THE HACKER

-12-

YAZAR:GALAXYEXO

Hani anneler beslenme çantanıza okulda yemeniz için zoraki birşeyler tıkıştırır.her ne kadar istemesenizde ona karşı gelemeziniz.Fakat ben annemin kim olduğunu bilmediğim için bu olayları uzaktan izleyerek tespit etmiştim.Saatime baktığımda çoktan aynı pozisyonda 24 dakika kaybettiğimi fark ettim.Sehun,24 dakikadır karşımda beni ikna etmeye çalışıyordu.

"Baekhyun,aşırı sıkıcı davranıyorsun!" kollarını göğüsünde birleştirerek yüzüme tısladı.Dışarı çıkmak istiyordu ve bahsettiği yer alışveriş merkezi idi.Ve ben onun gibi yerlere gitmekten hoşlanmam.Nefesimi seslice dışarı vererek Sehun'a döndüm.

"Senin gezintin tam yedi saat sürüyor Sehun.Yedi saatte 3 tane Harry Potter izleyip 15 ten fazla abur cubur yiyebilirim.

"Göbeğin olduğu yerde rahat görünmüyor Baekhyun.Firar halinde." gözlerini karnımda gezdirdi.

"İstersem çalışıp onun gibi olabilirim." parmağımla duvarda asılı olan posterdeki Rocky filminden zenci,kaslı bir adamı gösterdim.Adama dikkatle baktığımda kas dağından başka birşey göremiyordum.Bu kadar kas mide bulandırıcı görünüyordu.Sehun'un bitmek bilmeyen ısrarları sonucunda ona karşı yenik düştüm ve  gelmeyi kabul ettim. 

** 

Geçenlerde bir haber okumuştum Çin de bir adam eşinin sekiz saatlik alışverişine dayanamayıp kendini alışveriş merkezinin yedinci katından aşşağı atmış.Sabır çerçevem bu saatten sonra her an yere düşüp kırılabilecek vaziyette idi.Fakat  kız kılıklı Sehun hala ve hala Alışverişine durmadan devam ediyordu.Çoktan altı saati doldurduğu gibi sadece bir tane ayakkabı alabilmişti.Şu çerçeve...Sonunda dayanamadı ve kırıldı.Evet,o çerçevenin kırıldığı gibi sehununda bir yerlerini kırabilmem an meselesi.Yarım saattir oyalandığı mağazadan çıkıp koluma asıldı. 

"Aradığımı  bulamadım baekhyun.Fakat şansımı üst kattaki mağazalarda deneyeceğim."   

"Artık o şansları kaybettin Sehun.Seni yeterince bekledim." Sehun yanıma küçük adımlarla yaklaşıp başıyla karşımızdaki dilek çeşmesini gösterdi. 

"Şu çeşmenin üzerindeki büyük ve ihtişamlı meleği görüyor musun Baekhyun?" Hafifçe eğilip gözlerini yüzüme daha yakın bir mesafeye getirdi. "İşte o benim.Ve sen de benden istediğin şeyleri dilemek için çeşmeye para atan oradaki insanlardan birisin.Bana ihtiyacım var puppy Baekhyun.Kalbimi kırma." Son kelimeleri dudaklarından fısıltı olarak çıktı. 

"Sana ve benim için gerçekleştireceğin dileklere ihtiyacım yok."  

"Emin misin?" Dudaklarındaki hafif tebessüm ile birlikte elindeki poşeti bana doğru sallayıp elime tutuşturdu.Ne olduğunu anlamamıştım ve o bana birşey dememi bekleyen bakışlarıyla bakıyordu.Bana verdiği poşetin üzerinden baktığımda içerisinde üç parça kıyafet olduğunu fark ettim.  

"Teşekkür ederim Ken bebek." gözlerimi kısarak Sehun'un bana her zaman söylemiş olduğu sevimli mimiğimi ona karşı kullandım.Fakat sevimlilik onda bir işe yaramadığı halde birazcık sinirlendiğini hissettim.Sadece iki kelimeye takıldığını biliyorum. Ken bebek.Sehun tam anlamıyla Barbie filmlerindeki güzel Barbie'nin sevgilisi Ken'e benziyor.Süsüne en az Ken kadar önem verip kılıbık olan Sehun,kız arkadaşlarının sözünden dışarı çıkmayan ve her dediklerini yapan biri.Yani Tıpkı kılıbık Ken gibi.Gözlerini yerdeki renkli parkeyle buluşturup konuştu, 

"Acımasızsın Baekhyun." işaret ve baş parmağımla yapmış olduğum minik kalbi onun görüş alanına getirerek gülümsedim.  "Bende seni seviyorum Oh Sehun."