Üzgündü Mert. Ne yapacağını bilmiyordu. Bu aralar hayat onun için pek yolunda gitmiyordu. Kızlarla da görüşmemişti bir kaç gündür. Arayıp soran yoktu. Yalnızlık seviyesi hadsafadaydı. Yalnızlıktan ders çalışır duruma gelmişti. İnanamıyordu bu yaptığına. Mert ARHAN'dı o. Ders çalışmak ona göre değildi. O partilerden partilere koşar, kızlarda onun peşinden koşardı. Arada bir bakardı derslere. Çok iç açıcı değildi onun için okul hayatı. Üniversite okumasına bile gerek yoktu çünkü tam olarak ARHANLAR'ın biricik veliahtıydı. fakat bir sorun vardı ki babası üniversite okumasını zorunlu kılmıştı. Mert'e göre saçmaydı bu. Babasına da sinirliydi bu konuda ama babasını çok severdi kırmak istemediği için kabul etmişti. Mert Vedat Bey'e çok benzerdi. Hem tip olarak hem de bazı davranışları yönünden. Yakışıklı bir insandı Vedat Bey. Mert ise babasını solda sıfır bırakmıştı bu konuda. Genetikte bir hayli çoktu yakışıklılık. Mert'in yardımseverliğini ve dürüstlüğünü de babasından aldığı belliydi. Lakin Mert tutumsuz ve çalışmayı sevmeyen bir gençti. Vedat Bey Mert'in üniversite okumasını biraz da bu durumdan dolayı istiyordu. Uzak bir şehirde Vedat Bey ve Nergis Hanımın hasretiyle, hizmetçileri olmadan ve veliaht Mert ARHAN yerine sıradan bir öğrenci olan Mert ARHAN olarak yaşamayı öğrenmeli, paranın değerini bilmeli, çalışmayı kendine yakıştırmalıydı. Vedat Bey yüksek mertebelere ulaşmak için çok çalışmış işin başına geçtiğinde de bu çalışmayı istikrarlı bir şekilde sürdürmüştü. Mert eğer çalışmayı öğrenmezse işin başına geçtiğinde işleri aksatabilir ve ARHANLAR'a zarar verebilirdi. Mert'in sınav sonuçları bu hafta açıklanıyordu. Mert, Vedat Bey'e özel bir üniversitede okumak istediğini ve İstanbul'dan ayrılmak istemediğini söyledi. Vedat Bey'e göre bu söz konusu dahi olamazdı. Mert babasının kararlı bir yapısı olduğunu bildiği için bu konuyu çok fazla gündeme getirmedi. Hafta sonu gelip çattı. Mert derslerine arada bir baktığı için puanı pek parlak bir puan değildi. Bu yüzden de İstanbul'da bir üniversite yazamadı. Vedat Bey'in de istediği tam olarak buydu. Mert biraz hasretin ve elinde bulunan şeylerden yoksun kalmanın tadına bakmalıydı. O hafta sonu oklar İzmir'i göstermişti Mert ARHAN'a. Dokuz Eylül Üniversitesi İİB fakültesi iktisat bölümüne çevrildi oklar. Vedat Bey istemişti bu bölümü de. Sebebi ise Mert işlerin başına geçtiğinde zorluk çekmesin diyeydi. Okulların açılmasına kısa bir zaman kalmıştı da zaten. Veda edecekti Mert çok sevdiği İstanbul'una. Yalnızlığı karşısında kendi yalnızlığını unuttuğu Kız Kulesine. Partilerden partilere koşup deliler gibi içtiği barlar sokağına. O veda edecekti 18 yılına. Ama merhaba diyeceği bir kapısı da vardı artık: İZMİR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEFA
RomanceBir mitomani hastasının yaşamından kesitler bulundurduğum bu çalışmada hepinize iyi dileklerimi gönderiyorum ve böyle insanlarla karşılmamanızı temenni ediyorum. İYİ OKUMALAR DOSTLARIM :)