4

23.9K 1.7K 497
                                    


Kapının dışında ki eşiğe oturmuş öylece salak salak apartman zeminini inceliyordum.Aslında apartman ne kadar boktan olursa olsun zeminin güzel bir deseni vardı.Evet belki delirmiştim ama bu onların partilerini mahvetmekten zevk almadığım anlamına gelmiyordu.Belki üzülmüştüm ama eminim ki onlar da müzik kutuları için üzülmüşlerdi.Bunu düşünmek bile kapıda kalmama üzülmemi engelliyordu.Bacaklarıma kendime doğru çekip dirseğimi dizime dayadım ve yumruk yaptığım elime çenemi yasladım.Sabaha kadar burada beklemem ne işe yarayacaktı? Taehyung gelene kadar beklemeli miydim yoksa komşuların birisinden telefonunu rica edip  aramalı mıydım?

Evet kesinlikle öyle yapmalıydım.Oturduğum yerden kalkıp öncelikle kendi karşı komşumun kapısını çaldım.Gece geç bir saat olduğu için bir defa çalıp açmalarını bekleyecektim.Sonuçta kimseyi rahatsız etme hakkım yoktu.Evde herhangibir hareketlilik olmayınca diğerlerini denedim.%99'u kapıyı açmamış sadece birisi açıp 'banane senden?' diyerek kapıyı suratıma kapatmıştı.

Bu insan görünümlü ayıyla komşu olacağıma neden hayvanat bahçesine taşınıp gerçek bir ayıyla komşu olmuyordum?

Gitmediğim sadece bir ev kalmıştı.Tahmin edin hangi ev o ev? Kapımın önünde salak salak durmayı bırakıp tükürdüğümü yalamak için merdivenleri çıkmaya başladım.Evet yardım isteyecektim , hem de partilerini mahvedip müzik kutularını camdan aşağı fırlatarak kırdıktan sonra.Kafamda ki uyku bandımı çıkarıp saçlarımı düzledim.İnsan gibi görüneyim biraz.Yumruk yaptığım elimi yavaşça kapıya vurdum.Eğer duyup kapıyı açarlarsa vampir olduklarından şüphelenirim çünkü ben bile duymadım kapıya vurduğumu.

Evde anahtarımı unutma salaklığını yapabildiğim için kendime küfür ederken kafamı yanımda duran duvara vurmaya başladım.Ellerimi de duvara yaslayıp küfür ede ede kafamı vuruyordum.Yanımda ki kapının açılmasıyla korkumdan sıçradım.Dişlek çocuk kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.Ben de aynı şekilde ona bakıyordum çünkü vampir olduğunu düşünüyordum.Kapıya vurduğumu ben bile duymadım be!

"Yine ne var?" Evet ben bundan nasıl yardım isteyecektim şimdi? Hem de bu kadar ters konuşurken.

"Senin ne olduğunu biliyorum." Ne diyorum ben? Birisi beni durdursun.

"Neymişim?" Çocuk alay edercesine bana bakarken ne diyeceğimi bilemiyordum.Ondan yardım istemek en istemediğim şeydi şuan.

"Seçilmiş kişisin." Bu sefer gerçekten saçmalamakta boyut aşmıştım.Vampirsin demediğime dua ediyorum şuan.

"Ve ayrıca kapıyı çalmadan nasıl duyup açtın?" Çocuk ellerini göğsünde birleştirip kapının pervazına yaslandı ve bana aynı bakışla bakmaya devam etti.

"Duvara kafa attığını duydum , bir de çok sesli küfür ediyorsun." Dudaklarımı dişledim.Gerçekten salağın tekiydim.

"Bence kafanı duvara şiddetli vurduğun için saçmalıyorsun şuan.Evine dön." Yaslandığı kapının pervazından ayrılıp içeriye doğru geri adım atarken başka bir çarem olmadığı için kapıyı tuttum ve kapatmasını tekrar engelledim.

"Sana ihtiyacım var!" Çocuk bu hareketimle şaşırmıştı.Ağzı hafif aralanmış o çıkık ön dişleri onun bir tavşan gibi görünmesini sağlamıştı.Ellerimi kapıya dayayıp kafamı eğdim.

"Buraya gelirken kapının anahtarını evde unuttum ve kapıda kaldım.Telefonuna ihtiyacım var." Söylemiştim sonunda! İçimdekileri söylemenin rahatlığıyla dolarken kıkırdama sesi duymam ile kafamı kaldırdım.Çocuk önce ufak ufak kıkırdayarak başlamış daha sonra ise bunu büyük bir kahkahaya çevirmişti ve ben neredeyse 10 dakikadır ona kollarımı göğsümde birleştirmiş bir şekilde bakıyordum.Büyük kahkahası artık sadece ufak mırıltılara döndüğünde suskunluğumu bozdum.

"Bitti mi?" Derin bir nefes alıp ellerini dizlerinden çekti ve eğildiği yeden doğruldu.Evet güle güle o pozisyona gelmişti.

"Bitti." Gözlerinden gelmek üzere olan yaşları silince elimi ona doğru uzattım.Bana ve ona doğru avucuma salak salak bakmaya başladı.Hayır yani illa komut mu vermem gerekiyor?

"Telefonun." Diye mırıldandım.Derin bir nefes daha aldı.Daha doğrusu iç çekti.

"Öylece vereceğimi zannediyorsan yanılıyorsun." Neden ona muhtaç kalmıştım şuan? Neden gece gece tüm ekşınlar beni buluyordu? Ben sadece uyumak ve yorgunluğumu atmak istiyordum.

"Ne istiyorsun?" Göğsümde birleştirdiğim kollarımdan birini tutup beni kendine çekerek içeriye sokarken mırıldandı.

"İçeriye girince görürsün."

&&&

"Tükürdüğünü yalamak diye buna derler işte."

"Müzik kutum için üzülüyorum şuan beni yalnız bırakın."

"Bak orada kırıntı kalmış.Eğer doğru düzgün yapmazsan telefonumu sana vermem." Elimde ki süpürgeyle yerde ki cips kırıntılarını almayı bırakıp bana habire laf sokan –daha doğrusu sokmaya çalışan- üç salağa baktım.

"Bakın eğer bana laf sokmaya devam ederseniz işimi yapamam ve evime gidemem sevgili komşularım.Lütfen bırakında hanım hanımcık işimi yapayım." İşime geri dönüp temizlemeye devam ettim.Evin resmen altını üstüne getirmişler ve bana temizletiyorlardı.Ah muhtaç olmasam var ya!

"Müzik kutumun intikamı bu kadar basit olmamalı!"

"Jimin şimdi başlayacağım sana da müzik kutuna da!" Köşede oturan ve geldiğimden beri bana tek bir şey söylemeyen çocuk sonunda ağzını açmış ve bağırmıştı.Bu kadar gür bir ses beklemiyordum açıkçası.Ve hepsinin isimlerini öğrenmiştim. –ne kadar umurumda olmasa da.-

"Ama Yoongi Hyun-"

"Sizde konuşmayı bırakın da kız işini yapıp evine gitsin." Onların ufak tartışmasına göz devirip işime devam ettim ve sonunda bitirdim.Çöp poşetine doldurduğum pislikleri de çöpe attıktan sonra ellerimi çırpıp sevinç ile Jungkook'un yanına gittim ve telefonunu almak için ellerimi uzattım.Telefonunu cebinden çıkartırken yüzünde hoşlanmamış bir ifade vardı.

"Yoongi Hyung'a dua et sen." Şuan ki mutluluğumu kimse bozamazdı.O yüzden aldığım telefonu şirince açıp Taehyung'un numarasını tuşladıktan sonra kulağıma götürdüm.Hepsi bana dikkat ile bakıyordu.Niye? Çok mu güzelim? Gözlerini alamıyorlar mı? Ah evet biliyorum.Büyük ihtimal ile uyuduğu için açması biraz geç olmuştu.

"Hangi haddini bilmez beni bu saatte arayarak uyandırıyor?" Taehyung'un hem uykulu hem de sinirli sesinin duymak içime serin bir su dökmüştü.

"Tae." Diye ağlamaklı bir şekilde mırıldandığım da karşıdan hışırtılar geldi.

"Eun Mi? Sen misin?" Telefonu kulağımda daha rahat bir konuma getirdikten sonra bana dikkat ile bakan gözlere aldırmamaya çalışarak tekrar aynı tepkiyle cevap verdim.

"Evet." Ağlamaklı çıkan sesime biraz daha hüzün katmıştım.Yoksa bu katıksız manyak gelmezdi buraya.Hatta sesimi duyduktan sonra kapatabilirdi.Bak şaşırdım şimdi.

"Ne oldu? Bu numara kimin? Ayrıca ağlıyor musun sen?"

"Kapıda kaldım Tae.Sende ki anahtarı getirmen gerekiyor bana." Taehyung'un homurtularını bir süre dinledim daha sonra ise homurdanmayı bırakıp mırıldandı.

"Sen kapıda yat.Ben sabah gelip açarım girersin içeri." Zaten bana yardım etmemek için buluşup kafeye giden arkadaşımdan ne bekliyorsam? Sinirden yanak içimi ısırmaya başlamıştım.

"Eğer hemen gelmezsen sabah buraya gelebileceğin ayakların olmaz Taehyung.Çünkü onları birbirinden ayırıp sana yediririm anladın mı?" Telefonun kapanma sesini duyduktan sonra tekrar şirin halime dönüp bana şaşkınlık içerisinde bakan Jungkook'un avucuna telefonumu bıraktım.Gerçekten bu çocuk neden hep şaşkındı? Sincaba benziyor.

"Teşekkürler." Diyerek evden çıktığımda neşeyle kapımın önüne gidip oturdum ve Taehyung'u bekledim.O da zaten korkusundan 15 dakika içerisinde gelmiş ve içeriye girmemi sağlamıştı.Dediğim gibi canım arkadaşım.

neighbor ❆ jeon jungkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin