26 Ocak 2016 16:00
Turgut ve Ensar, o kişinin mekanına varırlar. Ensar merakla "Burası kimin mekanı?" "Istanbulun eski kabadayısı Kibar Ali'nin mekanı." Arabadan inerler ve kapıya doğru yürürler. Turgut zile basar, içerden ayak sesleri gelir, yaklaştıkça ses çoğalır ve kapıyı Kibar Ali'nin arkadaşı Rıza açar. "Ben Turgut, biz Ali Poyraz ile görüşcektik, evdemi?" "Evde, buyrun" diyip, ikisinide içeri alır ve kapıyı kapatır. Kibar Ali, öğle yemeğini yemekteydi, küçük kutudaki hazır ayranı açıp, önündeki bardağına boşaltırken, arkadaşı Rıza yanına gelir. "Ali, senle görüşmek istiyen iki kişi var." "Kimmiş?" "Birisinin adı, Turgut." Ismi duyunca, düşünmeye başlamış, ama aklına gelmemiş, yerinden kalkıp, oturma odasına doğru gider, oturma odasının kapısını açtığında, Turgut'u görünce "Ooo Komiserim, hoşgeldiniz" diyip arkadaşına dönüp "Rıza, bir çay koyarmısın?" Rıza, mutfağa çayları hazırlamaya gider.
"Komiserim, nasılsınız?" "Iyiyim, sen nasılsın Ali abi?" "Iyiyim." Rıza, çayları getirip, önlerine koyar ve kendiside tekli koltukta oturur.
"Ali abi, sana ihtiyacımız var." "Hayırdır? Ne oldu?" "Iki haftadır, Cevdet isminde bir adam kayıp. Bir delil ve bir iz bulamadık, ancak bugün gazete okuduğumda, ünlü mafya babası, Sosyete Aykut'un burda olduğunu öğrendim. Onun bu işin içinde olduğunu düşünüp, yerini tespit edip gittim. Tabii, ben birşey yapmadım dedi. Bir şekilde, delil bulmamız lağzım, onun için yardımına ihtiyacımız var" diyip, çayından iki yudum içer ve koyar. "Anlıyorum, öncelikle bir kaç adam ayarlamalıyım, sonuçta karşımızda çok tehlikeli bir psikopat mafya babası var, sonra bir plan kurarım." "Doğru diyorsun abi. Sağol abi" diyip, Ersanla kalkar. "Bize müsade abi." "Buyrun, müsade sizin" diyip, Turgut'la Ensarı yolcu eder.
Turgut'la, Ensar arabaya biner. "Komiserim, Ali abi kaç yaşında?" "50 vardır." "Peki, neden Ali abi?" "Böyle bir mafyanın rakibi ancak bir kabadayı olur."
O sırada, Zehra polise gelmiş ve ilk önüne çıkan, bir alman polisi olmuş. Zehra, alman polise almanca olarak sormuş. "Turgut komiser veya onun ekibi burdamı?" "Maalesef, türk ekibi üç ayrı yerde iş başındalar. Ben yardımcı oluyum size." "Bilmiyorum, haberiniz varmı, iki haftadan fazla kocam kayıp. Adı Cevdet Yılmaz. Turgut komiser, haber veririz dedi ama dayanamadım, sormaya geldim, bir gelisme varmı diye." "Evet, haberimiz var. Türk ekibi ile birlikte araştırıyoruz, ama Turgut Bey, bir mafyanın, bu işin içinde olduğunu düşünüyor. Mafyanın adı, Aykut Sönmez. Aykut'un, yerini tespit edip, gittiler." Zehra, iyice korkar ve ağlamaya başlar.
Turgut'la Ensar, Zehra' yı üzgün şekilde görürler. Yanına yaklaştıklarında, Zehra "Komiserim, doğrumu duyduklarım? Kocamın mafyayla ne işi olabilir?" "Araştırmaya devam ediyoruz. Üzmeyin kendinizi, tam bir gelişme olduğunda haber vericeğiz size." Zehra yine, eli boş ve üzgün bir şekilde, evinin yolunu alır.
Aykut'un, şimdiki hedefi ise ikinci adamı bulmaktı. Adamları, herşekilde aramalara başladılar.
28 Şubat 2016 14:15
Aykut, şöminenin yanında, sandalyesinde oturup, kahvesini içip ve bir yandanda gazete okur.
Aykut'un mekanına bir genç yaklaşır ve Aykut'un adamlarına, Aykut'la görüşmek istediğini söyler. Adamlar, gencin ismini sorarlar ama genç söylemek istemez. Adamlar içeriye haber verdikten sonra, genci içeriye alırlar. Genç, Aykut'a yaklaştığında, Aykut kafasını gence doğru çevirir. "Buyur! Ne istiyorsun benden?" "Abi, ben Devran, kardeşin Devran." Aykut, şaşırır bir an. Devranı tanımadı, çünkü en son Devranı bebekken görmüştü. Sarılırlar birbirlerine, sonra otururlar karşı karşıya.
"Annen, nasıl izin verdi buraya gelmene?" Devran, üzgün bir şekilde "Annem ve Babam öldü." Aykut, annesinden ve babasından ne kadar nefret etsede, bir an çökmüştür, belli etmemeye çalışsada çökmüştü. Yerinden kalkıp, kardeşine sarılıp teselli etmeye çalışır.
"Sen, beni nasıl buldun?
"Gazetede haberin çıkmıştı abi."
"İyi bakalım, hoşgeldin."
"Cevahir! Kardeşimin yerini, hazırlayın."
Cevahir gelir, Devranı yukarı çıkarır.
Fırat, Aykutun yanına yaklaşır. "Abi, ikinci kişiyi bulduk."
"İlk iyi bir fırsatta, adamın işini bitirelim."
"Tamam abi."
"Peki neredeymiş bu adam?"
Fırat elindeki Tableti masanın üzerine koyup, konumu gösterir.
"Abi birde kendisini iki gün boyunca takip ettik, hep aynı saatte evden çıkıp biryere sürüyor, ancak oranın ney olduğunu öğrenemedik."
"Tamam, o zaman yine takip edip, öldüreceğiz. Ama varmak istediği yere varmadan öldürmemiz lağzim. Öldürdükten sonra, her zamanki gittiği yere gideceğiz, bakalım neymiş orası."
"Tamam abi."
Turgut, Ali abiyi arar.
"Ali abi, bir gelişme varmı, plan kurdunmu?"
"Evet, o iş tamam. Sadece haber bekleyeceğiz."
"Tamam abi."
Ali beklediği kişiden haberi alır ve Turgut komseri geri arar.
"Komserim, haber geldi. Yarın bir kişiyi öldürecekmiş.Sana bilgileri telefondan yolluycam."
"Tamam, o kişiyi öldürmeden suç üstü yakalamalıyız."
"Aynen Komserim."
