3.Bölüm

39 4 2
                                    


Tanıdık sarı şeritler, tanıdık koşuşturmaca...
Yakindaki ilk polis memuruna doğru yaklaşıp:
" Cinayet bürodan komiser Tuğçe çelik" diyerek ceketimin cebindeki rozeti gösterdim.
"Buyrun komiserim " diye cevap verdi polis memuru.
"Vaka ile ilgili bilgiler?" dedim meraklı bir sesle. Evet yüzlerce cinayet görmüş olabilirim ama kulağı ve dili kesilmiş pek ceset gördüğümüz söylenemez.
"Komiserim bizi saat 03.37 de tersanedeki güvenlik görevlisi aradı.Tersaneden çığlık sesleri duymuş ve bunun üstüne tersanede bir tura çıkmış, sonunda bulabildiği ise kadının ceseti olmuş." diyerek bildiklerini anlattı polis memuru .
"Tamam, olay yerine gidelim.." dedim. Eğer güvenlik görevlisi çığlık sesi duyduysa...Bu fikri onaylamak için adli tıptan otopsi raporunu beklemek gerek. Olay mahalline adımımı attığımda o tanıdık mide bulandırıcı koku burnuna geldi.ilk başta çok iğrenç gelse de zamanla alışmıştım. Ceset... İste orada. Olay yeri inceleme bütün her yeri didik didik arıyor... Adli tabip cesedi inceliyor. Galiba tek geciken bendim.
"Günaydın ceset ile ilgili bir kanıya varabildiniz mi Murat Bey?" dedim büromuzun adli tip uzmanına..
"Gün henüz aymadi Tuğçe komserim bu bir ikincisi de cesetle ilgili bir fikrim olsa da bunu labaratuvarda onayalamadan size söyleyemem. Benim buradaki işim bitti, Müsaadenizle..." dedi elindeki plastik eldivenleri çıkarırken . Yani burada işi tek kalan bendim.
"İnceledikten sonra hemen yollayacağım. Size iyi günler." dedim. Yalniz olmak güzeldi. Tamamen o ve ben...
Yavaşça cesede doğru yaklaştım. Güzel bir yüz, güzel kadınmış. Belki de öldürülmeden önce ne idealleri ne planları vardı, ama hepsi yarim kalmıştı.. Artık onun için yapılabilecek tek şey katilini bulmaktı. Üzerindeki kıyafet çok şık, ve ayağındaki ince topuklar... Demek ki böyle bir yere geleceğini bilmiyordu. Üzerindeki kıyafeti düşünürsek çok şık bir restaurant ya da bir iş buluşmasına gidiyordu. Yerde sürükleme izi yok, yanı ölüm yeri tam olarak burası... Ağzındanve ve kulağından akan kanlara göre, katil onun gerçekten aci çekmesini istemiş. Sadece ölmesi onun için yeterli değilmiş, risk alarak ona işkence etmiş. El ve ayak bileğindeki morluklar... Buraya isteyerek gelse de kaçmaya çalışmış, bu yüzden elleri ve ayağını bağlamış. Yani katil bunun için hazırlıklıydı. Buraya onu öldürmek için getirmiş ve hazırlık yapmıştı...
En yakin polis memuruna dönerek:
Üzerinde kimlik veya çanta yok muydu?" diye sordum.
"Hayır, hiçbirşey yoktu." dedi. Nasıl birşey olmaz ki. Böyle bir kombine için mutlaka bir el çantası da almış olmalı. Belki de burada çok durmayacağını düşünmüş olabilir, ya da katil onu alıp atmış olabilir.
"Ekiplere söyle çevreyi çöplükleri, suyu her yeri arasinlar, mutlaka bir el çantası olmalı...Belki onda bir ipucu bulabiliriz "
İste benim buradaki isim bitti. Artık geri kalani merkezde ve adli tıpta araştıracağız.
" tamam benim işim bitti. Cesedi adli tıpa götürebilirsiniz." dedim. Çevredeki polis memurlarına... Simdi araştırılması gereken başka birşeyler vardı.
Hadi şimdi kurbanın kim olduğunu bulalım!

KAN VE GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin