Vefa gözlerini açtığında babasının kucağında uyuyordu. Dün zor bir gündü Vefa için. Neyse ki babası dünyalar güzeli kızını yalnız bırakmamıştı yaptığı şey ne kadar yanlış olursa olsun. Vefa gözlerini açıp babasına kocaman sarılıp iki yanağından öptü ve kulağına "Bu sefer senden özür dilemeyeceğim değişeceğim ve senin bu değişimi görmen benim özürüm bu olacak" dedi. Vefa mitomani hastası bir kızdı. Babası ne kadar destek çıksa da hastalığından dolayı yalan söylemekten bir türlü vazgeçemiyordu. Vefa uzun boylu kocaman siyah iri gözlü upuzun siyah saçları olan bir kızdı. Tekrar tekrar dönülüp bakılacak kızlardandı denilebilir. Güzelliğinin yanında birde şu hastalığı olmasaydı ah. Söylediği yalanlardan sonra pişman olurdu ve saatlerce ağlardı çünkü yalan söylemesi isteği dışında gerçekleşirdi. Aslında melek gibi bir yüreği vardı. Bu sene yaşıtlarıyla eğlenip gülmek yerine oturup ders çalışmıştı. Tabii 4 yılı bir yıla sığdırmak o kadar kolay değildi. Çabaladı en iyisini yapmak istedi. İstanbul'da bir üniversite istiyordu Alaçatı'nın incisi. Sonuçlarda bugün açıklanıyordu. Kahretsin nasıl unutmuştu. Hoş dün ki telaştan sonra amcası doğursa onu dahi unuturdu. Öyle bir gün geçirmişti. ÖSYM sayfasına girip T.C. kimlik numarasını yazdı ardından da şifresini. Butona tıkladı olacağından emin bir şekilde. İstanbul sosyetesi olacaktı Alaçatı'nın incisi. Ama sonuç hüsrandı. Okyanusta boğulur gibi hissetti kendini. Olmamıştı. Yazan yerse onu mutsuz ederken babasını mutlu etmişti. Ama annesinin haberi yoktu. Annesiyle babası Vefa çok küçükken ayrılmışlardı. Mitomani olmasının sebebi de belki de bu olaydan sonra sevgisinin eksik olduğunu hissetmesiydi. Babası annesinin yokluğunu hissettirmemeye çalışsa da Vefa'nın annesiyle 10 yaşına kadar görüşmemesi etkisini göstermişti bu durumda. Bir gün çıkıp gelmişti annesi Vefa 10 yaşındayken. Yıllardır hasret kaldığı birisiydi. Onun en yakınıydı ama belki de en uzağıydı. Bilemiyordu o sıralar ne olduğunu. Gelmesinin üstünden 8 yıl geçmesine rağmen anne-kız ilişkileri yok denecek kadar azdı. Mitomani hastalarının yaptığı gibi kafasında kurguladığı hayatı sürdürmeye çalışıyordu Vefa. İnanması ve yaşamaya çalışması bile zor şeylerdi kafasında kurguladıkları. Annesi İstanbul'da yaşıyordu. İstediği üniversite için bir araçtı annesi. Babası başka şartla dışarıya izin vermezdi çünkü hastalığı hem çevresindekilere hem de kendine zarar verebilirdi üniversite ortamına yalnız girseydi. Babasının da istediği son şey buydu. Annesine haber vermek için aradı. Bilmek hakkı değil diye düşünse bile annesiydi sonuçta. Annesini aradı ve telefon ikinci çalışta açıldı. Vefanın konuşmasına izin vermeden annesi "İzmir 9 Eylül Üniversitesi İİB Fakültesi İktisat Bölümü başarılar Vefa'm" diye bağırdı. Vefa beklemiyordu şaşırdı annesine nerden bildiğini sordu. Annesinin cevabı şuydu " Bugüne kadar bütün şifrelerinin vefavefavefa olmasından kaynaklanabilir mi ?" dedi ve gülüşüp veda ettiler. Hayallerinin değil belki ama hayatının şehriydi. İçinden şöyle geçirdi
İZMİRE YENİDEN HOŞGELDİN VEFA!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEFA
RomantizmBir mitomani hastasının yaşamından kesitler bulundurduğum bu çalışmada hepinize iyi dileklerimi gönderiyorum ve böyle insanlarla karşılmamanızı temenni ediyorum. İYİ OKUMALAR DOSTLARIM :)