ilk cümleye başlamak her zaman zordur ilk diyaloğu başlatmak ilk adımı atmak. ama bir kez atarsan gerisi gelir....
-----------
ne saçma bir kompozisyon cümlesi diye düşündü. saçma.. saçma... yine belirli bir kelimeye takılmıştı. sırtını yasladığı sandalyeden yukarı bakarken aynı kelimeyi tekrarlıyordu. beyni bir şey düşünüyordu önemli bir şey ve o düşündüğü şeyi hatırlamamak için muhtemelen tekrarlamalar yaratıyordu. sesini kesip o önemli şeyin ne olduğuna yoğunlaştı 5 saniye hiç bir şey canlanmadı kafasında. 6. saniye... bam.. hatırlamıştı... çocukluk arkadaşı feyza ona çıkma teklifi etmişti. bu hatırlama olayı onu mutlu etti beynimin nasıl çalıştığını çözümledim diye düşündü. ama sonra olayın gerçekliğini düşününce mutluluk hissi rahatsızlık hissine dönüştü. ne cevap verecem lan ben ona diye fısıldadı...
şu nasıl işlediğini çözemediği kısımlardan biri de aşk vs olaylarıydı. yani aşkın sevgi+cinsellik dürtüsünden oluştuğunu biliyordu ama kendinde bu tür dürtüler bulamıyordu. işin sevgi kısmı vardı ama ikinci kısmın olduğunu sanmıyordu. feyzayı severdi. tamam sıkıntılı bir tipti kibirli, çıkarcı, vurdumduymaz... ama eninde sonunda onunla ilgileniyordu. çevresinde konuşabileceği nadir insanlardan biriydi. ki insanlarla konuşmayı pek beceremeyen biri olarak çocukluğundan beri devam eden bi ilişkisinin olması ona göre mucizeydi.
ne demişti tam olarak? hadi bir deneyelim sana karşı değişik hisler de besliyorum arkadaşlığın yanında bence sevgili olarak takılabiliriz ama bu ikimizden birini rahatsız ederse ilişkinin çıkma yönünü anında kesip arkadaş olarak devam ederiz. ne dersin?
evet cazip teklif. bilmediği bir şeyi deneyimleme ve olmazsa eski duruma dönme. tıpkı bilgisayarda bir "sistem geri dönme noktası" oluşturmak gibi ya da riskli durumda oyun kaydetmek. evet dedi bu cazip teklife hayır demiycem ve hayatımda farklı bir şey deneyimleyeceğim...
o sırada feyza geçen gece barda konuştuğu çocuğu düşünüyordu. fazla... havalıydı... insan üstü bir şeydi. onu istiyordu.. onu elde edecekti. o mükemmel yaratık... en azından bir süre onun olacaktı.. şimdi bir düşününce çocuk gram ilgilenmemişti feyzayla sanki bu flört işlerinden bıkmış gibi bir tavrı vardı. netti cesurdu ve yakışıklıydı. kendine yatağa atan feyza çocuğa yaklaşma planları kurmaya başlamıştı bile kafasında. yine bara gidecekti değişik bir şey yapacak ve onu elde edecekti.. bir anda gelen mesajla irkildi.
-kabul ediyorum
hmm bu beklediğimden kolaydı diye fısıldadı.
ertesi gün feyza 9.30'da evden çıkmıştı. okula doğru... feyza mimarlık okuyordu ve bu sene hazırlık sınıfındaydı. tam karşı komşusu eren de aynı bölüm aynı sınıftı onunla. çocukluk arkadaşı ve dün geceden itibaren sevgilisi. gidip erenlerinin evinin kapısını çaldı. eren direk kapıyı açtı. erenin suratında feyzanın anlamlandıramadığı bir bakış vardı. içerden erenin annesinin sesi duyuldu feyza canım açsan kahvatlı var gel atıştı r bir şeyler. feyza ereni hafifçe ittirip içeri girdi ve mutfağa gidip kocaman bir kızarmış ekmek kaptı ağzına deperken hafifçe erenin annesine göz kırptı o ara eren ayakkabılarını giydi. ve feyzayla evden çıktılar.
sessiz bir yürüryüştü. feyza bozdu sonunda demek sevgiliyiz dedi direk. uzatmaları sevmezdi. eren de hafif düşünceli öyleyiz dedi.feyza erenin koluna girdi ve bugün sana randevu nasıl olacak göstereceğim benimle sevgili olduğun için çok şanslısın dedi. eren sanırım öyleyim dedi. birlikte okula girdiler.
---