3-

4 1 0
                                    

eren eve gelir gelmez patates çuvalı gibi kendini yatağa atmıştı. içtiği için mi yoksa alışmadığı bir durumla karşılaştığı için mi bilinmez üstünü bile değiştirmeden uyuya kalmıştı. 

yüzüstü uyumak ona pek te iyi gelmişe benzemiyordu. 

ertesi gün annesini evde bulamadı. yine allah bilir nereye gitmişti. kurt gibi açtı. buzdolabını açtı. fiyasko... boş... bu kadın arada eve bir şeyler almalı diye düşündü. altına bir pantolon geçirip dışarı çıktı. süper marketlerden birine girdi. fıstık ezmesi al. vişne reçeli al. vişneli meyve suyu al. tereyağı al. krem peynir al. pide al. simit al. süt al... evet 10 dk ya markette ki neredeyse tüm kahvaltılıkları almıştı. evin yolunu tuttu.

aldıklarını dolaba attı. kahvaltılıkları hazırladı ve uzun zamandır yemediği kadar fazla yedi. sırtını sandalyeye yasladı. beyninden sebepsize bir şarkı geçiyordu. "murder.. murder.. mermaid murder...". sanırım bugün ne yapacağını bulmuştu. kanlı sayko bir dizi izleyecekti. mırıldandığı şarkının çizgi dizisini açmaya karar verdi. yukarı odasına çıktı. pc yi açtı... ve kendinden geçene kadar izledi. ahh yorulmuştu ve bacakları  uyuşmuştu. dizide sıkmıştı. saate baktı. wow 9 saattir aralıksız pc nin başındaymışım dedi. saat akşamın 7si olmuştu. şimdi ne yapıcam diye düşündü. yarım kalan kitabını açtı. stephen king it. umm nedendir bilinmez başı dönüyordu. kitabı devam ettiremeyeceğini fark etti. onu da kapattı. normalde ders çalışırdı ama içinde gram istek ya da onu şevklendirecek bir düşünce  yoktu. kendini yere attı.halının desenlerine bakıyordu yerde. tüm gün aklına getirmemeye çalışsa da dün gece aklına hızla  akmaya başladı. şimdi ne bok yiyecem diye düşündü. ahh feyza ne biçim bi duruma sokmuştu onu. tek arkadaşı. 1 günlük sevgilisi. yani bugün de çıksalardı 2 olurdu ama.. aslında feyzanın çıkma fikrini söylediği gün ve  ertesi gün bowlinge gitmeleri ve cumartesi onu başka bir erkekle yakalaması günlerini sayarsak 3 gün oluyordu. benim gibi bir adam için bunlar imkansız zaten diye düşündü. ne düşünüyordum ki? kendimi biraz dinleseydim bu işe bulaşmazdım... var olan tek arkadaşımı da kaybettim. sonra duraksadı. hayır dedi. kendimi tam olarak dinledim ve tam olarak düşüncelerimi uyguladım. bu tam olarak ihtiyaç duyduğum şeydi. sonuç olumsuz olsa da değişik bir şey deneyimledim. o çocuğa karşı kendimi düzgün ifade ettim. sahi değişik bir çocuktu diye düşündü bir anda.. düşünceli ve şaşkın yüz ifadesini düşündü.. nedensizce gülümsedi. kendimi düzgün ifade ettim dedi. pişmanlık duymuyorum...

dün geceyi de çözümlediğine göre yapacak gerçekten bir şeyi kalmamıştı. anahtarın deliğe gir me sesini duydu. hemen aşağı indi. annesi gelmişti. saçı dağılmış. üstü başı toz ve yorgun bir ifadeyle.

ne oldu diye sordu eren endişeyle. bi şey olmadı niye boş soru soruyorsun şimdi? çekil bakiyim önümden. eren çekildi. annesi lavaboya giderken dolabı açıp bir maden suyu çıkardı. dur şunu iki yapalım deyip bi tane daha aldı. masanın üstüne koydu ve kapaklarını açtı. sonra mutfak dolabını açıp arkadan bir sigara paketi çıkardı. o ara annesi lavabodan gelip koltuğa oturdu. yüzünü yıkamıştı. eren maden suyunu ve sigarayı annesine uzatı. annesi belli belirsiz gülümsedi. eren annesinin oturduğu koltuğa annesinin çok yakının a gelmeyecek şekilde oturdu. erenin annesi sigarasını yaktı. bir nefes çekip maden suyunu dikti kafasına. buz gibiymiş dedi. eren annesinin konuşmasını bekliyordu onu sık boğaz etmeyi sevmezdi. annesi kafasını erene çevirdi. ne olduğunu merak ediyorsun değil mi? hafif bir kahkaha çıktı ağzından. ahh eren annen bu sefer fena batırdı işleri. eren annesine bakıyordu. sigarasından bir nefes daha çekti. sonra bir iç çekti. sana konken diyordum ya hani teyzelerle oynuyoruz diyordum o tam olarak öyle değil. uff her neyse biliyorsun zaten ne olduğunu açıklama yapmaktan nefret ediyorum. neyse işte kısaca büyük miktarda para kaybettim. yaklaşık 30 km yürüdüm o yüzden üstüm başım öyleydi. çünkü otobüse param yoktu. duraksadı. suratı umutsuzlukla kırıştı. umm dahası var oyunu devam ettirebilmek için evi ortaya koydum çünkü fazla miktarda kazanma şansım vardı ve çok kaybettiğim için hırslıydım... eren anlamıştı. annesi devam etti . evi kaybettim... eren başını yere eğdi. ama merak etme. annen 5 kuruş parasız değil. bu evden çıkıcaz ama yeni bir ev tutabilirim ve eşyaları ortaya koymadığım için hepsi bize ait. eren hafifçe kafasını salladı. annesi sigarasındn son nefesi çekti. hemen bu gece gitmeliyiz anlaşmalar bu şekilde. yolda gelirken ev taşıma firmalarından birini aradım 10 dk ya burda olur. ve yeni evimiz buradan uzak biraz ehh bu evden biraz daha küçük ama güzel bi yer. eren nasıl bu kadar kısa sürede ev bulduğunu ya da yeni evleriyle ilgili detayları sormadı. çünkü her şey hazırdı. aa dedi annesi. gitmeden mahalleliye veda et. sonra bu dediğine güldü demek istediğim istersen feyzaya bir hoşçakal de. eren kafasını iki yana salladı. sonra eşyalarını toplamak üzere yukarı çıktı. arada tepki verse ne güzel olur diye düşündü annesi arkasından.

10 dk sonra servis geldi ve hemen evdeki eşyaları paketleyip kamyona taşıdılar. eren ve annesi de araca bindi 45 dk gittikten sonra yeni evlerine geldiler. görevliler hmen işe koyuldu ve o gece evi döşediler. eren de onlara yardım etti. gece 12 yi gösterirken yeni evlerinde oturuyorlardı.

eren o kadar da şikayetçi olmamıştı durumdan. çünkü canı sıkılıyordu ve ev taşımak tüm zamanını ve sıkıntısını almıştı. çok kötü bir ev de değildi okuluna yakın sayılırdı. yürüyerek gidebilirdi. ve en önemlisi artık feyzayı mahallede görmeyecekti buna ne hissetse bilemedi ve yorgunluktan gözleri kapanırken tuhaf bir bakış geldi aklına kime ait olduğunu çözmeye çalışırken uyuya kaldı...

---

ertesi gün giyinip kahvaltı yapıp okulun yolunu tuttu. yürürken bir ara kayboldu ama kolayca buldu yönünü. sık sık kaybolurdu ve yön duygusu berbattı. ama en azından her seferinde yeniden yolu bulabiliyordu.

 5 dk gecikmeli girdi derse en arkaya oturdu. her günkü derslerinden. ingilizce gramer vardı.

defterini çıkarıp not almaya başladı o ara gözleri feyzayı aradı en önde sol tarafta oturuyordu. ders bittiğinde feyza kafasını çevirdi. ve göz göze geldik. bir şey diyecek gibi ağzını açtı feyza eren ise önündeki kitaba döndü. az sonra feyzaya çevirdi kafasını ama o çoktan önüne dönmüştü. hafiften sırıttı eren demek söyleyecek net bi şeyi yok diye düşündü. ders aralarında sınıftan hiç çıkmadı. kitap okuyordu. dersler bitti ve eren toparlanıp çıktı. otobüse yöneldi tam arkasından birinin ona seslendiğini duydu. kafasını çevirdi feyzaydı... nefes nefeseydi. az konuşalım dedi. eren kafasını salladı. feyzayla yürümeye başladılar. feyza ona dönüp taşınmışsınız dün gece dedi. eren onayladı. nasıl olur yaa? bir gecede aniden. ayşe teyze ne düşünüyordu. allam ne tuhaf bir ailesiniz. eren biraz sinirlendiğini hissetti. feyzaya baktı. uhh alınganız bir de. sonra aniden gülümsedi ama en azından bazen nnormal insan tepkisi veriyorsun dedi.

sonra ciddileşti ve neden dedi. ney neden? neden barda olay çıkardın hiç senin yapacağın türde bir davranış değildi.. kıskançlık krizi?? buna anlam veremiyorum eren seni 5 yaşından beri tanırım.

7 diye düzeltti eren...

çizgi(boy-boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin