Belki de ilk defa bu soruyu kendime soruyordum. Kimim ben? Eğer bi insanın kim olduğu kimlik bilgilerine bağlıysa herkes gibi sıradan ama yaşadığı hayatın üstesınden gelemeyen biriydim. Usulca arkamı döndüm bana seslenenin kim olduğuna bakmak için. Sert bakışları, çıkık elmacık kemikleri, uzun ve dağık saçlarıyla olağanüstü bir çekiciliği vardı. Bunun yanı sıra uzun boylu ve yapılı bir adamdı. Ben onu incelerken yanıma yaklaşmış ve omzumu hafifçe dürterek sorusunu yinelemişti. Kafamı kaldırdım ve göslerine bakarak kim olduğumu tekrar düşündüm. Ama hiçbir şeye benzemiyordum. Bu yüzden sadece kimseyim demekle yetindim ve kalktığım taşa tekrar oturdum. Ve kaldığım yerden tekrar denizi seyretmeye başladım. Biraz önce sonsuz özgüvenle atlamaya karar verdiğim sular tekrar gözümü korkutmaya başladı. Hem kim olduğunu bilmediğim bi adamın yanında da kendimi küçük düşürmek istememiştim. Tekrar bana yaklaştı ve yanıma oturdu. Bu sefer yine hiç düşünmediğim vi soru sordu. Seçme şansın olsaydı dünyaya ne olarak gelmek isterdin dedi. Sorusu aklımı kurcalamaya başladı. Bu zamana kadar hiçbir şeyi seçme şansım olmamıştı. Yüzümü ona döndüm gayet rahat bir tavırla cevabımı bekliyordu. Birden bire kelebek olmak isterdim dedim. Nedenini merak etmiş olmalı ki tek kaşını kaldırmış suratıma bakmaya devam ediyordu. Çünkü dedim çünkü bir gün yaşamak ve ölmek isterdim. Hiçbir şey söylemedi. Oturduğu yerden kalktı ve elini bana uzattı. Ne yapıyorsun der gibi bakınca. Benimle gel kelebek demişti. Şu tek günlük ömrünü bana ayır, kaybedeceğin birşey yok demişti. Doğruydu kaybedeceğim birşey yoktu elini tuttum ve bende kalktım. Fakat en büyük şeyi atlamış ve kendimi hesaba katmamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANIM AZ BEKLETME
Teen FictionSon anda yetiştim ve onunkilerin yanında küçük kalan ellerimle elini tuttum. Kulağına yaklaşarak usulca zamanım az bekletme dedim. Gitti ve hala bekliyorum. En umutsuz olduğum anda karsıma çıkan adam, en zor zamanlarımda yanımda değildi . Onun için...