçbir şey göremiyorum. Sen görebiliyor musun?
- Oğlum, sana bir şey söyleyeceğim.
- Söyle baba.
- Şey...
Babamın tedirgin ve üzgün olduğu sesinden belliydi.
- Ne oldu baba, söyleyene hadi.
- Oğlum, korkma ama, tamam mı?
- Ne oldu baba, çabuk şöyle.
Bir anda titremeye başladım ve korku beni bir sarmaşık gibi içine çekmeye başladı.
- Gözüne gelen taş, senin...
Baba... Yoksa ben... Olamaz. Ben kör olmadım herhalde değil mi? Öyle bir şey yok.
Tekrar korkuya yenik düştüm ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Çığlıklar attım, yıktım döktüm. O an, elinden oyuncağı alınmış, küçük çocuğa döndüm. Kendi karanlığımda boğuldum, öldüm, dirildim.
- Baba, yalan olduğunu söyle, lütfen. Bunlar gerçek değil de. Yalvarırım, n'olursun.
- Bende çok isterdim oğlum, bunların yalan olduğunu söylemek. Yalan demek. Seni böyle görmek, beni daha çok yaralıyor. Sanki acıyı çeken benim gibi. Bir baba için kolay mı evladının acı çekmesi? Söyle. Ama üzülme. Allah büyük. Buluruz bir çaresini. Seni bu halde bırakmam ben. Gerekirse canımı veririm ama seni böyle bırakmam.
Artık benim hayatım, bir siyahlıktan ibaretti. Sadece siyah.
Dümdüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolun Sonu ♋
Novela Juvenil" Ben ne zaman göreceğim anne " dediğimde, annemin hıçkırıkları, kulaklarımda yankılandı. Ardından birkaç kelime ekledi. " En kısa zamanda yavrum, en kısa zamanda. " Bu kitapta, 12 yaşında ki Mert'in, hayatını okuyacaksınız. Geçirdiği zorlukları, gö...