0.9

386 41 0
                                    

Yoongi, o gece hiç uyuyamamış -ki bu onun gibi uykucu biri için büyük bir şeydi- yarın yapacakları kafasını didik didik ediyordu. Ama bilinmeyenini bulmuş gibi hissediyordu. Elinde tek tük ipuçları olabilirdi. Ama yeterli gibi geliyordu. Ah zaten okulda herkes Yoongi'nin gay oldugunu biliyordu. Canım istedi bile dese kalkıp kimse ona hesap soramazdı. Dışarıdan sevimli bir çocuk olarak görünse bile kavgalarda Yoongi'nin canavar halini tüm okul bilirdi. Bundan dolayı yapacaklarında kararlıydı Min Yoongi.

Yoongi, okula yürüyerek gidiyordu. Bugün o kadar dalgındı ki, her gün selam verdigi çiçekçi teyzenin dükkanının önünden geçtiğinin farkına bile varmamış, kafasını yiyen düşünceler yüzünden önüne bakmadığından ona çoktan çarpacak olan arabayı farketmemiş ve sürücünün aniden fren yapmasıyla Min Yoongi ezilmekten zor kurtulmuştu. Fren ve korna seslerinin yarattığı gürültüyle dalgın genç ancak kendine gelebilmişti.

'' Hey velet! Önüne baksana!''
Yoongi kendisine ''velet'' denildiğini duyunca sinirden gözü seyermeye başlamıştı. 

''Ne diyorsun lan seni sikik?! '' diye adama bağırdığında adam arabanın içinden beyzbol sopasıyla çıkmıştı bile. Az önceki göz seyirmesi kendini şaşkın gözlere bırakırken Yoongi beyzbol sopasını hesaba katmamıştı. Gördüğü adam 35-40 yaşlarında olmalıydı fakat kızıla boyattığı saçları yüzünden 30larına yeni girmiş gibi durduğu da doğruydu. Normal bir kavgaya girse adamı alt edeceğini biliyordu fakat ah hadi ama beyzbol sopasıydı bu. Güzel yüzüne bir şey olsun istemezdi Yoongi.

''Siktir'' diyerek sıçtığının farkına vardığında tabanları yağlamasının zamanı gelmişti.

Adam, Yoongi'yi okula 2 sokak kalana kadar koşturduğunda sonunda yorulmuş ve peşini bırakmıştı. Eh tabikide yorgun olmasına rağmen hırsını alamadığından arkasından ayakkabısını da çıkarıp atmıştı Yoongi'ye.

Sabah sabah bu kadar aksiyon fazla gelmişti ve dünde bilinmeyeni yüzünden uyuyamadığını varsayarsak bitkin düşmüştü Yoongi. En yakın arkadaşı Taehyung'u sırada gördüğünde günaydın dahi diyemeden gömmüştü kafasını sıraya. Taehyung ise arkadaşının ne kadar uykuyu seven biri olduğunu biliyordu, bundan sadece "Uykucu" diyerek Yoongi'nin saçlarını karıştırıp rahat bırakmıştı.

Yoongi yaklaşık 4 ders uyumuştu. Hocaları Yoongi'ye pek bir şey demezlerdi. Yoongi çoğunlukla uyur fakat sınav notlarıysa tam tersine çok iyi olmasa da iyi bir not gelirdi. Aklına bilinmeyeni geldiğinde sıradan kafasını kaldırıp güzel bir gerinmişti. Sınıfta kim var kim yok diye göz atarken aniden kendisini izleyen Jimin'i gördüğünde gülümsediğini hissetmişti. Nedenini bilmiyordu fakat Jimin'i tanıdığından beri beğenirdi. Kusursuz yüz hatları ve vücudu büyüleyiciydi. Fakat ne zaman aynı ortama düşseler Jimin aniden ortadan kayboluyor yada Yoongi'yle göz temasına girmemek için bin bir yola başvurduğu için 2 yıldır aynı sınıfta olmalarına rağmen tek tük konuşmaları olmuştu. Jimin ise hala sevdiği adamın uyuyuşunu seyrediyordu her şeyden habersiz. Jimin'in aşk ile bakan gözleri Yoongi'nin kalbine işlemişti. 

-Böyle baktığını düşünün-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Böyle baktığını düşünün-

Yoongi yalandan öksürdüğünde Jimin kendine gelmiş ve Yoongi'nin onu izlediğini gördüğünde utançtan saçlarıyla aynı renge girmişti bile. Yoongi, Jimin'in halini görünce gülmek istese de zorlukla kendini durdurmuştu. Daha da kıpkırmızı olmaması için arkadaşlarının yanına doğru yol adı Yoongi.

Jimin ise bugün ne kadar da  kötü bir gün olduğunu düşünüp duruyordu. Oysaki sonradan olacakları bilse yine bu anları yaşamak için şükrederdi belkide?



Texting | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin