2.Bölüm

72 8 8
                                    

   Babamın ölümünün üzerinden bir koca hafta geçmişti.Sanki heryer karanlıktı oturduğum güneşli yerden kocaman çınarımız çekilmişte güneşin sıcağında sadece küçük çınarla yetinmeye çalışıyordum annemin gölgesi olan küçük çınar.Annem kiliseye çağırdığından beri kilisede neler yaptığımı hatırlamıyorum tek hatırladığım konumumu unutup babamın tabutuna sıkıca sarılıp ağlamak olmuştu.Annem ise fenalaşıp duruyordu sürekli "ailemden ayrılırken bu kadar acı çekmedim....Kocaman çınarım beni tek bıraktı"diye titrek sesiyle fısıldıyordu ve sessizce ağlıyordu.Ağlıyordu ağlamasına ama içinden ağlıyordu sadece 5-10 damla yaş döküp siliyordu babamın bu vedasız gidişine sitem ediyordu fakat nereye kadar edebilirdi ki ne kadar bağırıp çağırmak istediği yüzünden belliydi kendini tutuyordu kraliçe olduğu için tutuyordu. Bu kara günde çok emin olduğum tek bir şey vardı o da annemin bugün için sınırsızca ağlaması için kraliçe olmak istememesiydi.Kilisede yapılan ayinlerden sonra halkın yere yatıp yas tutmaları eşliğinde gömülmesiyle son buldu.Artık gitmişti kocaman toprağın altına girmişti sanki hiç mutlu olamayacak birdaha gülmeyecektim onu çok özleyecektim fakat herşey gibi o da unutulacaktı.

   Babamın gömülmesinden sonra 3 gün yas ilan edildi.Bu süreçte kimse gülmeyecek gülse bile kahkaha atmayacaktı eğer gülenler yakalanırsa gülme sesine göre zindanda kalma günü artacaktı.Bu süreçte kimse fazla gürültü yapmayacak barlar ve benzeri eğlence yerleri kapatılacaktı ayrıca her aileden en az biri mutlaka saraya gelecek ve kraliyet ailesine saygılarını iletecekti.

   Odamda öylece durmuş dışarıdan gelenleri seyrediyordum.Kapının çaldığının farkında bile değildim.Kapı daha sert vurulunca irkildim

-Girin

Gelen hizmetçimdi arkasında yemekçiler vardı hizmetçim eğilince onlarda eğildi selamlarını yapıp ayağa kalktılar.

-Ne vardı? Bu kadar hızlı neden vurdun?

-Efendim sadece cevap vermeyince korktum yemeğimizi getirmiştim.

-Yemeyeceğim!

-Aaama ee

-Sana yemeyeceğim dedim! Hemen dışarı çık emrediyorum!

 1 hafta geçmesine rağmen sadece çok acıktığımda yemek yiyordum fakat yinede üzüntüden de olsa tek bir kilo bile verememiştim.

-Ppeki efendim

dedi ve arkasındakilere eliyle işaret yapıp kafa selamlarıyla arkalarını dönmeden çıktılar sanırım biraz kaba davrandım diye düşündüm sadece işini yapıyordu. Kapı tekrar çalındı.

-Girebilirsiniz!

 Kapıyı açıp içeri giren ve diz çöken yakışıklı kişi Aarondu çok ciddi duruyordu. Aaron ela gözlü, koyu kahverengi saçlı, 1.90 cm'ye yakın uzun boylu, ne giyerse giysin atletik yapılı olduğu belliydi krallıktaki tüm kızlar ona hayrandı sanırım ben hariç.Sadece yakışıklı geliyordu fakat ona karşı birşeyler asla hissetmedim en azından şimdiye kadar. Aaron tam evlenilecek kriterlere sahipti.Aslında sadece onunla evlenebilirdim belki onunla mutlu olurdum ama o zaman kraliçe olamazdım ya konumumdan vazgeçecek ve babamın sözünü tutamayacaktım ya da sadece böyle kalacaktık iki ayrı konumdaki insanlar gibi...

-Efendim ben Aaron bundan sonra size hizmet edeceğim

-Aaron sen sadece bu ülkenin kral ve kraliçesine hizmet edersin bu ne demek oluyor?

-Efendim kraliçe Lisa'nın emri var sizi emretti.

-Bu sorumu yanıtlamadı!

-Size kendisinin açıklayacağını söyledi.

Şişman Prenses(Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin